Kocaeli'nin Körfez ilçesinde, 11 yıl önce, Meryem Tahnal (35) ve kızı Melike'nin (8) kaybolmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Palu ailesinin 6 üyesinin yargılanmasına başlandı. Sanıklar, geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye getirildi.
Körfez ilçesinde, 11 yıl önce Meryem Tahnal ve kızı Melike'nin kaybolmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında Hava ve Harun Palu çifti ile çocukları İsa Palu, Fatih Palu, Ayşe Palu ve Emine Ustael ile eşi Tuncer Ustael gözaltına alındı.
Aile bireyleri, adliyeye sevk edilirken, baba Harun Palu dışında 6 kişi, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmanın tamamlanmasıyla hazırlanan fezleke, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan incelemenin ardından iddianame hazırlandı.
Mahkemede ifade veren Tuncer Ustael, Palu ailesi ile birlikte kendisine ait araçta yaşadıklarını, Meryem Tahnal'ın kaybolduğunu, bir daha da kendisini görmediğini söyledi.
Savcının, "İstanbul'dan neden geldiniz?" sorusu üzerine Tuncer Ustael, "Meryem Tahnal'ın öldürülen eşinin bazı yakınlarının çocuklarıma karşı olan davranışları oldu. Benim çocuğum kaçırıldı. 30 gün hastanede kaldı. Çocuğumun kalçasından iğne çıktı. Bu olaylardan dolayı İzmit'e gelmek zorunda kaldım" yanıtını verdi. Hakkındaki büyü yaptığı ve bozduğu iddialarına karşı ise Tucer Ustael, "Ben büyü, muska işlerine kesinlikle inanmıyorum. Arabada yaşamamızın sebebi büyü değil, Merhem Tahnal'ın eşinin ailesinin tehditleridir. Biz bunlardan uzak durmaya çalıştık. Kendilerinin de polisle ilişkili olacağını düşündüğümden herhangi bir şikayette bulunmadım" diye ifade verderek, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Duruşmada ifade veren diğer sanık Hava Palu ise kızı Meryem Tahnal'ın Tuncer Ustael tarafından eziyet gördüğünü ve Ustael'in kendilerini korkutarak etkisi altına aldığını söyledi. Hava Palu, hacca gidip geldiğini ve yalan söylemeyeceğini dile getirerek, yaşadıkları olayları şu şekilde anlattı:
"Sanık Tuncer benim damadım, diğer sanıklar da çocuklarımdır. Ölen Meryem de benim kızımdır. Kızım Meryem evlendikten sonra eşiyle sorunları oldu. Eve geri döndü. 2006 yılın da eşim, Meryem'in kocasını öldürdüğü için cezaevine girdi.
2008 yılında Tuncer Ustael, İstanbul İkitelli'de yaşarken bizi cinlerin sardığını, kendisinin bizi koruyacağını söyleyerek Körfez'deki evimize taşındı. Evdeki cinleri çıkaracağını söyledi. Bizi bunlarla korkuttu. Ayrıca Tahnal ailesinin bizim evimize gelip çatıya çıktığını söyledi. Ben bunları görmedim ama sesler duyuyordum. Bu dönemde Tuncer bizi korkutarak her şeyde kontrolü ele aldı. Ben eşimin maaşını çekerek ona veriyordum. Kira paralarını da ona veriyordum.
Bu dönemde Tuncer cin çıkartmak için evi sirke ile yıkardı. Duvarların kireçlerini sökmüştü. Korktuğumuz için bir dönem Tuncer'in İstanbul'daki evine taşındık. Orada da benzer şekilde bizi korkutan olayları anlattı."
Hava Palu kızının ölümünü ise şöyle anlattı:
"Meryem hasta olduğunu söyledi. Battaniye alıp yattı. Sonra baktığımda ölmüştü. 2-3 gündür 'hastayım' diyordu. Bir sesler duyduk, uğultular duyduk, baktık ölmüştü. Camiye götürüp yıkadığımda yüzünde ve vücudunda darp izleri gördüm. Meryem'i camide yıkadıktan sonra Tuncer ve İsa götürüp gömdüler. Beni 2 gün sonra mezarına götürdüler. Meryem'in bir hastalığı yoktu, sadece migreni vardı. Ölmeden önceki son 3 güne kadar Tuncer, Meryem'i hep dövdü, aç bıraktı. Açık ve soğuk etkisiyle kızım bitkisel hayatta gibi yaşıyordu. Dayaktan sonra Meryem halsiz kalmıştı. Biz zor şartların etkisi ile durumu idrak edemedik."
Tuncer Ustael'den korktuklarını söyleyen Hava Palu, "Biz kızıma yardım edemedik. Tuncer'den korkuyorduk. Kızım öldükten sonra eve geldiğimiz zaman bizi ayrı odalarda tutuyordu. Bizi bazen aç bırakıyordu. 2011 yılında Tuncer hapse girdikten sonra ben polise gidip her şeyi anlatmıştım. Bizi odalarda tutarken aç bıraktığı zamanlarda telefonla birileriyle konuşup bizimle alay ederdi. 'Bunların evini sattım, aç bıraktım, susuz bıraktım' diye konuşurdu. İsa'da bende de akıl bırakmamıştı. Benim adıma öyle terbiyesiz şeylerin olduğu bir kağıt yazıp İsa'ya imzalatmış. İsa aklı başında olsa o kağıdı imzalar mı?" dedi.
Meryem Tahnal'ın ölümünün ardından sığınma evine götürüldüğünü belirten Hava Palu, "Ben sığınma evindeyken, Tuncer'in Körfez'de bulunan 4 katlı evimi sattığını söylediler" dedi. Neden şikayetçi olmadığının sorulması üzerine Hava Palu, "Her gün evde beraberdik. Hiç yanımızdan ayrılmıyordu. Şikayet etme fırsatımız yoktu. Etkisi altındaydık, korkuyorduk. Tuncer bize, 'Benim kalp gözüm açık, ben sizi koruyorum, yoksa çeker giderim, burada kalırsınız' diyordu" ifadelerini kullandı.
Hava Palu son olarak mahkeme heyetine sanıklar arasında bulunan kızı Ayşe Palu için bekaret testi yapılmasını istediğini söyleyerek, "Ayşe bekar. Ama Tuncer, araba ile zaman zaman onu alıp gidiyordu. Bu kızımı götürdüğünde neler oldu bilmiyorum. Bu araştırılsın, test yapılsın" diye konuştu.
Öldürülen Meryem Tahnal'ın kardeşi İsa Palu ise "Annemin verdiği ifadeye katılıyorum. Her şey annemin anlattığı gibi oldu. Maktul gömülürken ben de oradaydım. Üzerine toprak attım. Meryem kış ayazında dışarıda da yatıyordu. Biz arabada yatarken o dışarıda yatıyordu. Öldüğünde Tuncer'in isteği ile karakola gidip kaybolduğunu söyledik. Ben kardeşim Meryem'e hiç vurmadım. Sadece Tuncer kendisine vurmuştur. Aç bırakma iddiası doğrudur. Ölüm anında ben de oradaydım. Ablamın ölüm anında ağzından köpük gelip gelmediğini hatırlamıyorum. En son ölmeden 2-3 gün önce Tuncer ablamı darp etmişti. Sırtına ve kafasına vuruyordu. İstanbul'da kaldığımız dönemden itibaren Tuncer ablamı hep darp etti.
Ablamı gömerken kullandığımız kazma küreği bir nalburdan satın aldık. Ablam öldükten sonra da kredi kartını Tuncer kullanıyordu. Tuncer, Meryem'i öldüreceğinden bize bahsetmedi, biz bilmiyorduk. Biz Tuncer'in, Meryem'e kötü muamelede bulunmasına karşı çıkıyorduk. Ama bize işime karışmayın diye kızıyordu" dedi.
Emine Ustael ise ifadesinde suçlamaları kabul etmeyerek, "Biz arabada yaşarken Meryem tuvalete gitmek için araçtan ayrıldı ve bir daha gelmedi. Sabaha kadar aradık, bulamadık. Ablamın kaybolması üzerine polise gittik. Ablamın eşim Tuncer tarafından darp edilip aç bırakıldığı ve öldürüldüğü iddiası gerçek dışıdır. Annem Hava, kardeşlerimden korktuğu için bu iddiaları söylüyor. Annem yalan söylüyor. Tuncer cezaevindeyken annem polise gitmedi, bu da onun yalan söylediğini gösterir" diye konuştu.
Ayşe Palu, eniştesi Tuncer Ustael'in kendisine cinsel istismarda bulunduğunu iddia ederek, "Meryem ölmeden önce benim karnım ağrıyordu. Tuncer 'Cin çıkaracağım' diyerek beni kandırdı ve cinsel ilişkiye girdi. Bizi sürekli korkutuyordu, o olmazsa cinlerin bize zarar vereceğini söylüyordu. Bu nedenle Tuncer'in sözünden çıkamıyorduk" dedi.
Fatih Palu da ifadesinde, "Annem, kardeşlerim İsa ve Ayşe'nin beyanlarına katılıyorum. Ablamı darbeden Tuncer Ustael'dir. Benim ve diğer yakınlarımın herhangi bir darbetme olayı olamamıştır. Tuncer Ustael ablam Meryem'i darbediyordu, ancak sıklığını hatırlamıyorum. Ben maktulün ağaca bağlandığını görmedim. Evin çatısından bazen sesler geldiği oluyordu. Tuncer bu anlarda bizi duaya kaldırılıp, çatından ve pencerelerden uzak durmamızı istiyordu. Ölümün ardından Tuncer oturduğumuz evi başkalarına sattı, bundan bizim haberimiz sonra oldu. Evde kendi aramızda konuştuğumuzda bizi cezalandırıyordu. Tuncer cin çıkarmak için duvarları kazmamızı istedi. Biz de yaptık" diye konuştu.