Toplumu ifsad etme projeleriyle aile kurumunu ve çocukları tehdit eden LGBT terörü sözde “Onur Haftası” ile propagandasını artırarak zihinleri bulandırmaya çalışıyor. Büyük Aile Platformu (BAP) Genel Sekreteri Serdar Eryılmaz da yaptığı açıklama ile LGBT Propagandası ve Dayatması tehlikesine dikkati çekti. Yangının Türkiye'nin kapısına dayandığını ifade eden Eryılmaz, pedofiliyi meşrulaştırma ve cinsiyetsizlik gibi sapkın ideolojilerinin zehirlerini çocuklara bulaştırmaya çalışan LGBT terörüne karşı çıkarak, "Çocuklarımızdan elinizi çekin.” dedi.
Tüm Türkiye’den 350’yi aşkın STK’nın üyesi olduğu Büyük Aile Platformu (BAP) yaptığı basın açıklaması ile sözde “Onur Haftası” ile artan LGBT Propagandası ve Dayatması tehlikesine dikkat çekti. Yapılan açıklamada küresel sapkın akımların toplumsal yapıyı zehirlediği, propaganda faaliyetlerini yürüten derneklerin ise yurt dışından aldıkları fonlar marifetiyle adeta zehir ticareti yaptığı ve hedeflerinin çocuklar ve gençler olduğu vurgulandı.
"Hedeflerinde aile, çocuklar ve gençler var"
BAP Genel Sekreteri Serdar Eryılmaz, “Her yıl olduğu gibi, bu yıl da “sözde onur ayı” denilerek içinde bulunduğumuz günlerde LGBT Propagandası’nın etkisinin daha da artırılma çabası açıkça görülüyor. New York ve Amsterdam’da temeli atılan, endüstrisi kurulan, ithal edilmiş kurmaca kavramlarla toplumun tüm değerleri aşağılanırken, çocuklarımızın/gençlerimizin zihinleri bulandırılıyor ve ailelere saldırılıyor. LGBT örgütlerinin toplumumuza, insanımıza ve ailelerimize karşı bir yandan aşağılayıcı, kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı söylemlerde bulunup diğer yandan ise “özgürlük, eşitlik” gibi kavramların arkasına saklanması ise büyük bir çelişkiyi barındırıyor. Ancak İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde belirtildiği üzere aile, toplumun doğal ve temel birimi. Toplum ve devlet tarafından korunur ve herkes bu korumayı talep etme hakkına sahiptir. Fakat, insan hakları ve özgürlük kavramlarının arkasına sığınan LGBT dernekleri ve örgütleri, bugün herkesin en temel insanlık haklarından birisine saldırmakta ve eşit yurttaşlık haklarını çiğnemektedir” dedi.
"Yangın kapımıza dayandı"
ABD’de ve Batı’da başlayan LGBT Propaganda ve Dayatması yangını, son yıllarda ne yazık ki ülkemizin de kapısına dayandığını ifade eden Eryılmaz, “Bilinmelidir ki; LGBT Propaganda ve Dayatması, sadece birkaç alanda değil her yerde karşımıza çıkıyor. Eğitim, hukuk, akademi, iş dünyası, medya, kültür-sanat, spor camiaları bu tehdit ile kuşatıldı. Başta ABD ve Avrupa’da olmak üzere aileler, çocuklarının okullarda LGBT ve cinsiyetsizlik ideolojisi ile zehirlenmesine karşı tepki gösteriyor, yürüyüşler düzenliyor. Biz de her yıl Eylül ayında Büyük Aile Buluşmaları’nı gerçekleştiriyoruz” dedi.
"Bu zehir çocuklara bulaştı, intihar vakalarında artış yaşanıyor"
BAP Genel Sekreteri Serdar Eryılmaz akademi camiasında LGBT görüşlerinin aleyhine bulguları ortaya koyan bilimsel çalışmaların örtbas edilip yok sayıldığını ve bu bilim insanlarının akademi dünyasından tecrit edildiğini belirtti. Eryılmaz, “İş dünyasında, LGBT Propagandası’nın destekçiliğini yapmayan kurumlar, kredi notlarının düşürülmesi ile tehdit edilmekte. Medyada, dijital platformlar LGBT içeriği, karakteri bulundurmayan yapımları kabul etmiyor. Kültür-sanat ve spor camialarında ise LGBT propagandasına karşı duranlar yapımlardan, organizasyonlar dışlanmakta; bu propagandayı sunan sanatçılar ise LGBT lobilerinin elinde esir hale gelmekte. Sosyal medyada, dijital platformlarda karşılaştığımız propagandanın çizgi filmlere kadar eşcinsel içerikli sahnelerin yerleştirilmesi ile bulaşması ise LGBT ideolojisi zehrini çocuklarımıza zerk etmeye çalışan zehir tacirlerinin amaçlarını bir kez daha açıkça gösteriyor. Bilimsel araştırmaların sonuçları, bu zehrin bulaştığı çocukların ne yazık ki birçok fizyolojik ve psikolojik bozukluklara sürüklendiğini, intihar vakalarında artış yaşandığını ortaya koyuyor” dedi.
"Çocuklarımızdan elinizi çekin"
Eryılmaz; “Geçtiğimiz yıl sözde onur yürüyüşlerinde “Kuiriz, buradayız, çocuklarınız için geliyoruz!” sloganları attıran, pedofiliyi meşrulaştırma ve cinsiyetsizlik gibi sapkın ideolojilerinin zehirlerini çocuklarımıza bulaştırmaya çalışan zehir tacirlerine, yani LGBT Propaganda ve Dayatması’nı sürdüren örgütlere sesleniyoruz: Çocuklarımız için, ailemiz için, insanlık için bu mücadeleyi veriyoruz. Bu zamana kadar zehirlediğiniz, istismar ettiğiniz, piyonlaştırdığınız ve sözde onur yürüyüşlerinde öne sürdüğünüz evlatlarımız bizim düşmanımız değildir. Biz onlardan nefret de etmiyoruz. Bizi, kirli ideolojileriniz ile ailelerinden çaldığınız, yaşamdan kopardığınız zehirlenmiş insanlara değil, LGBT Propaganda ve Dayatması’nı yürüten lobilere, örgütlere, derneklere karşıyız. Çocuklarımızdan elinizi çekin.” dedi.
"Dayatmaya 'Dur' diyen herkesi damgalıyorlar"
BAP Genel Sekreteri Serdar Eryılmaz açıklamasının devamında “Bu dayatmaya ‘Dur!’” diyen herkesi nefret söyleminde bulunmak ile damgalamaya çalışan LGBT lobisi; her türlü dini, milli, kültürel, ailevi değerlere ise hakaretler savurmaktadır. Tüm bu değerleri ayaklar altına almaya kasteden ve cinsiyetsiz bir dünya oluşturmak için çalışan toplumsal cinsiyet eşitliği ideolojisini ise kadın hakları ve eşitlik kılıfında sunarak LGBT Propagandası meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.
"Terör örgütünü destekleyenler LGBT'yi de destekliyor"
Hak, adalet, özgürlük, eşitlik kavramlarının içini boşaltan LGBT lobisi, bugün de “sözde onur yürüyüşü” diyerek maalesef gençlerimizi kendi propagandalarına alet etmek istemektedir. Yurt dışından ve Batılı ülkelerin konsoloslukları tarafından fonlanan ve bunu da açıkça itiraf eden LGBT dernekleri, birçok aileden evladını koparıp kendi propagandalarını yapmak üzere öne sürmektedir.
Dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise; ülkemizi parçalamayı hedefleyen on binlerce insanımızı katleden eli kanlı terör örgütlerine her türlü silah desteğini sağlayan yabancı devletlerin, aynı zamanda LGBT Propagandası’nın da en önde gelen finansörleri ve destekçileri olduğu gerçeğidir. Nice annenin evladını dağa kaçıran, nice gencimizi uyuşturucularla zehirleyen terör örgütlerinin ve onların destekçisi yabancı ülkelerin ve kuruluşların, LGBT bayrağını şirketlerine, konsolosluk binalarına asması nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzun en açık göstergesidir. Ülkemiz üzerinde karanlık planlar yapan güçlerin stratejileri; terör faaliyetlerinden, gençlerimizi uyuşturucuyla zehirlemekten ve LGBT propagandası ile evlatlarımızı çalmaktan geçmektedir.
"Detrans Farkındalık Günü yaşanan pişmanlıkların en net örneği"
Bu propagandanın etkisine kapılan gençlerimiz ne yazık ki ağır hastalıklara, fiziksel problemlere ve psikolojik bozukluklara düçar olmaktadır. On yıllardır bilimi ve sanatı çarpıtarak kendini meşru bir zemine taşımaya çalışan LGBT lobisi ise dünya genelindeki bilimsel çalışmalara kulaklarını kapatmakta yahut engellemeye çalışmaktadır. LGBT yaşam tarzının neden olduğu ağır hastalıkları, erken ölüm yaşlarını, yüksek intihar oranlarını, ruhsal çöküşleri örtbas etmeye çalışan LGBT lobisi, ne yaparsa yapsın başarılı olamayacaktır. Dünyanın her yerinde cinsiyet değiştiren bireylerin yaşadıkları pişmanlıktan dolayı LGBT lobisine isyan etmek için her yıl düzenledikleri Detrans Farkındalık Günü, bunun en net örneklerinden birisidir.
"Tüm dünyada aileler harekete geçiyor"
Bu tehdit sadece ülkemizde değil, tüm dünyada aileleri harekete geçirmiş durumda. Tehlikeyi siyasi kampların pozisyonlarına hapsedemeyiz. İnsanlığın varoluşuna, evlatlarımıza, geleceğimize yönelen bu tehdide karşı hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım hep beraber karşı durmak zorundayız. Toplumdaki kutuplaşmanın, siyasi kamplaşmanın bizi bu tehdide karşı vurdumduymazlığa itmesi çocuklarımızın ateşe atılması, insanlığın yok olması demektir.
"LGBT lobisinin yatak odalarını sokağa taşımalarına izin vermeyeceğiz"
Üstüne basa basa söylüyoruz. Biz LGBT bireyleri hedef almıyoruz. LGBT Propaganda ve Dayatmasına karşı çıkıyoruz. İnsanların özel hayatına karışmıyoruz lakin LGBT lobisinin yatak odalarını sokağa taşımalarına da sessiz kalmayacağız. Bu ülkenin her vatandaşı anayasal haklara sahiptir ve bu haklar devletin güvencesi altındadır. 85 milyon Büyük Türkiye Ailesinin her bir ferdi milletimizin parçasıdır, değerlidir. Biz 85 milyon ferdi olan Büyük Türkiye Ailesiyiz. Milletimizin birliğine, değerlerine savaş açanlara karşı da hep birlikte karşı duracağız. Marjinalliğin normalleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Küresel emperyalist lobilerin LGBT Propaganda ve Dayatması üzerinden yürüttüğü kültür terörüne geçit vermeyeceğiz.
Şu çok iyi bilinmelidir ki; kadını, erkeği, gençleri, çocukları ve temelde aileyi hedef alan bu dayatma, tüm kirli faaliyetlerine rağmen hiçbir ahlaksızlığını ve suçunu temize çıkaramayacaktır.” İfadelerine yer verdi.