Moda haftaları, defileler, trendler, koleksiyonlar, sezonun hit parçaları ve daha nicesi… Moda, istesek de istemesek de, bazen sadece bir giysiden ibaret olarak, çoğu zamansa bir çok olumsuz mesajı ile hayatımıza etki ediyor. Hızlı ve çok tüketmek üzere kurgulanmış felsefesinden, doğaya verdiği zararlara kadar çok temiz bir sicile sahip olmayan moda endüstrisi, son zamanlarda cinsiyetsiz moda ve LGBT akımlarını destekleyen hatta körükleyen çıkışları ile de toplumsal yapı üzerinde kalıcı hasarlar vermeye devam ediyor. Cinsiyet akışkanlığı denen, bireyin kendini bir cinsiyete ait hissetmeme durumuna verilen isim, en çok da modayı ele geçirmiş durumda. Moda dünyasındaki en yeni trendler arasına girmeyi başaran cinsiyetsizlik akımı, erkek veya kadın kavramlarının yerine cinsiyetsiz bir yaklaşım trendini benimseyenlerin yeni gözdesi.
Yüzyılın sınırsızlık anlamına gelen “özgürlük” anlayışının modaya uzantısı, cinsiyete dair moda kalıplarının kırılıp, erkeğe ve kadına dair farkların ortadan kaldırarak cinsiyetler üstü bir toplum anlayışını benimsetmek oldu. Kadını oğlan çocuğu diye tanımlanan “tomboy” stilinde giydirerek; erkeği dar kotlar, makyaj ve renklerle femine bir görüntüye bürüyen trendi de beraberinde getirdi. Erkekleri ve kızları ayıran renk, desen, tasarım ile etek ve pantolon gibi cinsiyete ait giysiler minimize edilerek arasındaki farklar olabildiğince silikleştirildi.
Erkeklerin son yıllarda stillerinde pembe ve mor renklerini kullanmaya yönelmesi, kadınların ise asker yeşili bomber ceket ve parkalardan vazgeçememesi, kadın erkek fark etmeksizin giyilen Sneaker’lar , boy friend jeanler, kadınlar tarafından giyilen erkek takım elbiseleri, erkekler tarafından giyilen empirme gömlekler, cinsiyetsizlik stilinin ilk adımının sokak modasına yansıyan küçük bir kısmı olarak yorumlanabilir. Cinsiyet ayrımı yapmaksızın ve kişileri dikte edilmiş cinsiyet kalıpların içinde sokmadan kendilerini daha “özgürce” ifade ettikleri bir giyim anlayışının savunucuları her geçen gün artıyor. Sokak modasında erkek koleksiyonlarından parçalar giymeyi tercih eden Rihanna, Billie Eilish ve Bella Hadid gibi isimler ile eşcinsel tercihleri ve “tomboy” stilleri ile Kristen Steward, Cara Delevinge gibi ünlüler cinsiyetsiz modayı daha da popüler hale getirdiler.
Selfridges, John Lewis gibi ünlü İngiliz mağazaları bünyelerinde cinsiyetsiz moda bölümleri oluşturdular. Finlandiya’nın en büyük giyim zincirlerinden Stockmann, Helsinki’deki mağazasının bir katında ‘One Way’ olarak adlandırılan bölümde cinsiyetsiz kıyafet satışları başladı. Androjen moda akımının hızla yükselişe geçtiği günümüzde, Alexander Wang, H&M, Zara, Marc Jacobs, Burberry, Tom Ford, Gucci gibi markaların androjen koleksiyonları mağaza raflarının baş köşelerini tutuyor.
Cinsiyete dair çizgilere meydan okuyan eşcinsel tasarımcılar; cinsiyet devrimini yansıttıkları koleksiyonlarından tutun da, androjen modellerin boy gösterdiği defiler ve kampanya çekimlerine kadar her aşamada sınırları ortadan kaldırmak için çabalıyorlar.
Disney kıyafetlerindeki kız & erkek etiketlerini kaldırıyor. Mağazalarda artık, kız çocuk & erkek çocuk tabelaları yok, onun yerine bebekler, arabalar, kostümler, vb. oyuncak türlerini belirten tabelalar konuluyor. 2011 yılında gösterime giren ve büyük ses getiren “Tomboy” filminde cinsiyetler arası geçişin beyazperdedeki hali olarak akıllarda yer edindi. Film 10 yaşındaki küçük kızın kısa seçilmiş saçları ve erkeksi tavrı ile cinsiyetler arasında kaldığı ve yaşadığı kimlik karmaşasını konu ediniyor. Bu gün hemen hemen her sinema filminde ve özellikle teenage grubunun izlemiş olmayı prestij olarak saydıkları netflix dizilerinde muhakkak bir eş cinsel karaktere yer veriliyor. Özellikle en dürüst, en eğlenceli, en sempatik rolleri oynayan bu karakterler, izleyicilere, masum ve kabul edilir mesajını çok daha kolay veriyor.
Bu gün LGBT akımının en büyük destekçisi markalar ve topluluklar trendler üstü olan bu toplum mimarlığının zeminini çocuk giyim bölümündeki cinsiyetleri kaldırarak ve cinsiyetsiz bir biçimde satış yaparak sağlamlaştırıyorlar. Çocuklarını cinsiyet yönelimi ve kimlik baskısı yapmadan büyütmek isteyen, Angelina Jolie, Adele, Anne Hathaway, Charlize Theron ve Beyonce gibi dünyaca ünlü isimler aynı zamanda sıkı birer LGBT destekçilerileri. 2016 yılında Will Smith’in oğlu Jaden Smith, Louis Vuitton’un kadın giyim reklamlarına etekle çıkarak gündemi uzun süre meşgul etti. Ünlü şarkıcı Celine Dion, Celınununu adlı “cinsiyetsiz” kıyafetlerden oluşan bir çocuk giyim koleksiyonu hazırladı. Dion “çocuklara kendi seçimlerini yapmalarına izin verelim. Onlar kendi tatlarını ve tercihlerini yapabilir.” İfadesini kullandı.
Barbie bebeklerinin üreticisi Mattel, kendilerini belli bir cinsiyet kalıbına sokmayan çocukların yaratıcılıkları için nötr cinsiyetli bebek serisi çıkardı. Oyuncak dünyasındaki cinsiyet ayrımına dikkat çekmek amacıyla bir erkek çocuğunu Barbie oynarken gösteren Mattel yaptığı açıklamada cinsiyet konusundaki etiketleri yıkmak ve bebekleri onlarla oynayan çocuklar kadar sınırsız yapmak istediklerini söyledi. Pek çok oyuncakçı mağazalarında kız çocuklar için pembe, oğlan çocukları için mavi uygulamasından vazgeçmiş durumda.
2015 yılında market araştırması yapan NPD araştırma grubu, önümüzdeki zamanlarda modadaki en büyük trendlerden birinin cinsiyete dayalı giyinmeden uzaklaşmak olacağını ve genç müşterilerin toplumsal normları yıkmaya yönelik kolektif bir isteğe sahip olduklarını düşündüklerini açıkladı. NPD tarafından yapılan açıklamada “Giysilerden ayakkabıya, ayakkabıdan teknolojiye; ileri görüşlü şirketler müşterilerin de isteklerini göz önüne alarak daha az ikili cinsiyete bağlı bir alışveriş, giyim ve yaşam anlayışını benimsiyorlar. Milenyumda doğanların neredeyse yarısı cinsiyetin sadece kadın ve erkek olarak ayrılmadığına; çok daha geniş bir yelpazede görülmesi gerektiğine inanıyorlar.” denildi. ABD’de toplumsal cinsiyet eşitsizliğini sona erdirmeye çalışan bir örgüt olan Regender başkanı Áine Duggan, “İnsanlar genellikle biyolojik cinsiyet anlamına geldiğinde” cinsiyet “kelimesini kullanıyor” diyor. “Şu anda gördüğümüz şey, insanların toplumsal cinsiyet kimliği biyolojik cinsiyeti ile aynı değil. İnsanlar erkeklik ve kadınlık karışımının kendileri için doğru göründüğü her şeye sahip olmak için özgür ve açık olmak istiyorlar. “