Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, "Şu anda bizim toplumu en çok tehdit eden olay bu, korkuyu yenmemiz lazım. Bir maçı asla korku ve panikle kazanamazsınız. Bunun için sakin, tedbirli olmalıyız, panik halinden kurtulmalıyız. Şu anda altından kalkamayacağımız bir hasta popülasyonumuz yok. Süreci daha rahat götürebiliyoruz. İnşallah bu daha da artmaz. Bizim için önemli olan, hızlı pikin oluşmasını önlemek" dedi.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, insanlarda "Korona korku sendromu" oluştuğunu belirterek, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelenin korku ve panikle kazanılamayacağını söyledi.
Prof. Dr. İlhami Çelik, yaptığı açıklamada, evde kalınması çağrısında bulunarak, gerekli olmadıkça dışarı çıkılmaması tavsiyesinde bulundu.
Bu virüsün veba ve tüberküloz gibi algılanmaması, insanların birbirine vebalı gibi yaklaşımda bulunmaması gerektiğine dikkati çeken Çelik, virüsün ömür boyu insan vücudunda kalmayacağını söyledi.
Koronavirüse yakalanıp damgalanma korkusu yaşayan insanların varlığına dikkati çeken Çelik, "İki tip vatandaş var. Birincisi 'Ben test yaptırmak için geldim' diyen var. Bu test sadece o anı gösterir. Yarın, bu virüsü almayacağınız anlamına gelmez. Bu adli sicil kaydı gibi bir şey değil. Sizin siciliniz temiz diye ortaya çıkamazsınız çünkü virüsün ne zaman bulaşacağını bilemezsiniz. İkincisi test yaptırmaktan kaçınanlarda damgalanma korkusu var. Bu da yanlış bir şey. Birbirimize bulaşıcı hastalığımız var gibi davranmamamız lazım." ifadelerini kullandı.
"Şu anda altından kalkamayacağımız bir hasta popülasyonumuz yok"
- "Korona korku sendromu oluştu. Şu anda bizim toplumu en çok tehdit eden olay bu, korkuyu yenmemiz lazım. Bir maçı asla korku ve panikle kazanamazsınız. Bunun için sakin, tedbirli olmalıyız, panik halinden kurtulmalıyız. Bizim de öyle olmamız gerekiyor. Televizyonlar, daha temkinli, korku ve panikten uzaklaşacak şekilde yayın yapmalı. Basın yayının rolü çok büyük bu konuda. Bunun dışında kendi aramızdaki gereksiz dedikodular, fısıltılar ve medya dediğimiz aslında hiç sosyal olmayan vatandaşları korku ve paniğe sevk eden antisosyal dediğimiz medyanın rolü çok daha büyük gibi duruyor. Bunun yenebileceğimiz bir hastalık olduğunu insanlara anlatmamız lazım."
Çelik, bu durumu engellemek için vatandaşın sorumluluk alması gerektiğini vurgulayarak, koronavirüs tedavisi için çeşitli çalışmalar yürütüldüğünü ve Türkiye'de ikinci kez enfekte olan bir vakaya rastlanılmadığını sözlerine ekledi.