Enfeksiyon Hastalıklarından Korunma ve Savaşım Derneği (ENFEKDER) Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, gribin solunum yoluyla bulaşan bir hastalık olduğunu belirterek, sosyal öpüşme ve tokalaşma gibi davranışların influenza virüsünün bulaşmasına yol açabildiğini belirtti.
Özellikle çocuklar, yaşlılar, gebeler, kanser ya da kronik hastalıkları bulunanları etkileyen gribin, halsizlik, yüksek ateş ve boğazda yanma gibi belirtilerinin gözlendiğine işaret eden Köksal, gribin tedavisi olan ve korunulabilen hastalık olduğunu anlattı.
Sigara içenlerde hastalığın daha ağır seyrettiğini vurgulayan Köksal, "Sigara içenler hastalığı bulaştırma bakımından en önemli risk gruplarından birini oluşturuyor. Sigara içenlerde solunum yolu enfeksiyonları daha ciddi seyrediyor." dedi.
Prof. Dr. Köksal, bağışıklığı güçlendirmenin yolunun protein ağırlıklı beslenmeden geçtiğini söyledi.
Türkiye'de obezitenin giderek arttığının bilimsel kanıtlarla ispatlandığını anımsatan Köksal, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bu hastalar da enfeksiyon açısından risk oluşturuyorlar. Obezite hastalarında gribin daha ağır seyretme ihtimali çok yüksek çünkü bu hastalara baktığınız zaman vücut kitle indekslerinin genişlediğini, kas dokularının azaldığını, vücudun daha çok yağdan ibaret bir hale geldiğini görüyoruz. Böyle olunca vücut zaten dayanıksız ve diyetlerine baktığımız zaman da bu kişilerin daha çok şeker ve karbonhidrat ağırlıklı beslendiklerini görüyoruz. Bunlar bakterilerin, virüslerin arayıp da bulamadıkları ortamlar. Virüsler şeker ve karbonhidratın olduğu ortamlarda daha kolay ürüyorlar. Bu nedenle de grip, karbonhidrat ağırlıklı beslenenlerde daha fazla görülüyor ve ağır seyrediyor."
Sebze ve meyve tüketiminden sağlanacak vitaminler ile alınacak protein desteğinin hastalıklardan korunma bakımından son derece önemli olduğunu belirten Köksal, Türkiye'de her türlü sebze ve meyveye rahatlıkla ulaşılabildiğini ifade etti.
Köksal, bunların beslenmede yer tutmasının son derece önemli olduğuna işaret ederek, "Protein, sadece etten ibaret değildir. Aynı zamanda günde bir tane yumurta yiyerek de protein ihtiyacının büyük bir kısmı karşılanabilir. Biz bu nedenle, 'Hamur yiyene kadar yumurta, peynir yiyin, süt için' diyoruz. Bu şekilde protein ihtiyaçlarını da giderebilirler." dedi.