Hüsn-i Hat’tın önemli temsilcilerinden Hattat Mustafa Cemil Efe, üç yıl aradan sonra 13. kişisel sergisini açtı. “Tecelli” isimli sergide birbirinden kıymetli Hüsn-i Hat örneklerinin yanı sıra padişahların kullandığı hat malzemeleri de sergileniyor. Yeni Şafak’a konuşan Efe, ayetleri, tarihi çerçevelerin içine özel olarak tasarladığını söyledi.
Hattat Mustafa Cemil Efe üç yıl aradan sonra 13. kişisel sergisi “Tecelli”yi sanatseverlerle buluşturdu. Hattatın bu üç yılda ürettiği 170 eserden oluşan Hüsn-i Hat sergisi, Saray Koleksiyonları Müzesi Dolmabahçe Sanat Galerisi'nde önceki gün açıldı. Açılışa İstanbul Valisi Davut Gül ve eşinin yanı sıra birçok sanatçı ve sanatsever katıldı. Hattatın daha önce görülmemiş her biri bu sergi için üretilmiş eserleri ve farklı ülkelerden topladığı çerçevelere yerleştirdiği ayetler, 18 Aralık’a kadar görülebilecek. Efe’nin eserlerinin yanı sıra koleksiyoner Yusuf İyilik’e ait padişahların kullandığı 25 Hüsn-i Hat malzemesi sergileniyor. Bunlar arasında; Ya Fettah yazan hat makasları, hokkalar, hattat sandıkları gibi objeler vitrinlerde sergileniyor.
SERGİNİN İSMİNİ BABASI AHMET EFE VERDİ
Yeni Şafak’ın sorularını yanıtlayan Efe, sergi yapmanın, eser ortaya koymaktan çok daha zor bir iş olduğunu söyledi. Serginin ortaya çıkış hikayesini ise şöyle anlattı: “Sanatımın ilim ve mana tarafını çok önemsiyorum. Sergi için iki yıl sadece okudum. Bir gün Adiyat Suresi’nin üçüncü ayetinde, Allah-u Teala ‘Sabah vakti baskın yapanlara’ buyurduğu ayetle karşılaştım. Üç saatten fazla uyumuyor, atölyeye sabah erkenden geliyordum. Kendimi ayetin muhatabı gibi hissettim ve sergiye başladım.”
Böylece otuz cüz boyunca etkilendiği ayetleri istiflemeye başlayan Hattat, ayetler arasındaki manaları sıralayarak “Tecelli”yi oluşturdu. Sergiye ismini, babası Ahmet Efe’nin verdiğini ifade eden Hattat Efe, “Dedi ki ‘Oğlum her şey Allah'ın tecellisidir. Sen eserler ürettin, bu Allah’ın bir tecellisidir. Eserlerini görecek insanların ne kadar nasipleneceği tecellidir.’ Bunu serginin mottosu yaptık” dedi. Cemil Efe, ziyaretçilerin sergideki tüm eserleri okuyup, manasını çözümleyip, bir fikirle sergiden çıkmasını istediğini söyledi.
MİNYATÜRLÜ HİLYE-İ ŞERİF GÖRÜLMEYE DEĞER
Besmeleyle başlayan sergi, ayet, hadis, çeşitli güzel kelimelerle devam ediyor. “Tecelli”nin en dikkat çeken bölümü ise Kur’an’da yer alan 28 peygamberin isimlerinin sıfatlarıyla yazıldığı çerçeveler. Peygamber isimlerinin ortasında yer alan Hilye-i Şerif, özel olarak tasarlandı. Sekiz minyatürün yanı sıra salavat ve Nebe Suresi yazılı Hilye-i Şerif, serginin en dikkat çeken eseri. Efe, “Kalemsiz Yazılar” adını verdiği seride yazdığı bir eserine ilişkin arzusunu, “‘Beni Senden Ayırma’ yazısını 20 metreye 30 metre olacak şekilde bir havalimanında sergilenirken hayal ediyorum” sözleriyle aktardı. Bir yandan da Fransa, İtalya, Almanya ve İngiltere’den 450'ye yakın eski çerçeve satın alan sanatçı, daha önce içinde Hz. Meryem ve Hz. İsa tasvirleri olan çerçevelerin, yazılarla kısmetlendiğini aktardı. 150-200 yıllık özel tasarım yüz çerçeveden en eskisi 300 yaşında.
Mazlumlar Köşesinin geliri mazlumlara
Sergide zulüm altındaki Müslüman ülkelerin anlatıldığı “Mazlumlar Köşesi” içimizde kanayan yaralara tercüman oluyor. Filistin, Arakan ve Yeni Zelanda gibi ülkeleri anlatan eserler yer alıyor. Sanatıyla onların durumuna tercüman olmak isteyen Mustafa Cemil Efe, bugüne kadar yaptığı eserleri bu köşede topladı. Çoğunlukla Filistin yazılarının olduğu köşenin eserlerinden elde edilen gelir bu coğrafyalara bağışlanacak.