Seçime tam 7 gün kalmışken, milletvekili adayları da hız kesmeden sahadaki çalışmalarını sürdürüyor. AK Parti 20 yıl içinde hem meclisteki kadın milletvekillerinin sayısını artırdı hem de kadının ailede ve toplumdaki yerini iyileştirdi. Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk 1934 yılında kanunla kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesini sağladı. Ancak Meclis’e giren kadın sayısı 1935’ten 2002 yılına kadar seçilen milletvekili sayısı arasında yüzde 4.4 oranını geçemedi. Yine başörtülü kadın seçme hakkını kullandığı halde seçilip Meclis’e girme hakkını ancak 2013 yılında başörtüsü özgürlüğünden sonra elde edebildi. AK Parti böylece Meclis’teki kadın milletvekili sayısını yüzde 17’lere taşıdı. Bugün Meclis’te 53 kadın vekili bulunduran AK Parti, yeni dönemde 113 kadın vekil aday göstererek, Meclis’te kadın temsilini artırmakta kararlı. Aynı zamanda AK Parti, kadının aile ve toplum içindeki yerini de iyileştirmek için önemli atılımlar yaptı. Ev hanımlarına emeklilik hakkı tanıyan, iş kurmak isteyen kadınlara verilen maddi destek, çalışan annelerin çalışma saatlerinde iyileştirme yapan, kadın ve erkek çalışanlar arasındaki ücret adaletsizliğini gideren, şiddet gören kadına sahip çıkarak yasalarla kadının yanında olduğunu gösteren AK Parti’nin kadın milletvekili adaylarıyla seçim öncesi biz de sahalara çıktık. Kadınların AK Partili milletvekili adaylarından neler beklediğini biz de onlarla birlikte dinledik. AK Parti’nin 20 yılda kadınlar için yaptığı çalışmaların nasıl karşılık bulduğunu yerinde gördük. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kadınların kendileri için değil aileleri için talepleri var. Özellikle de çocukları için. Çocuklarının iyi bir eğitim görmesi her annenin en büyük hayali. Aynı zamanda üretimde bulunan kadınlar bu konuda devletten destek gördükleri için çok mutlular. Geçtiğimiz hafta 1 Mayıs Pazartesi günü, sabahın ilk saatlerinden güneşin çekilmesine kadar, İstanbul’un en kalabalık iki ilçesinde hummalı bir seçim çalışmasının içindeydim. AK Parti İstanbul 2. Bölge Milletvekili Av. Dr. Rabia Kalender İlhan ile İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adayı aile terapisti Yıldız Konal Süslü’nün seçim maratonunu takip ettim. İki milletvekili Sultanbeyli ve Ümraniye’yi semt semt mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev dolaşıyor. Dokunmadık el, gitmedikleri esnaf, geçmedik sokak bırakmıyorlar. Ellerinde kırmızı karanfillerle genç, çocuk, yaşlı, engelli, öğrenci her yaştan kadına temas ediyorlar. Yıldız Konal Süslü bölgede yaşayan Kürtlerle hem Kürtçe hem de Zazaca konuşarak dertlerine ortak olmayı ayrıca önemsiyor. İki kadın milletvekili adayımız da kendilerine iletilen her sorunu da tek tek not defterlerine kaydettiler. Ümraniye Çarşı AK Nokta’da günü yarıladılar.
Daha sonra Türkiye’nin en büyük güçlerinden biri olan gençlerin yanında soluğu aldık. Genç bir kadın olarak, ilk kez oy kullanacak 160 kızın bir araya geldiği Ümraniye Nikah Sarayı’ndaki yemekli soru cevap etkinliğindeydik. Aile terapisti Yıldız Konal Süslü, 15 genç kızla birlikte “Hayat, aşk ve vatan” üçleminde sanat terapisi yaptı. Süslü’nün kısa terapisi daha şimdiden Meclis’te kadın ve aile için yapacaklarının kısa bir özetiydi. Terapi bittiği gibi, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek kuşak için beklentilerini dinlediler. Gençler arasında popüler olan AK Parti’nin rap seçim şarkısı 2. KAT’ın seslendirdiği “Kafa Tutar Dünyaya” eşliğinde hatıra selfie ve reel’lar çekildi.
Ardından Sultanbeyli ilçesinde 2 katlı düğün salonunda hınca hınç dolu olan “Memleket Buluşmaları” kapsamında Doğulu seçmen kadınların ağırlıklı olduğu buluşmaya geçildi. Şarkılar söylendi sohbetler edildi, dertler dinlendi ve günün sonunda yorgun ama Türkiye’nin geleceğinden umutlu iki cesur ve güçlü kadın milletvekili adayıyla oradan ayrıldım.
Ayşe Böhürler bu seçimlerde Kayseri’den aday gösterildi. Kayseri’de sahada sokak sokak, ev ev gezip kadınların dertlerini dinliyor ve AK Parti’nin 20 yılda yaptığı çalışmaları anlatıyor. Anadolu’daki kadınların sorunları ve partiden beklentilerinin yaşlara ve ekonomik kültürel seviyeye göre çeşitlendiğine vurgu yapan Ayşe Böhürler, “Ülkenin güvenliği, ekonomik refah, iyi bir eğitim, kreş imkânlarının artması, bağımlılıkla mücadele, huzurlu bir ortam buradaki kadınların da talepleri” diyor. Kayseri’nin Türkiye’nin altıncı büyük sanayi şehri olduğunu ve burada çalışan kadın sayısının diğer illere oranla daha yüksek olduğunu hatırlatan Böhürler, asgari ücret zamları ve sosyal haklar konusundan insanlar memnunken civar bölgelerden ulaşım imkânları, kreş, anaokulu gibi isteklerin çalışan kadınların isteklerinin de öne çıktığını belirtiyor. Böhürler, üniversiteli gençlerin ise daha çok devlet kurumlarında iş istediklerini söylüyor.
Kayseri’ye yapılacak yatırımları daha çok teşvik etmek gerektiğinin altını çizen Böhürler’in sahada yaptığı gözlemleri önemli:
“Burada 4. Organize Sanayi Bölgesi’nin açılması kadın istihdamına destek sağlayacak. Gıdadan tekstile makineye pek çok sahada eleman eksiği ortaya çıkacak. Bir Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulması çok önemli. Bu da tarım kesiminde çalışan pek çok kadına iş imkânı sağlayacak. Turizm sektörü Kayseri’de çok daha hızla gelişebilir. Burada Soğanlı-Ürgüp bağlantısının sağlanması, balondan yamaç paraşütüne pek çok sahada yapılacak yeni yatırımlar bu sektörde gelişmeyi sağlayacak, projeler masamızda. Kütüphanelerin sayısı artıyor ama gençlere yetmiyor, Kayseri’ye yeni ve büyük bir Millet Kütüphanesi yapılması gerekiyor. Bu konuda öncü olacağım. Burada okuyan bir gençlik var. Şehrin bu kültürel dokusunu güçlendirmek gerekiyor. Organize Sanayi bölgelerini geziyorum. Burada terzilik gibi el işi ustalık isteyen alanlarda kadınlara iş eğitimi imkânlarını artırmak gerekiyor. Bu konuda talep çok. İş dünyasının talebi olan ustalık alanlarında kadınları güçlendirmek önemli fırsatlar sunacaktır.
Diğer taraftan kadınlar için spordan sanata, kültüre fırsatları artırmak, kadın girişimcilere destek vermek, yeni nesil teknoloji yoğun illerde kadınları desteklemek, annelerin çocukları için iyi bir gelecek arayışlarına, dertlerine deva olacak projelerin hayata geçmesini sağlamak saha gözlemlerime göre bağımlılıkla mücadele çok önemli. Kayserinin becerikli hanımlarını evlerde ki üretimi gelir getiren hale getirmek gerekiyor, evinden çalışma imkânları daha da çoğalmalı. Kira artışları,evlerin depreme dayanıklılığı gibi konular çok önemle dile geliyor. Ayrıca birbirinden farklı pek çok kesimlerin talepleri farklı, onların hepsiyle iletişime geçerek hayatlarını güzelleştiren her türlü işte en büyük destekçileri olacağım.“
Halime Kökçe, İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adayı. İki yıl boyu AK Parti İstanbul İl’de görev aldı. Aynı zamanda gazeteci ve akademisyen. Sahada AK Parti’nin çalışmalarını uzun süredir takip eden Kökçe, kadınların özellikle AK Parti’nin güçlendiren politikalarından çok memnun olduğunun altını çiziyor ve ekliyor: “Kadının istihdama katılması, kız çocuklarının eğitimi, engelli çocuk annelerine sağlanan kolaylıklar, yaşlı bakımı, el işinin, el emeğinin değerlendirilmesi ve sigortalandırılması gibi hususlar uzun bir süredir AK Parti’nin kadını güçlendirici politikaları. Bunlar sahada AK Parti’ye pozitif yönelimin en temel gerekçesi olarak karşılığını aldığımız şeyler. AK Parti’ye bir talepten ziyade bir teşekkür olarak yansıdığını düşünüyorum. Kadınlar daha ziyade mevcut kazanımlarını kaybetme endişesi taşıyorlar. Özellikle evlilikte 25 yılını doldurmuş kişilerin emekli olabileceği meselesi, seçim beyannamesine yansıyan, primlerinin de üçte birinin devlet tarafından karşılanacak olması, büyük bir memnuniyet yarattı. Evliliğe adım atacak olan kardeşlerimizin Aile ve Gençlik Bankası üzerinden 2 yıl ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin lira evlilik kredisi alabilecek olmaları da sahada memnuniyet yaratan bir husus oldu.Özellikle ev hanımlarının ve çalışan kadınların, kadını güçlendiren politikalar konusunda çok müteşekkir ve talepkâr görüyorum.” Siyasette kadın varlığının en çok olduğu partinin AK Parti olduğunu da hatırlatan Kökçe, siyasetteki kadınlar için de şu değerlendirmeyi yapıyor: “AK Parti içinde yüzde 30 kadın kotası var. Siyasette de kadının emeğini ve kadının yerini de güçlendiren yani tüm Türkiye’nin siyasetine baktığımızda, 2002’den AK Parti iktidara geldikten sonraki süreçte kadının görünürlüğü, yüzde 100 artmış vaziyette. Hem siyasette hem iş hayatında hem de eğitim alanında kadını kalkındıran her üç alanda da bütün verilerin son 20 yılda misliyle arttığını söyleyebilirim.”
Özlem Zengin, AK Parti milletvekili adayları arasında sahadaki en tecrübeli isimlerden biri. Kadınlar tarafından çok seviliyor. Meclis’te kadınların gür sesi olarak kabul ediliyor. O da bütün gücüyle ailede ve toplumda kadının yerini daha da iyileştirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Daha önce Tokat miletvekili olarak meclise giren Zengin, şimdi ise İstanbul milletvekili adayı. Anadolu’daki kadınlarla İstanbul’daki kadınların isteklerinin birbirinden çok da farklı olmadığının altını çiziyor. Özlem Zengin, Anadolu’daki kadınlarla büyük şehirde yaşayan kadınların AK Parti’den beklentilerinin hemen hemen aynı olduğunu söylerken sahadan şu izlenimlerini de paylaşıyor: “Kadınlar evde ürettiklerini satmak istiyorlardı. Kadın Kooperatifleri bu anlamda kadınların üretmelerini sağladı ve şimdi görüştüğümüz kadınlar da bu ürünleri en iyi şekilde satmak için destek istiyor. Genç kızların ise en büyük hayali okumaktı. Kız çocuklarının okullaşma oranı yükseldi ve şimdi de bu kızlar okullarını bitirip bir işe girmek için bizden destek istiyor. Şimdi de üreten, okuyan kadınların hayallerini gerçekleştirmek için onların yanındayız.”
Özlem Zengin 1934 yılında Türk kadınının seçme seçilme hakkına kavuştuğunu ancak başörtülü kadının seçilme hakkının 2013 yılında AK Parti tarafından verildiğini bir kere daha hatırlatarak şunları söylüyor: “1935’te meclisin yüzde 4.1’ini kadınlar oluşturuyordu. AK Parti iktidar olduğu 2002 yılında ise bu oran yüzde 4.2 idi. Değişen bir şey yoktu. Ancak AK Parti açısından bu oran yüzde 17.4’e çıktı ve ivme olarak da artmaya devam ediyor. Bugün mecliste 53 kadın milletvekili adayımız var bugün de Ak Parti olarak seçime 487 erkek arkadaşımız 113 de kadın arkadaşımızla beraber seçime girdik. Dört ilde ilk sırada kadın arkadaşlarımız var. Bunlar bizim için çok değerli.”
Nilhan Ayan gazeteci kimliğiyle dünyayı dolaşmış bir isim. Şimdi ise AK Parti milletvekili olarak sahadaki kadınların sorunlarını dinliyor. Ayan, Kadın cinayetleri ve kadına şiddet konusunda caydırıcı politikalara daha fazla ağırlık verilmesi görüşünde. Sahadan izlenimlerini ise Ayan şöyle aktarıyor: “TOKİ’den daha fazla faydalanabilmek için kadınlarımız pozitif ayrımcılık talep ediyor. Engelli çocuğu olan annelerin erken emeklilik talepleri var bununla ilgili mevcutta var olan imkân ve düzenleme geliştirilebilir. Dul ve Yetim maaşı ile ilgili iyileştirme talepleri var kadınlarımızın, bunun ile alakalı değerlendirmeler sonucunda çalışmalar yapabiliriz.”
Şengül Karslı sahada kadınlardan AK Parti’nin çalışmalarıyla ilgili olumlu dönüşler aldıklarını belirtiyor. Sahadan izlenimlerini ise Karslı şöyle paylaşıyor: “Çalışan anneler yıpranmaya bağlı emeklilik hakkı talep ediyor. Bütün kadınlar eşlerin geliri ne olursa olsun kendilerine ait bir geliri olmasını önemsiyor. Bu yüzden de el emeklerini değerlendirmeyi ve bundan bir gelir elde etmeyi çok önemli buluyorlar. Ayrıca prim ödeyerek emeklilik hususunda devletin verdiği desteği önemsiyorlar. Sahalarda şuna şahit oluyorum ki kadın meselesi siyaseten işlendiği zaman karşılığı misliyle dönen bir konu. Bu yüzden AK Parti’nin 20 yılda kadınlar için yaptığı her çalışmanın sahalarda karşılığını görüyoruz.”
Yıldız Konal Süslü, AK Parti’nin kadın adayları arasında renkli kimliğiyle öne çıkıyor. Aile terapisti olan Süslü, “Kadınlar sadece daha mutlu, daha güvenli olmak istiyorlar. Çocuklarıyla ilgili gelecek ve istihdam sorunları olmasın istiyorlar“ yorumunu yapıyor ve ekliyor: “Bizim şiddeti önleme çalışmaları, kanun tasarılarımız, kadının istihdamının sağlanmasındaki destekler ve de gençlere, çocuklara yönelik olarak yaptığımız politikaların hayat bulması onlara güven veriyor. Kadınların şiddetle, olumsuz olan her kavramla karşı karşıya getirilmesinin tam karşısındayız.” Çocuklu kadınların öncelikli olarak çocuklarının daha iyi eğitim almalarını öncelediklerini ve onlarla ilgili kaygılarını dile getirdiklerini dile getiren Süslü, “Aileler çocuklarımızın maalesef toplumda madde bağımlılığı, çocuk istismarı ve diğer konularla ilgili kaygıları giderilmesi noktasında bir beklentileri var” yorumunu yapıyor.
İstanbul’da yaşayan Kürt kadınlarla ilgili ise Süslü saha izlenimlerini şöyle özetliyor: “Geçmişte ötekileştirilmişler, dillerinden dolayı ciddi anlamda mobbinglerle karşı karşıya kalmışlar, çocuklarına istedikleri dili öğretememişler. Kendilerini ifade edemediklerinde bazı insana dair temel haklar dediğimiz sağlık ve eğitim ile ilgili konulardan mahrum bırakılmışlar. Bundan dolayı da oluşmuş olan yabancılık, içe yöneliş derken Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti iktidarında özellikle TRT Kurdi’nin açılması, okullarda kendi ana dilinde eğitim hakkının tanınması, istediğin dilde konuşma özgürlüğü ve çocuklarına özgürce isimlerini koyabilme hakları Kürt halkının ‘Ben de toplumun bir parçasıyım’ kısmında tamamen kardeşliği birleştiren bir sürece sokmuştur. Kürt kadınlar ve seçmenlerinin belki siyaseten beklediği; biraz daha temsiliyet ve mecliste kendilerinin de ifade edilmesi. AK Parti’nin de bu anlamda her bölgede Kürtçe ve Zazaca konuşan İstanbul’da adayları var. Bu da aidiyet ve destek sağlamalarına neden oluyor.”
Rabia Kalender İlhan, uzun yıllardır AK Parti teşkilatında görev aldı. İstanbul İl Kadın Kolları Başkanlığı yaptı. Şimdi de milletvekili adayı olarak aynı hevesle sahada çalışıyor. Erdoğan’a bütün kadınların bir vefa borcu olduğunu hatırlatan İlhan, bunu sadece başörtüsü sorunun çözümüyle sınırlamayı ise haksızlık görüyor ve kadınlar için 20 yılda atılan adımları şöyle sıralıyor: “Eşit ücret, eşit iş. Doğum izniyle birlikte verilen haklar, çocuk yardımıyla ilgili verilen sosyal yardımlar, emeklilikte verilen doğum borçlanması gibi birtakım hukuki haklar aslında kadınların tamamını sosyal devlet anlamında iş hayatında, ev hayatında, eğitim hayatında hem de sosyal alanlarda büyük destekler sağlamıştır. Evli ve çocuklu kadınların çocuklarını büyüttükleri süreç içerisinde birtakım beklentileri ve kaygıları olabilir. Sadece devletten beklentileri anlamında değil, hayatın getirdiği birtakım zorluklara karşı beklentiler söz konusu. İstanbul metropol bir şehir. Bugün metropolde bir çocuk yetiştirmek, bunun eğitimini takip edebilmek ya da ahlaki gelişimini takip edebilmek kolay bir şey değil. Bu anlamda kadınların, birtakım kaygıları ve tereddütleri olabiliyor ancak bunu biz İstanbul’da 39 belediyenin 24’ünde AK Partili belediyeler içinde zaten çözmüş durumdayız.“
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın pek çok çalışmasıyla hem aileyi hem kadınları hem de dezavantajlı grupları desteklediklerinin altını önemle çizen İlhan, bunları sahada anlatmaya çalıştıklarını söylüyor. Aldıkları talepleri ise İlhan şöyle sıralıyor: “Özellikle genç kızlardan iyi bir eğitim talebi alıyoruz. Onunla beraber uzmanlık alanlarına göre istihdam kabiliyetinin de oluşması anlamında bir talepleri de mevcut. Türkiye’de şöyle bir algı var: İstihdam sadece devlet eliyle olur ya da kamu eliyle olur ama biz bunu yaygınlaştırıp, özel sektör eliyle çok güzel alanlarda uzmanlaşmanın mümkün olduğunu anlatabilmeliyiz.“