|

Kanser sizden korksun!

Ekim ayı, “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul ediliyor. Meme Sağlığı Derneği Kurucusu Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen, erken teşhisin bu hastalıkta mücadelede hayati önem taşıdığını söylüyor. Özmen, meme kanserinin tanı ve tedavisinde Türkiye›nin birçok ülkeden daha ileri olduğuna vurgu yapıyor.

Hatice Saka
04:00 - 7/10/2018 Pazar
Güncelleme: 15:39 - 6/10/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Vahit Ozman
Vahit Ozman

Ekim ayı, her yıl tüm dünyada ve Türkiye’de “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul ediliyor ve meme sağlığı için etkinlikler gerçekleştiriliyor. Memeder bu anlamda ekim ayı boyunca sayısız etkinlik gerçekleştiriyor. Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER) Kurucusu Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen, 2007 yılında kurdukları derneğin yapısı itibariyle Türkiye'deki ve çoğu Avrupa ülkelerindeki derneklerden farklı olduğuna dikkat çekiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: "Çünkü bu dernekte bilimsel projeler üretiliyor ve bunlar yayınlıyor. Projelerimizi bakanlıkla ve bilim dünyasıyla paylaşıyoruz. " Meme kanseri tarama projesi derneğin yaptığı önemli çalışmalarının başında geliyor. 2008 yılından bu yana tam 10 bin kadına tarama yapmışlar. Bu kadınlardan 125'ine erken meme kanseri tanısı konulmuş. Üstelik bütün bu tarama hizmeti, muayene ve kanser teşhisi konulması sonrasındaki tedaviler ücretsiz yapılıyor.

SON YILLARDA ARTTI

Türkiye'de meme kanserinin son 20 yılda 2 kattan fazla arttığını belirten Özmen, doğurmamış ve emzirmemiş olmak, erken adet olmak, geç menopoza girmek, obezite, hareketsiz yaşam gibi etkenlerin meme kanserinde riski artıran faktörler arasında olduğunun altını özellikle çiziyor.

Özmen, erken teşhisin önemine vurgu yapıyor ve " Sıfır, birinci ve ikinci evrede yüzde doksan memeyi koruyoruz. Bazı hastalar kemoterapi alıyor, bazıları ise radyoterapi görüyor. Altı yedi aylık bir tedavinin ardından hasta normal yaşamına dönebiliyor. " diyor. Erken teşhiste ise düzenli momografi çektirmek ve doktor muayenesi hayati önem taşıyor. Bu anlamda Türkiye'de kadınların eskisine nazaran bilinçlendiğini söyleyen Özmen, diğer yandan Türkiye'nin bu konuda örnek ülke olduğunu söylüyor ve ekliyor. " Ülkemiz ve Memeder adına Orta ve Doğu Avrupa'daki kanser derneklerine eğitimler veriyoruz ve Türkiye modelinin uygalanması için çalışmalar yapıyoruz."


Hastalığımı sevdim

Prof.Dr. Vahit Özmen’in hastalarından biri olan Emel Doğan, 46 yaşında iken tamamen tesadüf eseri gögsündeki kitleyi fark etmiş. Erken teşhis sayesinde yeni bir hayata kavuştuğunu söyleyen Doğan, “ Hastalığımdan sonra kendimle daha barışık oldum, daha kaliteli yaşamı seçtim, inancım kuvvetlendi. Allah’a daha çok bağlandım. Ailemin ve sevdiklerimin desteğini almak beni güçlendirdi. Ben hastalığım sevdim ve hiç korkmadım. “68 yaşındaki Pervin Halimoğlu ise her yıl hiç aksatmadan mamografi çektirmesi sayesinde hastalığının daha başlangıcında teşhis edildiğini ifade ediyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “ Vahit Özmen’e gittiğim zaman, bana keşke tüm kadınlar sizin gibi zamanında kontrollerini yapsalar demişti. Ameliyattan sonra kemoterapi görmedim. Sadece radyoterapi gördüm. Beş yıl boyunca ilaçlarımı aldım ve hastalığım tamamen geçti. Çevremdeki tüm kadınlara kanserden korkmayın o sizden korksun diyorum. Kontrollerini yapmaları için teşvik ediyorum. “

Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında MEMEDER tarafından hayata geçirilen Pembe Festival’in 2.’si İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’nde bugün de devam ediyor. Meme kanseri tanısı almış hasta ve hasta yakınlarının, uzmanlardan hem meme kanseri hakkında bilgi alacağı hem de farkındalık çalışmalarına destek olan isimlerle bir araya geleceği festivalde, aromaterapi, dikiş, nefes ve mindfulness (farkındalık) eğitimlerinin verileceği atölye çalışmaları da yapılacak.


#kanser
6 yıl önce