Ankara İstiklal Mahkemesi kararıyla 1926'da idam edilen İskilipli Atıf Hoca'nın vefatının ardından 93 yıl geçti.
Fikirleri ve yazdığı Frenk Mukallitliği ve Şapka isimli kitap nedeniyle idam edilen İskilipli Atıf Hoca, vefatından 82 yıl sonra defnedildiği mezarlıkta anıldı.
1875 yılında, Bayat'ın Toyhane köyünde doğan Atıf Hoca, altı aylıkken öksüz kaldı, dedesi Hasan Kethüda'nın himayesinde yetişti. Köy hocasından başladığı tahsiline 1891'den itibaren iki sene İskilip'te devam etti. Okulunda “İskilipli Mehmet” olarak anılan Atıf Hoca, müderrislik/profesör unvanıyla Fatih Camii'nde ders vermeye başladı ve İstanbul Dar'ül Fünun İlahiyat Fakültesi'ne girdi.
İskilipli Atıf Hoca şapka kanunundan yaklaşık iki yıl önce “Frenk Mukallitliği ve Şapka” adlı bir kitap kaleme aldı. Kitabında İskilipli Atıf, batının ilmini ve fennini almanın caiz olduğunu söylemiş ama o günlerde bunun yerine batının ahlaksızlığının alındığını yazdı.
Kitabını yazdıktan 1,5 yıl sonra şapka kanununa muhalefet etmek suçundan tutuklandı. İskilipli Atıf Hoca 4 Şubat 1926 Perşembe günü sabaha karşı Eski Meclis binasının yakınındaki çarşıda asılarak idam edildi.
Şapka Kanunu'na muhalefet ettiği gerekçesiyle Ankara İstiklal Mahkemesi kararıyla 1926'da idam edilen Atıf Hoca'nın naaşının yerini bulmak isteyen akrabalarına, eski Hatay Milletvekili Mehmet Sılay yardımcı olmuştu. Atıf Hoca'nın naaşı, Sılay'ın yürüttüğü 5 yıllık araştırmanın ardından 2008'de Ankara Şafaktepe Parkı'nda bulundu.
Bir otomobilin bagajında İskilip'e getirilen Atıf Hoca'nın naaşı, 28 Nisan 2008'de torunu Ahmet Faruk İmal, Sılay ve eski İskilip Belediye Başkanı Orhan Öztürk tarafından Gülbaba Mezarlığı'na defnedildi.
Birkaç yıl sonra defnedildiği yerden alınan Atıf Hoca'nın naaşı, İskilip Belediyesince mezarlıkta yaptırılan Anıt Mezar ve Külliye'ye nakledildi.
Atıf Hoca'nın torunu Ahmet Faruk İmal, kızı ve eşinin Atıf Hoca'nın mezarını göremeden öldüklerini söylemişti. İmal, Atıf Hoca'nın vefatının bir telgrafla ailesine bildirildiğini şöyle anlatmıştı: