AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, TVNET'te yayımlanan "Brifing Özel" programında İsmail Halis'in sorularını yanıtladı. Yyeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrasında küresel sistem ve ülkelerin kendi güçlerini sınamak durumunda kaldığını belirterek, "Amerika Birleşik Devletleri için söyleyelim, burnumuzun dibindeki terör örgütlerine binlerce tır silah gönderebilecek bir gücü var ama New York'un arka sokağındaki hastaneye gönderecek maskesi yok, tıbbi teçhizatı yok" dedi.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, TVNET'te yayımlanan "Brifing Özel" programında İsmail Halis'in sorularını yanıtladı.
Programa evinden katılan Kurtulmuş, koronavirüs sonrasında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yönünde yaygın bir görüş olduğunu söyledi.
Bu kuruluşların uzun süredir
hale geldiğini ve
vurgulayan Numan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
- "10 yıllardır yeni ve adil bir dünya kurulması gerektiği hususundaki görüşlerimizi ifade ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın 'Dünya beşten büyüktür' diyerek bütün uluslararası mecralarda bunu politik bir slogan olarak dile getirmesi de aslında tam da böyle bir ihtiyaçtan kaynaklanıyordu. Şu anda mesela dünyada mültecilerle ilgili bir kuruluş var, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, ama mültecilerin hiçbir sorununu çözmek için en ufak bir fonksiyon icra edemiyor. Çünkü eli ayağı bağlı, herhangi bir maddi imkanı yok ya da böyle bir niyet de aslında ortada yok. Bakıyorsunuz İtalya'da, İspanya'da bu kadar büyük facialar yaşanırken Avrupa Birliği, İtalyan ve İspanyol halkı başta olmak üzere Avrupa halklarının hiçbir şekilde derdine derman olamıyor NATO aynı şekilde üye ülkelerin derdine deva olamıyor. Bu insanlar da soruyorlar, 'Böyle bir zamanda Avrupa Birliği, NATO bizim işimize yaramayacaksa ne zaman yarayacak?' diyorlar."
"Dünyanın yeni bir yapılanmaya ihtiyacı var"
Afrika'nın koronavirüs konusunda henüz mercek altına alınmadığını hatırlatan Numan Kurtulmuş, Dünya Sağlık Örgütü'nün de sağlık sisteminin "sıfır" noktasında olduğu Afrika'da şartların iyileştirilmesi için hiçbir işe yaramadığını dile getirdi.
Kurtulmuş, dünyanın ekonomik ve finansal yapısının yeni bir mimariye ihtiyacı olduğunu, IMF, Dünya Bankası gibi ekonomik kuruluşların fonksiyonsuz hale geldiğini vurguladı. Dünyanın yeni bir siyasal mimariye ihtiyacı olduğunu dile getiren Kurtulmuş, bu ihtiyacın bundan sonra çok daha net biçimde ortaya çıkacağının altını çizdi.
Daha insani, hakkaniyetli, adil ve dayanışma ruhuna sahip bir yapılanmaya doğru gidileceğini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:
- "Küresel sistem kendi gücünü test ettiği ve sınıfta kaldığı gibi, ülkeler de kendi güçlerini bu kriz karşısında sınamak durumundalar ve daha sınayacaklar. Örneğin herhangi bir ülke, dünyanın falanca yerindeki köydeki insanın ne konuştuğunu kaydedebilecek, onu kontrol edebilecek, onu takip edebilecek bir güce sahip de 7 milimikron seviyesindeki bir mikrobu takip edebilecek bir güce, bir imkana sahip değil. Amerika Birleşik Devletleri için söyleyelim, burnumuzun dibindeki terör örgütlerine binlerce tır silah gönderebilecek bir gücü var ama New York'un arka sokağındaki hastaneye gönderecek maskesi yok, tıbbi teçhizatı yok."
"Zihniyet dünyası çöktü"
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, sadece kurumların değil, zihniyet dünyasının da çöktüğünü söyledi. Son 3 asırdır dünyaya egemen olan modern batı değerlerinin temel direklerinin "çatırdadığını" anlatan Kurtulmuş, onun yerine bütün insanları kapsayacak, ortak değerleri ortaya koyacak sözlere ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Kısa süre önce yayımlanan "Türkiye'yi Yarınlara Taşımak" adlı kitabında yer alan ifadelerden yola çıkılarak, bugün kullanılan siyasi dile ilişkin soruyu Kurtulmuş, şöyle yanıtladı:
- "Yoğun gündelik sorunlarla, sıkıntılarla karşı karşıyasınız. Siyaset zaten bunu çözebilme becerisidir. Çok şükür kovid gibi önemli bir salgınla karşı karşıya kalmamıza rağmen Türkiye, Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bu meseleyle fevkalade ciddi bir mücadele veriyor. Ümit ediyoruz ki bunda da başarılı olacak. Bundan önceki süreçlerde Suriye, İdlib, Libya, Doğu Akdeniz meselesi gibi günlük olarak karşımıza çıkan çok sayıda sorunlar var. Ama esas itibarıyla siyasetin, uzun hedefli, günlük telaşın içerisinde bunlarla mücadele eden ama esas sorumluluğunu da unutmayan bir bakış açısına sahip olmamız lazım."
Hakkaniyeti, adaleti, insanlığı, barışı, dostluğu, vefayı, ihsanı diriltebilecek bir dili, beceriyi ve siyasi kararlılığı ortaya koyabilmek gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, "Buradaki en büyük avantajımız da bizim medeniyetimizin geçmiş birikimindeki fevkalade muhteşem, muazzam örnekliklerdir." dedi.
"İslam medeniyetinin üçüncü koşusu Türkiye'nin öncülüğünde olacak"
- Numan Kurtulmuş, bir soru üzerine Tarihçi Braudel'in, İslam medeniyetinin iki büyük koşusu olduğunu söylediğini, Hz. Muhammed ve halifeler döneminin "altın çağ" olarak nitelendirildiğini anlattı. Hemen arkasından lüks ve saltanat nedeniyle İslam'ın ilk dönemindeki nezaketten sapıldığını belirten Kurtulmuş, bu sürecin ardından gelen ikinci koşu döneminde İslam'ın ikinci yayılma döneminin yaşandığını anlattı. Fergana Vadisi'nden Anadolu'ya, oradan da Avrupa'ya uzanan bir yayılma yaşandığını hatırlatan Kurtulmuş, bu sürede insanların ruhlarının da fethedildiğini kaydetti.
Kurtulmuş, bugünkü mevcut batı medeniyetinin bir "zeval noktasına" gittiğini ifade ederek, İslam medeniyetinin üçüncü büyük koşusunun Türkiye'nin öncülüğünde olacağını ve buna hazırlıklı olmak gerektiğini kaydetti.
Üçüncü büyük koşunun başladığına inandığını dile getiren Kurtulmuş, adımların henüz yavaş olduğunu ancak küresel kriz sona erdikten sonra yeni alternatif düşünceleri ve yapılanmaları ortaya koyabilmek bakımından Türkiye'nin önüne büyük bir imkanın geldiğine inandığını söyledi.
"Şimdi yeni bir dönemdeyiz"
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, dünya nüfusunun yüzde 1'inin toplam varlıkların 50'sine, nüfusun 70'inin ise toplam varlıkların yüzde 20'sine sahip olduğunu kaydetti.
Sadece yeryüzünün değil, bütün kainatın insanoğlunun emrine musahhar kılındığını, bütün insanların ortak kullanımına tahsis edildiğini belirten Kurtulmuş, "Bundan dolayı Müslüman medeniyetler, başarılı oldukları dönemlerde yeryüzüne temellük duygusuyla değil, tevarüs duygusuyla bakmışlardır. İntifa hakkı bize verilen bu dünyayı bizden sonrakilere daha iyi bırakmak zorundayız." dedi.
Çin ve Amerika arasında adını konulmamış bir Üçüncü Dünya Savaşı'nın ilan edildiğini 2015 yılından beri söylediğini anımsatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Şimdi yeni bir dönemdeyiz. Bir taraftan vekalet, bir taraftan ticaret savaşlarıyla ekonomik savaşlarla dünya kıyasıya bir mücadeleye girdi. Yani bir günde gümrük duvarlarını yükseltebiliyor, indirebiliyorlar. İstedikleri mal ve hizmete yasak koyabiliyorlardı, sınırlarını kapatabiliyorlardı. Mültecilere sınırlarını kapatabiliyorlardı. Hadi bakalım bir virüse sınırlarını kapat. Yani o devasa zannettiğimiz devletlerin ve sistemlerin aslında kağıttan kaplanlar oldukları ve bir gerçeklikten öte sadece sanal bir illüzyondan ibaret olduklarını gördük. Dolayısıyla bu anlamda herkesin gücünü, yerini gözden geçirmek durumda olduğu bir süreçteyiz. Çin de, Amerika da, Avrupa da aynı şeyi yapacak. Herkes zaaflarını ve sütün taraflarını gözden geçirecek. Bütün ülkeler, şu anda bir küresel mücadele veriyoruz Kovid-19'a karşı. Ülkelerin kendi ajandaları da hepten ortadan kalkmış değil. Şunu çok net söyleyebilirim; güçlü zannedilen ülkelerin eksik ve zayıf taraflarının bir taraflarından çok daha fazla olduğu ortaya çıktı."
Kitabında çok parçalanmış ve zihni bir bölünmenin içerisine girmiş bir İslam dünyasından bahsettiğini aktaran Kurtulmuş, "Bu kendiliğinden olmadı hiç kuşkusuz. Tabii ki dış etkenler, baskı, zulüm, işgaller, savaşlar var. İslam ülkelerinin üzerine yüklenilmiş olan savaşlar var. Bunların hepsi doğru. Ama sonuçta İslam dünyası 'Dışarısı şunu yapıyor.' diye hayıflanarak vaktini geçiremez. Hiç kimse size altın tepsi içerisinde 'Bu sizin lehinize olan şeylerdir.' demeyecek. Biz kendi medeniyetimizin temel değerleriyle kendi fiili durumumuz arasında cari açığı göz önünde bulunduracağız." diye konuştu.
"İslam dünyasının en temel sorunlarından birisi, adalet eksikliği"
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurulmuş, İslam dünyasının "Adalet mülkün temelidir." ana düşüncesine sahip olduğunu dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:
Suriye'de dünyanın bütün ölümcül silahlarının denendiğini kaydeden Kurtulmuş, Suriye'de iç savaş öncesi dönemde de özgür, katılımcı, demokratik bir mekanizmanın olmadığını, olsaydı bu iş savaş ve vekalet savaşlarının yaşanmayacağını, aynı şeyin Afganistan ve Saddam Hüseyin dönemindeki Irak için de söylenebileceğini anlattı.
Adanmışlık ruhunun insanoğlu var olduğu sürece olacağını aktaran Kurtulmuş, "Son insana kadar adanmışlık ruhuna sahip insanlar gelecek. Yoksa hikmetin, yoksa irfanın, yoksa hakikatin nesiller boyunca intikal edebilmesi mümkün olmaz. Bizim anlayışımızın, siyasetimizin, düşüncemizin ne ile ilgileniyorsak ilgilenelim esası iddia, irade ve ahlaktır." ifadelerini kullandı.
"Gençliğimizin büyük bir medeniyet birikimine sahip olduklarını da görüyoruz"
Numan Kurtulmuş, Türkiye'de insanların sistemin tüm nimetlerinden istifade ettiği, tam manasıyla güçlü bir Türkiye'yi kuracaklarını, bunun için de çelikten bir irade ile mücadele edeceklerini anlattı.
Gençlik dönemiyle bugünkü gençlerin yaşadığı şartların birbirinden farklı olduğunu anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
- "Her taş kendi yerinde ağırdır. Türkiye'nin gençliğinin bugünkü şartlar içerisinde olumlu bir noktaya gideceğini, gitmekte olduğunu görüyorum. Belki fedakarlık, zorluk gibi şeyleri daha az görmüş olabilirler ama daha büyük imkanlar içerisinde yetişiyorlar. Teknolojiyi iyi biliyorlar. Dünyayı daha iyi tanıyorlar. Daha fazla sorgulama imkanına sahipler. Gençliğimizin büyük bir medeniyet birikimine sahip olduklarını da görüyoruz. Şartlar farklılaşıyor ama bizim bir avantajımız var, geçmişteki parlak örneklerimiz bizim düşünce dünyamızın değişmez doğruları. 21. yüzyılda da 25. yüzyılda da olsa aynı doğrular. 'Adalet mülkün temelidir.' düşüncesi insanlık tarihi yaşadığı müddetçe yaşayan bir düşüncedir."
İnsanın sorumluluklarıyla kaderi arasında hiçbir ilişki olmadığını dile getiren Kurtulmuş, toplumun sorumluluklarıyla kaderinin birbirine bağlı olduğunu anlattı.
Kurtulmuş'tan kitap tavsiyeleri
Kurtulmuş, gönüllü karantina günlerinde okumak isteyenlere İskender Pala'nın "Bülbülün Kırk Şarkısı", Necip Fazıl Kısakürek'in "İdeolocya Örgüsü" ve Cemil Meriç'in "Umrandan Uygarlığa" kitaplarını tavsiye ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
- "Türkiye olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Vaka sayılarının artış hızındaki azalma umutlandırıyor ama 'Ne güzel her şey bitti, geride kaldı bu pandemi.' diye düşünmememiz lazım. Önümüzdeki özellikle 2-3 haftanın çok değerli ve kritik olduğunun, çok titiz bir şekilde hareket etmemiz gerektiğinin bir kere daha altını çizmek isterim. Biz de mesela bugün 3-4 telekonferansla toplantı yaptık. Sokağa çıkmamız çok gerekmiyorsa çıkmayalım. Biz Türkiye'ye güveniyoruz. Toplumsal dayanışma içinde de eksikliklerimizi gidermek durumundayız."
"Kendi içimize bir yolculuk yapmak için ramazanı fırsat kabul edelim"
Tüm İslam dünyasının ramazan ayını tebrik eden Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Ne yazık ki bu ramazan büyük camilerimizde, mahalle mescitlerinde teravihleri kılamayacağız. Sokaklarda binlerce hatta bazı yerlerde on binlerce insanın bir araya geldiği iftar sofralarımız olmayacak. Hatta evlerimizde bile kalabalık iftarlar yapamayacağız. Olsun. Bunda da vardır bir hikmet diye düşünmemiz lazım. Kendi içimize bir yolculuk yapmak için ramazanı fırsat kabul edelim. Bu ramazan vesilesiyle evlerimizi mescit haline getirelim. Bu ramazanda evlerimizi bir itikaf mahali haline dönüştürelim."