Günde 144 ton plastiği Akdeniz’e atıyoruz. Aynı araştırmaya göre yine Akdeniz’deki kirliliğin yüzde 80’i karasal atıklardan kaynaklanıyor. Peki biz dünyayı nasıl temiz bir hale getirebiliriz? Çok değil sadece 1 Güzel Hareketle bu mümkün olabilir. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’yla başlattığı 1 Güzel Hareket kampanyasına katılıp, plastik kullanımınızı bitirmeye söz verebilirsiniz. Kampanya için 75 binin üzerinde kişiden taahhüt alındığını söyleyen WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli, dünyayı daha temiz bir hale getirmek için bireysel olarak da çok fazla şey yapabileceğimizi söylüyor. Pasinli, “Ben tek başıma ne yaparsam yapayım, zaten bir şey değişmez demememiz, bu kişisel çaresizlik hissiyatını aşmamız lazım. Çünkü birçok doğa sorununun üstesinden gelmek ancak bu şekilde mümkün” diyor.
Maalesef Akdeniz plastik atıklardan en çok ve en kötü etkilenen coğrafyalardan biri. Bu yüzden Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Akdeniz’e sahili olan ülkelerin hızlı bir şekilde harekete geçmeleri büyük önem taşıyor. 1 Güzel Hareket tüketicilerin tek kullanımlık plastikleri daha sorumlu kullanmaları üzerine kurgulandı. Özellikle ülkemizde sıkça rastlanan bireysel çaresizlik hissini aşmaya odaklandık. Çünkü tek tek bireylerin hayatlarında yapacakları küçük değişiklikler bile kolektif bir harekete dönüştüğünde ciddi değişimler yaratabiliyor.
Bizlerin tüketici olarak yapabileceğimiz iki şey var: Geri dönüşümü artırmak ve tek kullanımlık plastik tüketimimizi azaltmak. Özellikle evlerimizde atıklarımızı ayrıştırmamız, plastik atıkları doğru yere atmamız büyük önem taşıyor.
Tesbitiniz gayet doğru. Doğa koruma bilincinin arttığını yakın zamanda gerçekleştirilen kamuoyu algı araştırmaları da gösteriyor. Ancak bu bilinçlenmenin henüz yeterince davranışlara yansıdığını söylemeyiz. Örneğin geçtiğimiz bayram tatilinde tatilcilerin arkalarında bıraktıkları çöp dağlarını hepimiz gördük. Oysa bu örnekte olduğu gibi herkes atığını doğru şekilde ayrıştırıp geri dönüşüm kutularına ve çöpe atsa ortada bir sorun kalmayacak. “Ben tek başıma ne yaparsam yapayım, zaten bir şey değişmez” demememiz, bu kişisel çaresizlik hissiyatını aşmamız lazım. Çünkü birçok doğa sorununun üstesinden gelmek ancak bu şekilde mümkün.
Kampanyamıza çok olumlu tepkiler aldık. Bugün itibarıyla taahhütlerin sayısı 75 bini aştı. Yaptığımız kampanyayla milyonlarca kişiye ulaştık. Halen kamu spotlarımız televizyonda yayınlanıyor. İnternet ve sosyal medyada kampanyamız ciddi şekilde ses getirdi. Daha da sevindirici tarafı çok farklı paydaşlardan çözüm için işbirliği teklifleri aldık. Fakat özellikle geri dönüşüm konusunda ülke olarak atmamız gereken önemli adımlar mevcut. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde geçen yılın sonunda başlayan Sıfır Atık Kampanyası bu yönde atılmış çok ciddi bir adım ve en üst düzeyde sahiplenilmesini sevindirici buluyoruz.
Plastik atığın bize maalesef korkunç bir dönüşü var. Akdeniz’de yüzün üzerinde türde plastiğe rastlanıyor. Örneğin her iki deniz kaplumbağasından birinde plastik bulunuyor. Doğal besin zincirinde yer alan deniz anasıyla karıştırdıkları için plastik poşet yiyorlar ve bir kısmı bu sırada boğularak ölüyor.
Tek kullanımlık plastik tüketimimizi azaltmak bizim elimizde. Aslına bakarsanız bu plastikler hayatımıza çok yeni girdi. Örneğin pet şişelerin Türkiye’de yaygınlaşması 90’ların sonunda gerçekleşti. Aynı şekilde poşet kullanımı da sonradan yaygınlaştı. Yani bunların her biri için alternatifler var. Bugün hala hayatta olan büyüklerimiz onları kullanıyordu. Dolayısıyla bunları hatırlamamız yeterli. Örneğin plastik poşet yerine file, bez çanta ve pazar arabası kullanabiliriz. Aynı şekilde pet şişe yerine matara, termos ya da ev veiş yerlerimizde sürahiye geçebiliriz.