Unutkanlık ve davranış değişiklikleriyle belirginlik gösteren alzheimerın Türkiye'de giderek yaygınlaştığı bildirildi.
Türkiye'de yaklaşık 1 milyon alzheimer hastasının bulunduğunu ancak bunlardan sadece 400 bin hastanın bilindiğini anlatan Prof. Dr. Özbabalık, Türkiye'nin 2050 yılında alzheimer barındıran 4'üncü büyük ülkesi olacağını savundu.
Prof. Dr. Özbabalık, 2009 yılındaki çalışmada 55 yaş üzerindeki popülasyonda yüzde 8.3'lük demans (düşünce bozukluğu) saptadıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Bu, hiç az bir rakam değil. Şu an biz bu hastaların ne kadarını tanıyoruz. Ne kadarı tedavi altında, onu bilmek de çok zor. Alzheimer, bu günün hastalığı olmakla beraber özellikle 2040-2050 yıllarında çok daha telaffuz edeceğimiz bir hastalık olacak. Alzheimer, çağın hastalığı oldu. Özellikle Hindistan, Türkiye, Çin ve ABD, bu hastalıkta başı çekecek ülkeler. İlk belirginliği unutkanlık. Bu, basit bir unutkanlık olabilir ya da hastalığın ilerleyen dönemlerinde bu unutkanlık, kişinin yaşadığı alanı hatırlamaması, yakınlarını hatırlamaması, en son dönemde de kendini hatırlamaması şeklinde ağırlaşarak devam ediyor. Genellikle hastanın hastaneye getirilme aşaması, hastalığın ilerlediği bir dönemde oluyor. Hasta yakınlarının farkına vardığı dönem bu. Oysa hastalık başlayalı uzun dönem olmuştur."
Alzheimer ile ilgili farkındalığın Türkiye'de yörelere göre farklılık gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Özbabalık, "Bu hastaların, o yaş grubuna göre normal olduğunu düşünen bir çok aile de var. Yani 'yaşlıdır, yaptığı şeyler normaldir' diyerek aile içinde hastaların bir şekilde barındırılması çok savunulan bir olgu halinde. Özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu ilgili rakamları hiç bilmiyoruz" dedi.
Prof. Dr. Özbabalık, alzheimerın yaşlanmanın doğal bir sonucu olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bu hastalık en azından yapılan çalışmalarla, verilen ilaçlarla, sosyal destekle kötüleşmesi durdurulabilen, olduğu yerde uzun süre kalabilen bir hastalık halindedir. Bu hastalığın tıbbı, sosyal ve hukuksal olmak üzere üç yönü var. Dolayısıyla hasta yakınlarının bu üç yön açısından hastaları daha sonra olumsuz pozisyonda görmek istemiyorlarsa erken dönemde unutkanlık şikayeti bulunan tüm yaşlıları bir kez hekim kontrolüne getirmeleri çok önemlidir. Çünkü bunların ilerleyen dönemde para yönetimleri, finansal yönetimleri, vesayet gerektiren durumlar hasta yakınlarını çok daha sıkıntıya sokacaktır. Unutkanlık şikayeti taşıyan her 60 yaşın üstündeki kişi hekime gitmesi gereken kişidir."