LGBT dayatması, şimdiye kadar sadece Müslümanları suçlayan bir dil kullanmayı tercih etti. Ancak son dönemde dindar Hristiyan ve dindar Yahudilere yönelik de saldırılara başladığı gözlemleniyor. Katolik Kilisesi sansasyonel iddiaların muhatabı haline getirilirken, dindar Yahudilere seküler Yahudiler kanalıyla eleştiri yöneltiliyor.
Gün geçtikçe dünya çapında örgütlü bir faşist kampanya haline gelen LGBT dayatması, beraberinde getirdiği milyarlarca dolarlık ekonomik pazar ve sürekli lobicilik faaliyetleri sebebiyle, yaygınlığını gittikçe artırıyor. Aile bağlarının tamamen koparılması, bireyselciliğin yüceltilmesi ve haz merkezli bir yaşam biçiminin benimsenmesi gibi noktaların öne çıkarıldığı söz konusu dayatma kampanyaları, medya eliyle kitlelere empoze ediliyor. LGBT karşıtlığının “homo-fobi” başta olmak üzere birçok suçlama ve ithamla bastırılmaya çalışıldığı gözlemlenirken, eşcinsel lobi semavi din mensuplarına yönelik dışlayıcı tavrını da belirginleştiriyor.
ORTAK YASAK
“Semavi dinler” olarak bilinen İslâm, Hristiyanlık ve Yahudilikte, mensupların kesin bir şekilde uyarıldığı ortak yasaklardan biri de eşcinsellik. Tarihteki peygamberlerden Hz. Lut’un kavminin bu yasağı işlemeleri sebebiyle helak edildiği yine ortak bir biçimde vurgulanırken, dinî metinler, insanların aynı yanlışı tekrarlamamaları gerektiği konusundaki uyarılarla dolu. Buna rağmen, LGBT dayatması, şimdiye kadar sadece Müslümanları suçlayan ve dışlayan bir dil kullanmayı tercih etti. İslâm dünyası ve Müslümanlar bu yolla “marjinal” olmakla itham edilirken, ABD ve Batı’daki eşcinsel akımlar “özgürlüğün simgesi”ne dönüştürüldü.
SIRA DİĞERLERİNDE
Ancak son dönemde LGBT lobisinin, Müslümanların yanında dindar Hristiyan ve dindar Yahudilere yönelik de saldırılara başladığı gözlemleniyor. Özellikle Katolik Kilisesi farklı biçimlerde hedefe yerleştirilip sansasyonel iddiaların muhatabı haline getirilirken, dindar Yahudilere seküler Yahudiler kanalıyla eleştiri yöneltiliyor. Bu bağlamda İsrail’in başkenti Tel Aviv’in, dünya üzerinde nüfusa oranla en fazla eşcinselin yaşadığı şehirlerden biri olması özellikle dikkat çekiyor. Bilindiği gibi, dindar Yahudilerin ciddi bir nüfusu temsil ettiği Kudüs’te, eşcinselliğin açık tezahürlerine ve sembollerine karşı katı ve tavizsiz bir sosyal ve dinî direniş söz konusu.
Aşırı sağcılık ve ötesi
Dünyada bugün yükselen trendlerden biri olan Hristiyan aşırı sağcılık, LGBT karşıtlığında başı çekmesine rağmen, aynı zamanda İslâm düşmanlığı ve mülteci karşıtlığıyla da endişelere yol açıyor. Avrupa’nın birçok kentinde eşcinselliğe karşı ve aile için yürüyüşler düzenleyen protestocular, aynı karşıtlığı İslâm’a ve yabancılara karşı sergilemekten çekinmiyor. ABD’de de Ortadoğu ve Asya halklarına yönelik ırkçı çizgileriyle öne çıkan siyasî akımlar, aynı zamanda LGBT dayatmasına karşı mücadelede en ön safta duruyor. Bu durum, Müslümanlarla aşırı sağcı grupların LGBT karşıtı çizgide yan yana yürümesini imkânsız hale getiriyor.