İstanbul'da 200’den fazla sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Büyük Aile Platformu, bugün saat 15.00'te ikinci kez bir araya gelerek LGBT dayatmasına karşı Saraçhane Parkı'nda 'Büyük Aile Buluşması ve Sessiz Yürüyüşü' düzenlendi. 'Çocuklarımız İçin, Ailemiz İçin, İnsanlık İçin' sloganıyla gerçekleşen etkinlikte yapılan basın açıklamasında, LGBT lobisinin her türlü dini, milli, kültürel, ailevi değerlere hakaretler savurduğuna vurgu yapıldı. LGBT lobisinin bireysel hak ve özgürlükler arkasına saklanarak Batı ülkelerinde pedofiliye alan açtığı belirtilen açıklamada, "Dün gökkuşağımızı çalanlar, bugün insanlık onurumuzu çalamayacaklar. Aile ocağımıza da sancağımıza da el uzatamayacaklar. İzin vermeyeceğiz" ifadelerine yer verildi. Ayrıca, TBMM'nin LGBT propaganda ve örgütlenmesini yasaklayacak bir yasa çıkarması gerektiğine dikkat çekildi.
Özellikle çocukları hedef alan LGBT terörüne karşı aile yapısını korumak üzere mücadele eden 200’den fazla farklı derneğin oluşturduğu Büyük Aile Platformu, LGBT dayatmasına karşı tepkilerini duyurmak amacıyla Saraçhane’de Fatih Anıt Parkı’nda yeniden bir araya geldi. Yeni Şafak İnternet Yayın Yönetmeni Ersin Çelik'in de aralarında bulunduğu platformun LGBT propaganda ve dayatmasına karşı düzenlediği etkinliğe on binlerce insan ailesiyle birlikte buluşmaya katıldı.
'Bu propaganda ve dayatmaya karşı mücadele etmek zorundayız'
Etkinlikte Büyük Aile Platformu tarafından yapılan açıklamada LGBT lobisinin tehlikeli boyutlara ulaştığına vurdu yapılarak şu ifadelere yer verildi: "Bugün burada ülkemizin dört bir yanından ve farklı dünya görüşlerinden yüzlerce sivil toplum kuruluşunun inisiyatifi ile kurulan Büyük Aile Platformu olarak huzurunuzdayız. Bu STK’lar geçtiğimiz yıl 18 Eylül’de gerçekleştirilen Büyük Aile Buluşması’na da öncülük etmişti.
'Çocuklar ile gençlerden sonra maalesef şimdi kadınlar dahil oldu'
'Bu tehdit sadece ülkemizde değil tüm dünyada aileleri harekete geçirmiş durumda'
On yıllardır bilimi ve sanatı çarpıtarak kendini meşru bir zemine taşımaya çalışan LGBT lobisi dünya genelindeki bilimsel çalışmaları göz ardı ediyor yahut engellemeye çalışıyor. LGBT yaşam tarzının neden olduğu uyuşturucu bağımlılığı başta olmak üzere ağır hastalıkları, erken ölüm yaşlarını, yüksek intihar oranlarını, ruhsal çöküşleri örtbas etmeye çalışan malum lobi, ne yaparsa yapsın başarılı olamayacak. Dünyanın her yerinde cinsiyet değiştiren kişilerin yaşadıkları pişmanlıktan dolayı malum lobiye isyan etmek için her yıl düzenledikleri Detrans Farkındalık Günü, bunun en açık örneklerinden birisi. Bu tehdit sadece ülkemizde değil, tüm dünyada aileleri harekete geçirmiş durumda. İnsanlığın varoluşuna, evlatlarımıza, geleceğimize yönelen bu tehdide karşı hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım hep beraber mücadele etmek zorundayız.
'Modern zamanların Kuva-yı Milliye mücadelesi'
'Yabancı devletler LGBT propagandasının da en önde gelen finansörleri'
Dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri de; ülkemizi parçalamayı hedefleyen, on binlerce insanımızı katleden, eli kanlı terör örgütlerine her türlü silah desteğini sağlayan yabancı devletlerin, aynı zamanda LGBT propagandasının da en önde gelen finansörleri ve destekçileri olduğu gerçeğidir. Nice annenin evladını dağa kaçıran, nice gencimizi uyuşturucularla zehirleyen terör örgütlerinin ve onların destekçisi yabancı ülkelerin ve kuruluşların, malum paçavrayı binalarına, konsolosluklarına asması nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzun en açık göstergesidir. Dün dağa kaçırdıkları gençleri, bugün sosyal medyanın karanlık arka sokaklarında sapkın ideolojilerinin militanı haline getiriyorlar. Ülkemiz üzerinde sinsi planlar yapan güçlerin stratejileri; terör faaliyetlerinden, gençlerimizi uyuşturucuyla zehirlemekten geçtiği gibi şimdi de malum propaganda ile evlatlarımızı çalmaktan geçiyor. Eli kanlı terör örgütleri evlatlarımızı devşirmek, zihni işgal edilmiş militanları haline getirmek için onları ailelerinden koparmayı hedefliyor. “Aile kurumunun lağvedilmesini” her fırsatta defaatle vurgulayan LGBT dernekleri ise bunun yürütücüsü ve destekçisi oluyor. İşte bu yüzden yeni anayasada ailenin korunmasına ilişkin düzenleme bir zarurettir.
'TBMM propaganda ve örgütlenmesini yasaklayacak bir yasa çıkarmalı'
'Marjinal cinsel kimliklerin normalleştirilmesine izin vermeyeceğiz'
Üstüne basa basa söylüyoruz. Biz fertleri hedef almıyoruz. Bizim mücadelemizin ve itirazımızın muhatabı şahıslar değildir. Bizim mücadelemiz LGBT propaganda ve dayatmasını icra edenlerle, bizim mücadelemiz onları himaye ve finanse eden yapılarladır. Özel hayatları toplumun önüne saçan malum lobinin yatak odalarını sokağa taşımasına da asla sessiz kalmayacağız. Bu ülkenin her vatandaşı anayasal haklara sahiptir ve bu haklar devletin güvencesi altındadır. Biz 85 milyon ferdi olan Büyük Türkiye Ailesiyiz. Milletimizin birliğine, değerlerine savaş açanlara hep birlikte karşı duracağız. Marjinal cinsel kimliklerin normalleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Küresel emperyalist lobilerin LGBT Propaganda ve Dayatması üzerinden yürüttüğü sosyo-kültürel teröre geçit vermeyeceğiz. Bugün buraya gelerek hassasiyetini ortaya koyan, buraya gelemese de destek veren, dua eden herkese müteşekkiriz. Bugün Saraçhane’den Beyazıt’a uzanan bu insan seli, son zamanların en muhteşem aile fotoğrafıdır. Bizler; çocuklarımız için, ailemiz için, insanlık için buradayız. Bizi “şucu, bucu” diyerek yaftalamaya, toplumun bir kesimi ile aramıza set çekmeye çalışanlar var. Onlara inat diyoruz ki; buradaki gür sedaya kulaklarınızı kapatıyorsunuz. Bunu gördük, bari Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kulak verin. Gazi diyor ki; “Sosyal hayatın kaynağı aile hayatıdır. Aile izaha lüzum yoktur ki kadın ve erkekten kuruludur.” Cumhuriyetin 100. Yılına gelmişken maalesef bugün malum propaganda ve dayatma bizi ailenin kadın ve erkekten kurulduğunu izaha muhtaç kılıyor.
'İnsanlık onurumuzu çalamayacaklar'
Şu çok iyi bilinmelidir ki; kadını, erkeği, gençleri, çocukları ve temelde aileyi hedef alan bu dayatma, hiçbir ahlaksızlığını ve suçunu temize çıkaramayacaktır. Ülkeleri demografik olarak zayıflatan, insanlığa kasteden, çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini karartan bu propaganda ve dayatmanın kara bulutlarını dağıtmaya kararlıyız. Bugün buradaki muazzam tablo, milletimizin vakur duruşu; gelecekteki 23 Nisan ve 19 Mayıs bayramlarımızı neşeyle, gururla ve en önemlisi milli şuurla kutlayacak çocuklarımızın ve gençlerimizin güvencesidir. Cumhuriyetimizin 100. Yılında Kuvâ-yi Milliye ruhu aziz milletimizin sinesinde dipdiridir. Dün gökkuşağımızı çalanlar, bugün insanlık onurumuzu çalamayacaklar. Aile ocağımıza da sancağımıza da el uzatamayacaklar. İzin vermeyeceğiz."