Sonbaharda dışarıda zaman geçirmek mevsimsel depresyondan koruyor.
Sonbaharda, havaların serinlemesi, ani ısı değişimleri, artan hava kirliliği ve salgına sebep olabilen virüs enfeksiyonları alerjileri tetikleyebiliyor. Alerjik bünyeli kişiler bu dönemde çok dikkatli olmalı ve özellikle solunum yolu alerjisi olanlar çevresel faktörlere karşı kendilerini korumalıdır.
Prof. Dr. Necla Songür, alerjik hastalıkların sadece ilkbahar aylarında yaşanmadığını belirterek, "Sonbaharda da bu tür rahatsızlıklara sıkça rastlanabiliyor. Birtakım risk faktörleri nedeniyle alerjik bünyeye sahip kişiler sonbaharda da sokağa çıkamayacak hale gelebiliyor" uyarısında bulundu.
Göğüs Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Necla Songür, alerji denince akıllara ilk olarak ilkbaharın geldiğini hatırlattı. Prof. Dr. Songür, sonbaharda da bu tür rahatsızlıklara sıkça rastlanıldığına dikkat çekerek, "Birtakım risk faktörleri nedeniyle alerjik bünyeye sahip kişiler sonbaharda da sokağa çıkamayacak hale gelebiliyor. Ancak alınacak önlemler ve tedavi yöntemleri kişilerin bu süreci konforlu bir şekilde atlatmasına yardımcı oluyor" dedi.
"Güneşten maksimum yararlanmak gerekiyor"
Yaz döneminden sonbahara geçiş ve ısı değişimi gibi faktörlerin büyük önem taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Songür, "Çünkü sonbaharda doğadaki kış hazırlığı ile birlikte insanlarda da bedensel değişiklikler ortaya çıkar. Dolayısıyla insan ile doğa arasında birbirine uyum süreci başlar. Yazın sürekli açık havada geçirilen zamanların ardından, sonbaharın gelmesi ve havaların aniden soğumasıyla yeniden kapalı ortamlara dönüş başlamaktadır. Dolayısıyla güneşten daha az yararlanılır oysa sonbaharda da güneşin faydalı etkilerinden yararlanmak çok önemlidir" diye konuştu.
"Dışarıda zaman geçirin"
Sonbahar ayında dışarıda zaman geçirmenin faydalı olacağına da işaret eden Songür, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mevsim sonbahar olsa da dışarıda zaman geçirmek hem güneşten daha fazla yararlanmaya, hem de mevsimsel depresyondan korunmaya yardımcı olur. Çünkü bazı hormonlar, bu mevsimde güneşin azalmasıyla birlikte daha çok salgılanır. Bu da kişiyi daha depresif bir duygu durumuna sokar. Ancak bu dönemde özellikle solunum yolu alerjisi olan kişilerin çevresel faktörlere karşı kendilerini korumaları gerekmektedir.
Sonbaharda alerjik reaksiyonların ortaya çıkmasını tetikleyen başlıca alerjenler ev tozu akarlarıdır. Bir diğer neden de nem faktörüdür. Yağmurların artıp, özellikle de dökülen yaprakların nemli ortamda kalması küf mantarı sporlarının ortaya çıkmasına yol açar. Bu mantarlar rüzgarla yayıldığından, açık havada bulunmak küf mantarı alerjisi olan kişilerin şikayetlerini artırabilir. Ayrıca bu dönmede alerjik reaksiyonları tetikleyen bir diğer önemli alerjen ise yabani otlardır. Ağustos ayı ortasından başlayan ve kasım ayı sonlarına kadar devam eden yabani otlardan yayılmaya başlayan polenler, yağışlarla birlikte artan küf mantarı sporları ve kapalı mekanda oluşan ev tozu akarları çevresel faktörler ile buluşarak üst solunum yolu alerjilerini ve astımı tetikler."
"Öğle saatlerinde çıkmayın"
Sonbaharda, havaların serinlemesi, ani ısı değişimleri, artan hava kirliliği ve salgına sebep olabilen virüs enfeksiyonları ile solunum sistemi alerjileri tetiklendiğini kaydeden Prof. Dr. Songür, "Alerjik bünyeli kişiler bu dönemde çok dikkatli olmalı ve özellikle solunum yolu alerjisi olanlar çevresel faktörlere karşı kendilerini korumalıdır. Öncelikle alerjinin sebebi bulunmalı, polenlerin yoğun olduğu dönemde pencereleri kapalı tutmalı, ev içinde havalandırma sistemleri ve hava filtreleri kullanılmalı, polenlerin yoğun olduğu 10.00 ile 16.00 saatleri arasında mümkün olduğunca dışarıda bulunulmamalı, dışarıdan eve gelindiğinde duş alınmalı, bütün kıyafetler değiştirilmeli, polenlerin çok olduğu yerde spor yapılmamalı, ağız ve burunu koruyan maske kullanılmalıdır" dedi.
Prof. Dr. Necla Songür ayrıca, gözlerde kaşıntı ve sulanma, burunda tıkanıklık, aşırı burun ya da geniz akıntısı, boğazda kaşıntı ya da takılma hissi, kuru öksürük kronik yorgunluk, nefes darlığı, uzayan ya da geçmeyen kronik öksürük, göğüste hırıltı ya da ıslık ses ve tam göğsün ön tarafında kaşıntı hissi olması durumunda dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Korunmak için yapılması gerekenler
Prof. Dr. Songür, alerjik rahatsızlıklardan korunmak için ise şu önerilerde bulundu:
"Vücut direncini güçlendirmek için balık, süt, yumurta, kırmızı ve beyaz et gibi proteinden zengin gıdaların tüketilmesine özen gösterin. Protein grubunun yanı sıra yeşil yapraklı mevsim sebzeleri, süt ve yoğurt gibi kalsiyum ağırlıklı besinlerin ihmal etmeyin. Depolarda bekletilmiş ve dondurulmuş gıdalardan mümkün olduğu kadar uzak durun. Mevsimine uygun meyve-sebzelerden tüketin. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için probiyotik, vitamin ve mineral takviyeleri alın. Günde en az 6-7 saat uyumaya çalışın. Gün içinde fırsat buldukça açık havada temiz havadan ve güneşten faydalanın. Haftada en az 5 gün spor yapın. Özellikle alerjik kişiler için tavsiye edilen yüzmeyi tercih edin. Sonbaharda da hava şartlarına uygun kıyafet seçin, ısı değişimlerinin olduğu süreçte ne çok kalın ne de çok ince giyinin."
#Sonbahar
#Alerjik hastalar