Erzurum'da Sağlık Bakanlığı Numune Hastanesi olarak 1966 yılında kurulan ve 1977 yılından itibaren de Atatürk Üniversitesi yerleşkesinde hizmete devam eden Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi, Kars, Iğdır, Ağrı, Ardahan, Erzincan, Bayburt, Artvin, Gümüşhane, Muş, Bingöl, Van ve Malatya'nın yanı sıra İran ve Azerbaycan gibi ülkelerin vatandaşlarına da sağlık hizmeti sunuyor.
Tam donanımlı yetişkin ve çocuk acil kompleksi, cerrahi ve dahili branşları, tüp bebek, kalp, nükleer tıp, organ nakli, diyaliz, genetik, alternatif tıp, su altı ve hiperbarik tıp merkezleri ve radyoterapi gibi birimleri bulunan bin 500 yatak kapasiteli hastanede, 576'sı akademik olmak üzere 2 bin 650 personel çalışıyor.
İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerden de vatandaşların tercih ettiği, tüm kanserlerin tedavisi ve açık kalp ameliyatlarının yapıldığı hastane, hekimlere kolay ulaşma, teşhis, tetkik ve tedavi süreçlerinin hızlı yürümesi gibi avantajlarıyla öne çıkıyor.
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Atatürk Üniversitesi ve Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesinin Türkiye'nin en büyük hastane ve üniversitelerinden biri olduğunu söyledi.
Hastanenin bin 550 yatak kapasitesi olduğunu ifade eden Çomaklı, "Hastanemizde üst düzey organ nakilleri ve çok başarılı cerrahi operasyonlar yapılıyor. Tüp bebek merkezimizde Türkiye ortalamasında yüzde 50'nin üzerinde başarımız var. Yanık, kalp, kemoterapi gibi merkezlerimizle hastalara hizmet veriyoruz" dedi.
Çomaklı, hastanenin özellikle bölgedeki 12 ilin yanı sıra İstanbul, Ankara gibi Türkiye'nin büyük şehirleri ve komşu ülkelerden gelen hastalara hizmet verdiğini aktardı.
Hastanenin en önemli özelliklerinin birisinin hastaların hekimlere çok kısa sürede ulaşması olduğunu vurgulayan Rektör Çomaklı, şöyle konuştu:
"Hastanemizde doktorlara çok kolay ulaşabilme imkanı var. Hastanemize gelen bir hastanın en kısa zamanda tahlilleri yapılıp teşhis konulduktan sona tedavi veya operasyon yapılır. Hastanemiz Türkiye'deki hasta hizmeti bakımından çok iyi durumda. İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerden gelen hastalar da doktorlarımıza daha kolay ulaştığı için bizleri tercih ediyor."
Çomaklı, hastanenin teknolojik cihazlar ve ulusal seviyedeki laboratuvarlarla donatıldığını anlatarak, kent dışından gelen hastalar için de hastane oteli bulunduğunu dile getirdi.
Hastane Başhekim Yardımcısı nükleer tıp uzmanı Prof. Dr. Dr. Ali Şahin de hastanenin 55 yıllık geçmişi olduğunu belirterek, burada yılda 70 bin yatarak, 50 bin de ameliyat edilerek toplamda yaklaşık 1,5 milyon hastanın hizmet aldığını kaydetti.
Şahin, "İstanbul'da bir doktora ulaşmak, randevu almak uzun zaman alabiliyor. Burada öğretim üyelerine ulaşmak çok kolay, bir günde tahlil ve işlemlerinizi halledebiliyorsunuz. İşlemler kısa sürdüğü için hastalar bizi tercih ediyor. İran ve Azerbaycan gibi ülkelerden de hastalar geliyor" dedi.
Şahin, hastanede gelişmiş üst düzey teknolojik cihazlarla hizmet verdiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nükleer tıp biriminde tüm vücut kanser taraması yapılarak tümör ve prostat kanserinin teşhis ve tedavisi yapılıyor. Son sistem radyoterapi cihazımız var, bu özelikle sadece tümör doku ışınlanarak çevre dokusuna zarar vermediğinden dolayı hastalar çok daha kısa sürede iyileşmektedir. Açık kalp ameliyatlarımız yapılmakta ve kemik iliği merkezimizde lösemi hastaları tedavi görmekte. Her türlü kanser cerrahisi yapıyoruz."
Hastalara çok uzun gün vermeden çeşitli ameliyatlar yapıldığını aktaran Şahin, günlük 3 bin 500-4 bin civarında hastanın poliklinik hizmeti aldığını sözlerine ekledi.