İklim bilimciler, küresel ısınmayla birlikte sıcak hava dalgaları ve aşırı hava olaylarının görülme sıklığının artacağını her fırsatta söylüyor. Özellikle bu yıl Avrupa'da ve ülkemizde yaşanan yüksek sıcaklıklar, bunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Bu durumdan denizler de etkileniyor. İspanya Deniz Araştırmaları Enstitüsü'nün araştırmasına göre, Akdeniz’deki deniz suyu sıcaklığı Temmuz ayında 28,4 dereceye çıkarak rekor kırdı. Araştırma ekibindeki bilim insanları, Katalan kıyılarındaki sıcaklığın hızla yükseldiğinin altını çizerken, Afrika kıyılarından İzlanda'ya kadar ortalamanın 1 ila 3 derece üzerinde sıcaklıklarla karşılaştıklarını açıkladı.
Aslında son 30 yıldır sıcaklık artışlarının deniz suyu sıcaklığı ortalamalarını artırdığını biliyoruz. Ancak birkaç yıldır deniz suyu sıcaklıklarında daha kuvvetli artışlar var. Özellikle bu yıl hem havada hem de denizde sıcaklık açısından çok farklı şeyler oluyor. Peki bu yılki kuvvetli artışı nasıl açıklamak gerekiyor?
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğum İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Deniz Demirhan, “Bu yıl yaşanan artışta, kısmen de olsa El Nino’nun etkisi var. El Nino, Ekvatoral Pasifik Okyanusu'nda başlar. Orta ve Doğu Pasifik'teki ılık sularla ve tropik bölgelerdeki 'alize rüzgârlarının' zayıflamasıyla karakterize edilir. Bu rüzgârların zayıflaması, okyanus ve karalardaki yağış ve sıcaklık koşullarını etkiler” dedi.
Demirhan, şöyle devam etti:
-- Ancak okyanus ve deniz sıcaklıklarının bu kadar çok artmasının altındaki en önemli sebep küresel Isınma… İnsan faaliyetleri atmosferdeki sera gazı yoğunluğunu artırdığı için son 30-40 yıldır deniz yüzeyi ve kara sıcaklıklarında artış meydana geliyor.
-- Kuzey Atlantik'in doğusundaki ılık sular ve hafif rüzgârlar, normalde günlerin yüzde 70'inden fazlasının sağanak yağışlı olmasının beklendiği bir ayda, uzun bir süre güneşli ve ılık hava getiriyor. Atlantik üzerinde Avrupa'nın hava durumunu etkileyen yarı kalıcı bir yüksek basınç sistemi olan ‘Azor Yükseği’ de zayıfladı ve buna bağlı olarak ilkbaharda Sahra'dan daha az toz taşınımı gerçekleşti. Tozların atmosferde az olmasının da gelen güneş radyasyonu miktarının artmasına neden olduğuna dair çalışmalar bulunuyor.
İklim değişikliği, tüm dünya denizlerini etkiliyor. Bu durum devam ettikçe daha büyük tehlikeler bizi bekliyor. Konuya kendi kıyılarımız açısından bakarsak deniz sıcaklığı artışını İskenderun ve Mersin Körfezleri'nde çok fazla görüyoruz. Bu iki noktada 2 derecenin üstünde bir artış gördük. Bu yıl ise bugüne kadar görülmemiş en yüksek sıcaklıklara çıkma ihtimali var ve çıkacağını bekliyoruz.
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu
Bu noktada ‘Isınan denizler ülkemizde hava durumunu nasıl etkiler?’ sorusunun cevabı çok önemli…
Bu soruma Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek, “Akdeniz hattı boyunca uzanan bölgede denizden olan kısımda yağışlarda ve toprak neminde azalma bulunuyor. Bu da zaten bizlere deniz sıcaklığının arttığını gösteriyor. Bu durumun meteorolojik dinamiklerine baktığımızda pek çok etkisi bulunuyor. Örneğin, kutuplara kadar uzanan hücreler var. Bu hücreler pek çok parçayı barındırıyor ve hepsi birbiriyle bağlantılı… Eğer deniz suyu sıcaklıkları ile hava sıcaklıkları artmaya devam ederse hücrelerin çalışma mekanizmaları daha sert şekilde etkilenecek” cevabını verdi.
Tek, şu detayların altını çizdi:
-- Örneğin, Doğu Karadeniz’in deniz suyu sıcaklığı her zaman Batı Karadeniz’e göre birkaç derece daha yüksektir. Bölgede yüksek sıcaklıklar olduğunda; kuzeyden gelen sıcaklık daha serin hava ve denize yakın yüksek dağların da etkisiyle Trabzon, Rize ve Artvin gibi illerimizde sellere neden olur.
-- Şimdi aynı şeye Ege için bakalım. Ege’de yüksek dağlar yok ama deniz suyu sıcaklığının yükseldiğini düşünelim… Su sıcaklığı yükselince kuzeyden gelecek en ufak bir serin hava altta sıcak suyu bulunca, denizde kuvvetli buharlaşmaya neden olur. Bu da yukarı doğru nem taşır. Bunlar olunca da Ege ve Akdeniz’deki yağış rejimi ve yağışın miktarında değişiklikler meydana gelir. Kısa süreli kuvvetli yağışlar oluşur. Ayrıca dolu, şimşek, gök gürültüsü ve yıldırımlar görülür. Özetle deniz suyu sıcaklarının giderek yükselmesi ülkemizdeki meteoroloji dengelerini değiştirecek.
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Meteoroloji Uzmanı Dr. Güven Özdemir de ülkemizin sularında belirgin ısınmalar olduğuna dikkat çekerek, “Bu yıl Fethiye kıyıları deniz suyu sıcaklığı 30, Didim, Çeşme 28, Ayvalık, Çanakkale 26, Gökçeada 28, Marmara Adası 28, Silivri 25, Sinop, Samsun 26 ve Trabzon 25derece olarak ölçülerek, rekor sıcaklıklara ulaştı” diye konuştu.
“Bu yıl denizlerimizin sıcak olması, sonbahar ve kış aylarının yağışlı geçmesi olasılığını artırıyor” diyen Dr. Özdemir, “Isı adalarının genişlemesi de ani yağışların, sellerin, taşkınların ve hortumların artacağı olasılığını kuvvetlendiriyor” ifadelerini kullandı.
Denizin yüzey sıcaklığının artması Akdeniz ekosisteminde önemli değişikliklere de neden oluyor. Örneğin zararlı alglerin sayısı arttı. Ayrıca mercan resiflerinde de sorunlara neden olabilir. Şunu unutmamak gerekiyor; mercan tabanlı ekosistemler dünya çapında 1 milyar insana yiyecek sağlayan balık yuvaları… Tüm bunların dışında aşırı ısınmadan balıkçılık da çok etkileniyor. Özellikle Akdeniz'de balıkçılığın etkilenmesi turizm sektörünü de fazlasıyla durağanlaştırdı ve önemli ekonomik kayıplara yol açtı.
Dr. Deniz Demirhan
Okyanus ve denizler gün geçtikçe ısınırken bir başka problem de Meksika Körfezi’nden başlayarak İngiltere’nin kuzeyine kadar devam eden sıcak su akıntısı Gulf Stream'de (Körfez Akıntısı) yaşanıyor.
Nature Climate Change dergisinde yayımlanan makaleye göre, Körfez Akıntısı 2025 yılında tamamen durabilir. Uzmanlar bu durumun, gezegendeki herkesi etkileyeceğini ve tüm uygarlığı tehdit ettiğini vurguluyor.
Dr. Güven Özdemir’e çalışmayla ilgili yorumlarını sorduğumda, "Eğer bu akıntı durursa; sonucunda kuraklık ön plana çıkacak, dünyada su savaşları kaçınılmaz olacak ve gıda üretimi giderek azalacak” cevabını verdi. Dr. Özdemir, konuyu şu bilgilerle detaylandırdı:
-- Gulf Stream Sistemi ılık okyanus suyunu Meksika Körfezi’nden Atlantik Okyanusu’nun kuzeyine yani Britanya’dan İskandinav ülkelerine doğru taşır. Bunun sonucunda Atlantik akıntılarının enerjisinin yüksek enlemlerde etkili olmasını sağlar. Hava olaylarının etkin bir şekilde oluşması bizi de etkiler. Çünkü İzlanda üzerinde oluşan İzlanda alçak basıncı, Avrupa ve Türkiye için yağış açısından çok önemli.
-- Ancak Grönland’ın buz örtüsünün son yıllarda hızla erimesinin, diğer kaynaklardan gelen tatlı su akışının hızlanmasının ve artmasının, Gulf Stream Sıcak Su Akıntısı'nın zayıflamasına ve ileriki yıllarda tamamen ortadan kalkmasına yol açacağı düşünülüyor. Buna sebebiyet veren ise insan etkili fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan sera gazları... Bu da tüm dünya ekosistemini etkileyecek, meteorolojik sistemler üzerinde çökmeler ve değişimler yaratacak, dünya hidrolojik sistemi ve tarımsal sisteminde değişimler gözlenecek. Sonucunda kuraklık ön plana çıkacak, dünyada su savaşları kaçınılmaz olacak ve gıda üretimi giderek azalacak…
Dr. Deniz Demirhan da “Eğer bu çevrim durursa, Avrupa ve ABD'nin bazı kısımlarını etkileyen çok daha sert kışlar (mini buzul çağı gibi) ve deniz seviyesinde yükselme ve tropik bölgelerde musonlarda farklılaşma gibi pek çok sonuçlar ortaya çıkarabilir” ifadelerini kullandı.
İklim değişikliği dışında kirlilik ve avcılık baskısı da ekosisteme zarar veriyor. Ayrıca denizlerimizde oksijen seviyeleri de düşüyor. Örneğin, Marmara çok kötü durumda… Doğu Marmara'da dip suları neredeyse oksijensiz. Son yıllarda oksijensizleşme giderek yüzeye doğru dayanmış durumda ve oksijen seviyesi 25-30 metreden sonra litrede 2 miligramın altında…
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu