Türk mühendislerinin gurur projelerinden biri olarak öne çıkan seyir füzesi SOM (Stand Off Missile), milli savunma sanayiinin geldiği noktayı göstermesi bakımından önem taşıyor. TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen, üretimi ise ROKETSAN tarafından yapılan seyir füzesi, son birkaç yıldır savunma fuarlarının gözdesi haline geldi. F4 veya F16 uçaklarından karaya ya da denize fırlatılabilen SOM'un yetenekleri saymakla bitmiyor. İlk versiyonunda 230 kg harp başlığına sahip olan toplamda 600 kg ağırlığındaki füze, tüm hava şartlarında görev yapabiliyor.
İlk versiyonu 300 km menzilli SOM, seyir esnasındaki akıllı görüntüleme teknolojisiyle dikkat çekiyor. Füzenin ön kısmında bulunan özel tarayıcı coğrafi haritalandırma yapıyor. Vurulacak noktaya ilişkin önceden hafızasına yüklenen görüntülerin seyir halinde karşısına çıkan unsurlarla benzeşip benzeşmediğini havada analiz edebilen SOM, merkeze fotoğraflı veri göndererek muhtemel yanıltmalara karşı koyuyor ve hedefe ilişkin 'teyit' gelmesini bekliyor. Ateşlendikten sonra yer istasyonlarıyla iletişimini kaybetmeyen milli füze, yeni komutlar ve hedef güncellemesi alabiliyor. Yani SOM, havadayken bambaşka bir yere yönlendirilebiliyor.
Önceden belirlenmiş noktalar arasındaki ani değişimler kara istasyonundan ya da havadaki bir uçaktan füzeye anlık gönderilebiliyor. Bu iletişim ise milli yazılım KEMENT ağ sistemiyle yapılıyor. TÜBİTAK tarafından geliştirilen kapalı devre ağ sistemi KEMENT, hava-hava ya da hava-yer arasında anlık veri irtibatı sağlıyor. Sistem sayesinde örneğin Karadeniz açıklarındaki bir uçaktan fırlatılan SOM füzesi, Trabzon'daki hedefe gidecekken, Sinop'taki askeri bir istasyon, füzenin komutasını ele alarak ona başka bir hedef yükleyebiliyor. Eğer son hedef henüz belirlenmemişse füze, havada beklemeye geçiyor. Belli bir dairede otomatik turlayıp yeni komutlar bekliyor. Hem alçaktan seyri hem de özel boyası, SOM'un radara yakalanmasını neredeyse imkansız kılıyor.
Gemiler başta olmak üzere uçak hangarları, sığınaklar, radar istasyonları gibi düşman hedeflerini yok etmek için geliştirilen SOM füzesi, yapılan testlerden tam not aldı. Antalya açıklarında bir savaş jetinden fırlatılan SOM, Konya'daki boş bir otobüsün üst camından girerek hedefi tam 12'den vurdu. TÜBİTAK üretimi füze, dünyanın en gelişmiş 5. nesil savaş uçağı olarak gösterilen F35'lerin ana mühimmatı olacak. Yani ABD, savaş uçaklarının füzelerini Türkiye'den alacak. ROKETSAN, F35'ler için füzenin SOM-J modelini tasarladı. Türkiye'nin göğsünü kabartan yerli seyir füzesinin menzilini artırma çalışmaları ise sürüyor. Yetkililer SOM menzilinin 800 km'ye çıkarıldığını, bu versiyonda da test atışlarının başarıyla tamamladığını belirtiyor. Yüzde 100 yerli SOM'un turbo jet motorlarını ise Kale Grubu üretiyor.
Milli hava savunma sistemini kurma yolunda Türkiye, son yıllarda önemli mesafeler katetti. Alçak ve orta irtifa hava savunması için 2011'de başlanan Hisar füzesi projesi bunlardan biri. Radar ve atış kontrol cihazlarını ASELSAN'ın, füzeyi ise ROKETSAN'ın yaptığı sistemin test atışları başarıyla tamamlandı. İlk darbe motorunu ateşleyerek platformdan havalandıktan sonra belli bir irtifaya ulaşan, ardından ikinci motorun alev almasıyla hedefe kilitlenen Hisar, -şimdilik- 10 bin metre yükseklikte ve 16 km uzaklıktaki araçları vurabiliyor. Hisar ayrıca, aynı anda farklı yönlerden gelerek fırlatma lançerinin üzerinden geçen çok sayıda uçağa karşı da 'dikey atış' yapabiliyor. Füzeler aynı anda tam yukarı doğru ateşlendikten sonra her füze, kendi hedefindeki uçağa doğru yöneliyor.
Hisar, dakikada 35 mm'lik 1100 mermi atan ve elektro-optik algılayıcılarla hava hedeflerini tarayan Korkut hava savunma sistemiyle entegre biçimde çalışıyor. İlk kez çift darbeli roket motoruna sahip bir füzeyi başarıyla uçuran Türkiye, Çin ile geliştirilecek uzun menzilli hava savunma sistemiyle de gücüne güç katmak istiyor. Türkiye'nin 'ortak üretim' ve 'teknoloji transferi' gibi taleplerine olumlu yanıt veren Çin ile HQ-9 füzesi konusunda pazarlıklar sürüyor.
TÜBİTAK SAGE tarafından 2012 yılında hazır hale getirilerek seri üretimine başlanan dünyanın en gelişmiş sığınak delici bombası. 2,5 metre boyundaki bu 870 kiloluk dev bomba, 210 santimetre (2,1 metre) kalınlığındaki çelikle güçlendirilmiş beton bariyerleri delerek yeraltı silah depolarını imha ediyor. Lazer güdüm kitiyle hedefini yüksek hassasiyetle vuran NEB (Nüfuz Edici Bomba), dünyada aynı işlevi gören benzerlerinden daha hafif olmasıyla öne çıkıyor. Ardışık delici harp başlığı teknolojisi ile teçhiz edilmiş NEB, terör örgütü PKK'nın Kuzey Irak ve Kandil bölgelerindeki silah depolarını imha etme görevini geçtiğimiz günlerde başarıyla yerine getirdi. Sığınakların dışında daha birçok düşman tesisi de NEB'in görev alanına giriyor. Yeraltı petrokimya depoları, uçak hangarları, komuta kontrol merkezleri, barajlar, köprüler, uçak pistleri, endüstriyel tesisler bunlardan yalnızca birkaçı. NEB, F4 ve F16 uçaklarına monte edilebiliyor.
İkisi de alçak irtifa hava savunma sistemleri. 'Hareketli birlikleri' korumakla görevli Atılgan'da zırhlı paletli araç üzerine yerleştirilen lançer, 8 adet Stinger füzesini lazerle belirlenen hedeflere ateşleyebiliyor. Atılgan, görev yaptığı birliği alçak irtifadaki helikopter, uçak ve füzelerden koruyor. Benzer özelliklere sahip Zıpkın ise hava tehditlerine karşı askeri tesis gibi sabit birliklerde görev yapıyor.
18 saniyede 4 roket fırlatabilen ve 100 kilometre ötedeki düşman unsurlarını ateş altına alabilen milli sistem. Sakarya'nın daha
uzun menzilli olanı.
Çok namlulu roketatar sistemi. Tam 40 adet roketi yalnızca 80 saniye içinde ateşleyerek 3 ila 40 kilometre arasındaki hedefleri vuruyor.