Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Aslı Nur Özkan, TÜRKPATENT'in üniversiteler arasında düzenlediği yarışmada, "Örümcek Ağı Özütünün Prostat Kanseri Hücrelerinde Seçici Antikanser Etkisi" buluşuyla ödül kazandı; projesinde, örümcek ağından elde edilen özütün kanser hücrelerini öldürdüğünü gösterdi. Özkan, bu projesi için ninesinden ilham aldığını söyledi.
Türk Patent ve Marka Kurumunca (TÜRKPATENT) üniversiteler arasında düzenlenen yarışmada ödül kazanan Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Aslı Nur Özkan'ın açıklaması şöyle:
Özkan, TÜRKPATENT’in 1. Ulusal Üniversiteler Patent Yarışması’nda birincilik ödülünü kazandığı “Örümcek Ağı Özütünün Prostat Kanseri Hücrelerinde Seçici Antikanser Etkisi” konulu buluşu hakkında açıklamalarda bulundu.
Ödül kazandığı buluşuna değinen Özkan, şunları kaydetti: “Ben çocukken ninem yaralarını iyileştirmek için örümcek ağı kullanırdı. O zamanlar ona ‘yapma böyle, bak mikrop kapar’ derdim. O da ‘sen bilmezsin, iyi geliyor bu’ diye cevap verirdi. Bunu, nasıl iyi geliyor diye, uzun yıllar düşündüm. Üniversitede yolum Prof. Dr. Oğuzhan Doğanlar ile kesişti. Kendisi doğal maddelerin kanser üzerindeki etkisini araştırmayı seven ve bu konuda uzman olan bir hocamız.
"Örümcek ağından bahsettim, ‘neler yapabiliriz çalışmayı çok istiyorum’ dedim. ‘Eğer yara iyileşmesini sağlıyorsa antikanser özelliği de olabilir’ dedi ve biz çalışmalara başladık. Böğürtlen çalılarının üzerinden örümcek ağları toplamayla çalışmamızı başlattık. Gece gündüz, hafta içi, hafta sonu çalıştık ve bir ekstrat elde etmeyi başardık. Elde ettiğimiz ekstratın içeriğini tespit ettik. Son derece zengin hücre yenileyici antioksidan ve antikanserojen maddeler ve bileşikleri içinde barındırdığını saptadık. Kanser hücrelerine uyguladık ve gördük ki, kanser hücrelerini programlanmış hücre ölümü denilen yola sürüklüyor. Fakat bu etkiyi sağlıklı hücreler üzerinde göstermiyor. Yani elde ettiğimiz ekstrat kanser hücrelerini seçebilme özelliğine sahip.”
Özkan, iki yıllık bir emek sonucu örümcek ağından elde ettikleri ekstratı daha da gelişmiş hale getirmek için çalışmalara devam edeceklerini belirterek, “Çünkü buluşumuzun keşfedilen tüm ilaçlarda olduğu gibi insana uygulanma aşamasına gelene kadar izlemesi gereken uzun bir yol var. Bu da yaklaşık olarak en az 5 yıllık bir süreç demek. Son aşamasına kadar çalışmamı götürmek tabii ki en büyük hayalim. Dilerim ki, vakti geldiğinde buluşum ülkemizin geliştirdiği yerli ilaçlardan biri olarak dünya piyasasında hak ettiği yeri bulur" ifadesini kullandı.