Bektaşilik: 'Bitti denen yerden başlamak'

Halil Solak
00:0017/10/2012, Çarşamba
G: 17/10/2012, Çarşamba
Yeni Şafak
Bektaşilik: 'Bitti denen yerden başlamak'
Bektaşilik: 'Bitti denen yerden başlamak'

Fahri Maden tarafından kaleme alınan Bektaşilerin Serencamı adlı kitap 16.yy başlarında kurumsallaşan ve 19.yy başlarına kadar devlet kontrolünde olan Bektaşiliğin 19.yy döneminde Jön Türkler ve Masonlarla tanıştıktan sonraki hareketli dönemini ele alıyor.

Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasının hemen ardından, 8 Temmuz 1826'da Şeyhülislam Kadızâde Tahir Efendi'nin başkanlığında, diğer tarikat temsilcilerinin de katıldığı meşveret meclisi Topkapı Sarayı'ndaki Ağalar Camii'inde toplandı. Sultan II. Mahmud'un da izlediği bu toplantıda Osmanlı'nın siyasî ve kültürel tarihine damgasını vuran ve Yeniçeri Ocağı ile maddî - manevî bağları bulunan Bektaşiliğin yasaklanması kararı alındı. Bu kararın ardından kuruluşları 60 yıl öncesine kadar giden Bektaşi tekkeleri Nakşibendî şeyhlerine devredilmiş, diğerleri yıktırılmış; yeniçeri ayaklanmasına katılarak halkı kışkırttıkları tespit edilenler Bektaşiler idam edilmiş, Bektaşi şeyhleri ise yakınları ile beraber sürgüne gönderilmiştir.

Bir değişim ve dönüşümün hikayesi

Kalenderilik, Haydarilik gibi heterodoks nitelikteki akımların içinde şekillenen, 16. yüzyılın başlarında kurumsallaşan ve 19. yüzyılın başına kadar devlet kontrolünde olan Bektaşiliğin seyir defterinde 1826'dan sonra yeni bir sayfa açılır: Bektaşiliğin, Masonlar ve Jön Türkler ile olan münasebetlerinden dolayı en hareketli ve aktif yılları 1826-1825 arasındaki dönemdir.

Fahri Maden tarafından kaleme alının Bektaşilerin Serencamı adlı kitap bu süreci inceleyen yeni bir çalışma. 19. yüzyılda "Bektaşilerin yaşadığı serencamı" dile getirmeyi amaçlayan bu eser, yedi başlıktan oluşmaktadır. Birinci makalede Bektaşiliğin yasaklanması, yasağın uygulanması süreci, Bektaşilerin var olma çabaları, Abdülaziz döneminden itibaren Masonlarla ve Jön Türklerle olan münasebetleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. İkinci makalede tarikatın en eski merkezlerinden olan Rumeli'deki Kızıldeli Sultan Tekkesi'nin kapatılması, mallarına el koyulması ve yasaklı yıllardaki durumu incelenmiştir. Üçüncü makalede tarikat içinde özel bir konuma sahip olan Hacı Bektaş Veli Tekkesi'nde yasaktan sonra görev yapan Nakşi şeyhler ile Bektaşiler arasında yaşananlara, yaşananların sonucunda müfettiş ve arabulucu olarak tekkeye gönderilen Sırrı Paşa ve gözlemlerine yer verilmiştir. Dördüncü makalede ise yine bu tekkenin -yasaktan sonra- gördüğü tamirler belgelerden hareketle incelenmiştir. Yasaktan sonra kısmen yıktırılan ve camiye çevrilen tarikatın Anadolu'daki önemli merkezlerinden olan Merzifon'daki Piri Baba Tekkesi'nin serüveni ise beşinci makalenin konusunu oluşturmaktadır. Kitabın son iki makalesi ise Edirne ve Sinop'ta tarih boyunca açılan Bektaşi tekkeleri, türbeleri ve önemli Bektaşi şahsiyetleri ele almaktadır.

Edebi eserlerden, arşiv belgelerinden, dönemin tarihlerinden hareketle kaleme alınan Bektaşilerin Serencamı, yasaklı yıllarda "memalik-i Osmaniye"de var olma mücadelesi veren bir tarikatın uzun ve bir o kadar da sıra dışı olan değişim ve dönüşüm hikâyesine yeni kapılar açıyor.

Fahri Maden
Bektaşiliğin Serencamı

Kapı Yayınları

2012

179 sayfa