Türkiye’de yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın bayraktarlığını yapan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İsrail adına psikolojik savaş yürütüyor. İşgale karşı direnen Hamas’ı “terör örgütü” olarak niteleyip İsrail’e yönelik boykotu kırmaya çalışan Özdağ’ın İsrail aşkı, Yahudi lobisi ve Mosssad’la ilişkileri eskilere dayanıyor.
Türkiye’deki ırkçı-yabancı düşmanlığını, kurduğu Zafer Partisi ile kurumsal bir kimliğe dönüştüren Ümit Özdağ, bu kez de Gazze’de soykırıma girişen İsrail’in en büyük destekçisi oldu. İşgal edilmek istenen topraklarını savunan HAMAS’ın eylemlerini “terör eylemi” olarak değerlendiren Özdağ, İsrail destekçilerine karşı yapılan boykotu sulandırmak için de beraberindeki ergen gençlerle birlikte kafe kafe dolaşıyor. Peki kimdir bu Ümit Özdağ? İsrail ve Siyonistlerle bu derin muhabbeti nereden geliyor?
KÖKENİ TAT YAHUDİSİ Mİ?
Soyağacı Dağıstan’a dayanan bir göçmen olan Özdağ’ın kimliği konusunda çeşitli iddialar var. Kumuk Türklerinden olduğunu iddia etse de Özdağ’ın köklerinin Kafkasya’daki “Tat Yahudilerine” uzandığını söyleyenler azımsanmayacak kadar çok. Kökeni ne olursa olsun, 1960’lı yıllara kadar sıradan göçmen bir aile olan “Özdağlar”, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edildiği 1960 darbesiyle tarih sahnesindeki yerini aldı.
MENDERES’E İŞKENCE EDEN TAYFADAN
Ümit Özdağ’ın babası Muzaffer Özdağ, 27 Mayıs darbesine katılan subaylardan birisiydi. Kurmay Yüzbaşı rütbesi ile Millî Birlik Komitesi’ne (MBK) üye olan Muzaffer Özdağ, basını baskı altına alma fikrini ilk dile getiren MBK üyesi olsa da bunu başaramadı. Darbe sonrasında cuntanın devam etmesi taraftarı olan, yönetimin yeniden sivillere teslim edilmesine karşı çıkan Özdağ, “Ondörtler” adı verilen subaylarla birlikte MBK’dan ihraç edildi. Yassıada’da idamından önce Adnan Menderes’e işkence eden subaylar arasında olduğu dilden dile dolaşsa da
bu konuda kaynak bulmak oldukça zor.
BABA-OĞUL DARBEYİ BÖYLE GÜZELLEDİ
MBK’dan atıldıktan sonra Japonya’ya sürülen Muzaffer Özdağ, burada da 2 yıl kaldı. Oğlu Ümit Özdağ, sürgün sırasında Japonya’da doğdu. 2002 yılında hayatını kaybeden Muzaffer Özdağ, tarihe kara bir leke olarak geçen 27 Mayıs darbesinden dolayı hiç pişman olmadı. Hatta 1995 yılında verdiği bir röportajda, “TSK’nın asli vazifesini yapması, hatta biraz gecikme ile yapması bir kusur mütalaa edilebilir. 27 Mayıs’ı kötüleyenler, genellikle ruh hastaları ve çirkin politikacılardır” ifadelerini kullandı.
27 MAYIS YASAL ZARURETMİŞ
Oğlu Ümit Özdağ da babasının darbeciliğinden hep gurur duydu. Yönetim Kurulu Başkanı olduğu 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nün internet sitesinde, Muzaffer Özdağ’ın biyografisinde 27 Mayıs ile ilgili şu güzellemeleri yaptı: “Muzaffer Özdağ, üsteğmen rütbesinde Harp Akademisi öğrencisi iken demokratik düzeni korumak ve iç barışı güvene almak için yasal bir zaruret halini alan 27 Mayıs 1960 müdahalesinin planlama ve icrasında ön safta yer almıştır.”
YAHUDİ LOBİSİ İLE İLİŞKİSİ NASIL BAŞLADI?
1961 yılında Tokyo’da doğan Ümit Özdağ ise Türkiye’nin konuştuğu ikinci “Özdağ” oldu. Almanya, Türkiye ve ABD’de akademik kariyer yapan Özdağ’ın adı, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’ni (ASAM) kurduktan sonra karanlık mahfillerle anılmaya başlandı. Ümit Özdağ’ın son günlerde örtülü olarak destek verdiği İsrail’le muhabbeti, o dönemlerde başladı. ASAM’ın ilk kurulduğu günlerden itibaren İsrail ve Yahudi lobisi ile güçlü ilişkiler tesis etti.
BESA CENTER VE ASAM ORTAKLIĞI
ASAM’ın ilk icraatı, İsrailli düşünce kuruluşu BESA Center ile ortaklık kurmak oldu. İsrail’in çıkarları için araştırmalar yaparak MOSSAD ve İsrail ordusuna raporlar hazırlayan kuruluşun bir diğer faaliyet alanı da Türkiye ve Hindistan gibi ülkelerde İsrail’in meşruiyetine destek aramak. İşte bu düşünce kuruluşunun düzenlediği programlara katılan Özdağ, BESA’dan da sık sık misafir kabul etti.
28 ŞUBAT’IN DIŞ AYAĞI İLE İRTİBAT
ABD’deki Yahudi lobisinin güçlü kuruluşlarından birisi olan JINSA da Ümit Özdağ’ın derin ilişkiler kurduğu kuruluşlardan birisi. CIA ajanlarının cirit attığı kuruluş, 28 Şubat postmodern darbesinin en güçlü dış ayağıydı. O dönemin kudretli generallerinden darbe öncesinde bizzat brifing alacak kadar sürecin içerisinde oldular. Darbe sonrasında ise bu generallere verdikleri ödüllerle gündeme geldiler. Hem BESA Center hem de JINSA’nın düzenlediği programlara katılan Özdağ, bu kuruluşlardan gelen misafirlerle de boy boy pozlar verdi. ASAM’ın bu kuruluşlara para karşılığı düşünce ürettiği de diğer iddialar arasında.
MOSSAD’LILARLA GÖRÜŞTÜM
İsrail’e kayıtlı-kayıtsız defalarca girip çıktığı iddia edilirken, Ümit Özdağ gizlenemeyecek kadar aşikar ilişkisini şu sözlerle itiraf etti: “Ben bir stratejik araştırmalar kurumu başkanı olarak Rus istihbaratı ile de İran’la da ABD’lilerle de İsraillilerle de görüştüm. Bunlarla görüştüğünüz zaman askerin asker olduğunu bilirsiniz ama istihbaratçının istihbaratçı olduğunu bilmezsiniz, tahmin edersiniz. Evet İsrail’e gittiğimiz zaman hiçbirisine tek başıma gitmedim. Bir düşünce kuruluşu çevresinde kadro olarak gittim. Giderken yanımda eski komutanlar vardı. MOSSAD’a gidip MOSSAD’la görüşmedim. Ama MOSSAD’lılarla görüştüm mü, görüşmüş olabilirim. Toplantılara geliyorlar.”
İSRAİL İÇİN KİTAP BASTI
Ümit Özdağ’ın karanlık yapılarla ilişkisi sadece bu kadarla sınırlı değil. Renkli darbelerin mimarı George Soros tarafından fonlanan CFR’nin (Council on Foreign Relations) yanı sıra CIA ajanları Henri Barkey ve Graham Fuller’le derin ilişkileri olan İsrailli Profesör Efraim İnbar da Özdağ’ın yakın arkadaşı. Özdağ, İnbar’ın “Türk-İsrail Stratejik Ortaklığı” adlı kitabının ASAM çatısı altında basılmasını sağlayan isim oldu. Özdağ’ın Yahudi lobisinin en güçlü isimlerinden birisi olan İnbar’la dostluğunun, babası Muzaffer Özdağ’dan miras kaldığı ifade ediliyor.
Starbucks’ı boykot edenlere ‘Salak’ dedi
Seçimden önce yabancı düşmanlığıyla sürekli sokakları tahrik eden Ümit Özdağ, geçen hafta Gazze’deki katliam nedeniyle boykot edilen Starbucks’a gitti. Özdağ, burada markayı boykot edenlere “Salak” dedi.
Oyuncu Sinan Albayrak, Starbucks’ı boykot edenlere Starbucks’ta “Salak” diye hakaret eden Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a tepki gösterdi. Özdağ’a çektiği bir video ile cevap veren Albayrak, “Az evvel ömrümün en salak videosunu izledim, siz gerçekten Sturbucks’ı neden protesto ettiğimizi anlamadınız mı?” diye sordu. Özdağ’ın çektiği videoyu “O kadar salak bir videonun içinde, o kadar salak bir baş karakter ve arkasında fon oluşturan o kadar salak bir kitle var ki, bu arkadaşlar Starbucks’ta buluşmuş ve bu en baş salak kişi Starbucks’ı boykot eden bizlere ‘Salak’ diyor” diye anlatan Albayrak şunları kaydetti: “Bu arkadaş beyni durmuş bir makine, paslanmış, çürümüş, içi çürümüş bir organ gibi utanmadan diyor ki ‘Bakın Starbucks’tayız. Ve buradaki hiç kimse, bazı salakların düşündüğünün aksine İsrail’i desteklemiyor.’ Vallahi billahi ömrümde gördüğüm en absürt, en salak, en garip videoydu bu. Starbucks’tasın, kahveni içiyorsun ve asla İsrail’i desteklemiyorsun. Oraya ödediğin paranın nereye gittiğini anlamıyor musun sen gerçekten? Bu kadar mı salaksın? Bir de bunun peşinden giden bir kitle var, gerçekten çok garip.”