Diyarbakırlı 17 yaşındaki Hatice Yıldırım, henüz 13 yaşındayken karnında tümör tespit edildi. Hastalığı nedeniyle okulunu yarıda bırakmak zorunda kalan Hatice’nin, gördüğü kemoterapi ve ışın tedavisi nedeniyle saçları döküldü. Genç kızlık hayallerini bir köşeye bırakan Hatice, kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor.
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 7 çocuklu bir ailenin en büyüğü olarak dünyaya gelen Hatice, kardeşleriyle birlikte güzel bir çocukluk dönemi geçirdi. 7 yaşına geldiğinde, köydeki şanslı kızlardan biri olarak okula yazılan Hatice, kısa sürede buradaki arkadaşlarına da uyum sağlayarak derslerinde başarıyı yakaladı.
Çocukluk yıllarında okulu yanında annesine de ev işlerinde yardım eden Hatice, 8. sınıfa geldiğinde şiddetli karın ağrısı çekmeye başladı. Bir süre ağrıyı çeken Hatice, ağrıların dayanamaz duruma gelmesi sonrası ailesi tarafından Lice Devlet Hastanesine götürüldü. Burada yapılan tetkiklerde ağrının nedeni belirlenemeyen Hatice, daha sonra Dicle Üniversitesine sevk edildi.
Kanser teşhisi kondu
Burada yapılan tahlillerin ardından Hatice'nin karnında tümör tespit edildi. Henüz 13 yaşında kanser teşhisi konulan Hatice, tedavi için Adana'ya gitmeye başladı. Burada kemoterapi ve ışın tedavisi gören Hatice'nin kısa sürede saçları döküldü. Küçüklükten beri modacı olma hayali kuran Hatice, en çok da okulu bırakmak zorunda kalmasının burukluğunu yaşıyor. Yaşıtları gibi evlilik hayali kurma düşüncesi bile gözyaşlarına neden olan Hatice, arkadaşları ile gezip, okula gideceği günleri iple çekiyor.
Yoğun dozdaki ilaçlara direnmeye çalışıyor
Hastalığı ve yaşadıkları ile ilgili konuşan Hatice Yıldırım, 4 yıldır karnında tümör olduğunu ve bununla yaşamak zorunda kaldığını söyledi. Hatice, “Kemoterapi, ışın gibi tedaviler aldım ama tümör hiç küçülmedi. Hastalığım nedeni ile 8. sınıfta okulu bırakmak zorunda kaldım. Son 4 yıldır aldığım ilaçların dozlarının yüksek olması nedeni ile okulu bıraktım. Ben okula gidip arkadaşlarımla gezmeyi çok isterdim ama içimde buruk kaldı okula gitmemek. Ayda bir Adana'ya tedavi olmaya gidiyorum, burada yoğun kemoterapi ve yüksek dozda ilaçlar alıyorum ve bu nedenle kolumu bile kaldıracak halim olmuyordu, ilaçların etkisi geçince biraz daha iyi oluyorum” dedi.
Telefonu kırıldığı için ailesiyle iletişime geçemiyor
Çocukluktan beri hayalinin modacı olmak olduğunu belirten Hatice Yıldırım, şöyle devam etti:
- “Küçüklükten beri hayalim modacı olmaktı, okulumu bitirip iyi bir modacı olmak istiyordum ama hastalığım buna engel oldu. Okula gittiğim dönemlerde defterlerimin arkasına modeller çizerdim. Adana'da tedavi olduktan sonra Dicle Üniversitesi Onkoloji Bölümüne gidiyorum, 15 gün de burada yatıp tedavi oluyorum. İlaçlar nedeniyle ayağımda takat kalmıyordu, ayağımın üzerine düştüm ve telefonum kırıldı. Kartım bende telefonum yok, ailemizin durumu da yok. Her ay Adana'ya gidip geliyoruz. Eğer sesimizi duyacak olan çıkarsa ben bir telefon ve yol masraflarımızın karşılanmasını istiyorum.”
Hastane masraflarımızı karşılayamıyoruz
Hatice'nin annesi Remziye Yıldırım ise kızının hastalığı nedeniyle 4 senedir Adana'ya gidip gelmek zorunda kaldıklarını söyledi. Anne Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
- “Maddi durumumuz zaten yok, ben Hatice ile gidince eşim de diğer çocuklara bakmak zorunda kalıyor, o da çalışmıyor. Her ay Adana'ya tedaviye gidiyoruz, Diyarbakır'da bu tedaviyi veren kurum yok, İstanbul, Ankara ve Adana'da var, biz de Adana yakın diye buraya gidiyoruz. Yetkililerden bize yardım etmelerini bekliyoruz, bizim durumumuz çok kötü, okullar açıldı, çocuklarım evde onlara bakan kimse yok. Geçinemiyoruz, hastane harcamalarımızı da hep kısıyoruz, eğer normal harcamalar yapsak, bin 500, 2 bin civarında harcamamız olur fakat biz 700 lirayla hem biletlerimizi hem de oradaki masraflarımızı karşılamak zorundayız.”