12 Eylül 1980 tarihinin üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen bazı acılar halen ilk günkü gibi duruyor. Darbe yönetiminin o günlerde uyguladığı insanlık dışı muamele ve antidemokratik uygulamaları birçok hayatı olumsuz yönde etkiledi. Askeri yönetimin başa geçmesinin ardından birçok vatandaş işkencelere maruz kalmış, bazıları ise hayatlarının baharında hayatı boyunca unutamayacağı psikolojik travmalar geçirmişti. O dönemde ortaokul yıllarında Ülkü Ocakları’na giren Ahmet Bağcı, İstanbul’da 1980 darbesi öncesinde büyük bir yürüyüş düzenlediklerini ve Kahramanmaraş’tan mehter takımı ile gittiklerini söyledi.
Askeri darbe öncesinde yaşanan olayları anlatan Ahmet Bağcı, “Dönüşte bizi topladılar. Bana zorla 28 dosya imzalattılar, ben bu 28 dosyanın 8’indan ceza aldım, 20’sinden beraat ettim. Asla eylemlere karıştım diyemem ama yapmadığımız bir sürü dosyayı da işkence ile bize üzerimize yıktılar. Kenan Evren ihtilalinden sonra birçok arkadaşımız şehit oldu. Ahmet Kerse arkadaşımız lise yıllarında sık sık Maraş’a gelir giderdi. Çok yakın tanışırdık ve tekrardan yollarımız Adana Cezaevi’nde kesişti. Ahmet’in adı bir eyleme karışmış ama eylemi gerçekleştiren kendisi değildi. Biliyordu kimin yaptığını ama arkadaşını kıyıp ismini vermiyordu. Sonunda idam kararı çıktı Ahmet’e, dışarıda asıl eylemi yapan kişi idamdan önce bu eylemi ben yaptım diye teslim olduğu halde bu arkadaşımızı bile bile idam ettiler. Yani 12 Eylül zulmünün en bariz örneği Ahmet Kerse’de sembolleşmiştir” dedi.
Askeri darbenin ülkeyi her anlamda geriye götürdüğünü söyleyen Bağcı, “Çanakkale’den sonra Türk milletinin, Türk gençliğinin katledildiği, yok edildiği en büyük operasyondur 12 Eylül. Yüz binlerce tutuklama bunların birçoğu idam oldu, evlerde, karakollarda işkencelerden ölenlerin hesabı yok. Öyle kıymetli gençlerimiz gitti ki, hesabı kitabı tutulmaz. Yetişmiş Türk gençliğinin Türk kadrolarının yok etmekle Türkiye’yi 50 yıl 100 yıl geriye vurdu bunlar. Bu ihtilalin zararı sadece işkencede şunda bunda değil, ekonomik olarak da yetişmiş insan kadrosu bakımından da bizi 50 yıl geriye vurdular çünkü bunların hepsi istikbalinden oldular” diye konuştu.
İnsanlara zulüm yapanların mahkeme kararlarını dinlemeden işkence yaptıklarını ifade eden Bağcı, “Eğer onların başına iş gelmeseydi Türkiye’nin en önemli insanlarıydı ve Türkiye’yi ekonomik olarak, siyaset olarak muhasır medeniyetler seviyesine çıkaracak insanlardı. Bunlar bir garez ile böyle bir nefretle saldırdılar. Mahkeme kararlarını dinlemediler, bir kinle saldırdılar bize. Türkçülerin, Turancıların yazgısı bu olmamalıydı. Ben dünyada hiçbir ülkede o ülkenin milliyetçilerinin Türkiye’deki kadar ezildiğini horlandığına şahit olmadım. O dönemde psikolojini kaybeden, davranış bozukluğu sergileyen günlük hayatını idame ettiremeyen binlerce arkadaşımız tedavi gördü” ifadelerini kullandı.