Masonlar hakkındaki ifşaatlarının ardından FETÖ’cülerin hazırladığı ‘akıl hastası’ raporuyla Eskişehir’de Adli Psikiyatri Birimi’ne kapatılan gazeteci Yüce Katırcıoğlu ile ilgili çarpıcı iddialar gelmeye devam ediyor. 1997 yılından itibaren bir dönem aralarında olduğu masonlarla ilgili bilgi/belgeler paylaşan Katırcıoğlu’nun kendisine kurulan kumpasla ilgili 2013 yılında Adalet Bakanlığı’na dilekçe verdiği ortaya çıktı. Dilekçesinde önemli iddialara yer veren Katırcıoğlu, kumpasta imzası olduğunu iddia ettiği Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Sait Çağlar, Ankara Keçiören Emniyet Müdürü Yaşar Çor ve Ankara Numune Hastanesi Psikiyatri Kliniği Şefi Doç. Dr. M. A. hakkında suç duyurusunda bulunmuş.
Bu isimlerden hakim Sait Çağlar, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra örgüt üyeliğinden tutuklanırken, bir dönem davasına bakan hakimlerden olan ve Yargıtay üyeliğine kadar yükselen Muzaffer Karadağ da FETÖ’den tutuklanan bir diğer isim. Katırcıoğlu’nun arşivini mahkeme kararı olmaksızın imha ettiren eski emniyet müdürü firari Yaşar Çor ise firari FETÖ şüphelilerinden. Fetullahçı Terör Örgütü militanlarının, mason örgütlenmesinin Türkiye’deki bağlarını deşifre eden bir isme yönelik verdikleri bu kararlar her iki yapının arasındaki organik bağa dikkat çekiyor.
Katırcıoğlu’nun 13 sayfalık dilekçesi başına gelen kumpasın ayrıntılarını gözler önüne seriyor. Katırcıoğlu dilekçede bazı yargı mensuplarının mason olduğunu ve suç işlediklerini kanıtlaması nedeniyle kendisi hakkında dava açıldığını dile getirdi. Sözkonusu davaya bakan Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi H.T. ısrarla kendisini psikiyatri kliniğine göndermek istediğini dile getiren Katırcıoğlu, “Kendisi hakkında da şikayetçi oldum. Söylediklerimi değiştirerek tutanağa yazdırdı ve alenen sahtekarlık yaparak, benim hastaneye sevkime karar verdi. ‘Bağışıklığım bozuldu’ ifadesini, ‘psikolojim bozuldu’ şeklinde tutanağa geçirdi” dedi. Hakim H.T. ve bir sağlık görevlisi hakkında suç duyurusunda bulunmasından bir ay sonra kendisine bir mason ‘birader’in geldiğini aktaran Katırcıoğlu, “Bana, ‘Hem hakim hem de doktor hakkındaki suç duyurularını geri al. Geri almazsan bu senin için iyi olmayacak’ diyerek beni tehdit etti” dedi. Dilekçeye göre bu söyleminden hemen bir gün sonra Katırcıoğlu’nun kapısına 3 polis geldi ve 14 ay önceki mahkeme kararına göre kendisini hastaneye götürdü.
Dilekçede polislere eve girmelerine izin verdiğini aktaran Katırcıoğlu şu bilgileri verdi: “Eve girer girmez, tarih sırasına ve konulara göre ayarladığım gazete, dergi ve belgelerimden oluşan arşivle ilgilenmeleri dikkatimi çekti. 30 yılda oluşturmuştum bu arşivi. Hastaneye gitmeyeceğimi söyleyince evden ayrıldılar. Bir hafta sonra bu sefer kalabalık bir polis ekibi geldi. Arama kararları olmadığı halde arşivimi toplamaya başladılar. Üstümü değiştirmeye bile fırsat vermediler. Sonra psikiyatri hastanesindeki üç doktorluk heyetin karşısına çıkarıldım. Sadece 5-6 dakika burada kaldım. Daha önce Ankara Numune Hastanesi Psikiyatri Kliniği Şefi mason Dr. Demir Tan’ın verdiği raporun doğru olmadığını söyledim. Ancak bu üç doktor ‘muhakemesi bozulmuş’ tespitiyle hakkımda ‘organik olmayan psikotik bozukluklar’ şeklinde teşhis koydu. Ne ilk doktor ne de bu üç doktor da beni hiçbir zaman muayene etmedi.
Hastaneden eve döndüğümde arşivimin çöp kamyonuna yüklenip götürüldüğünü gördüm. Arşivimi kurtaramadım. Keçiören Emniyet Müdürlüğü’nün bildirdiğine göre bu yasadışı ve milli menfaatlerimize de aykırı olan imha işlemini, mahkemedeki dava dosyası uyarınca gerçekleştirmişler. Ama dava dosyasında buna ilişkin herhangi bir değerlendirme bulunmuyor.”
FETÖ kumpasıyla akıl hastanesine yatırılan gazeteci Yüce Katırcıoğlu, Ankara Bilgi Locası’nda 14. dereceye kadar yükselmiş bir masondu. Örgüte ilişkin birçok gizli bilgiye vakıf olduğu locanın İsrail devleti namına çalıştığını anladıktan sonra masonlarla mücadele etmeye karar verdi. 21 Kasım 1997’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Suç duyurusu sümenaltı edilen Katırcıoğlu, sonraki yıllarda, özellikle yargıdaki mason biraderlerin kimler olduğunu yazdığı yazılarla ifşa etti. Yazıda hedef gösterilen kişilerin açtığı dava sonrası FETÖ’cü hakim ve doktorlar, Katırcıoğlu hakkında ‘akıl sağlığı yerinde değildir’ belgesi düzenledi. Ancak rapor hemen tatbik edilmedi. Katırcıoğlu, sonraki yıllarda bilhassa TSK içerisindeki masonlara dikkat çekip Mart 2015’te Ankara Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne suç duyurusunda bulundu. Hakkındaki deli raporu 2018’de raftan indirilen Katırcıoğlu, Eskişehir Şehir Hastanesi’ndeki Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Birimi’ne (YGAP) kapatıldı. Önemli bilgilere sahip Katırcıoğlu’nun hayatından endişe ediliyor.
Yüce Katırcıoğlu, dönemin Keçiören Emniyet Müdürü Yaşar Çor’un emriyle arşivinin imha edildiğini belirterek bu durumun tutanağa geçirilmesini davanın son duruşmasında mahkeme başkanı hakim Sait Çağlar’dan talep etti. Dava dosyasında böyle bir talep olmadığı için tutanağa bir şey yazılmadığını dile getiren Katırcıoğlu dilekçesinde, “(Hakim Sait Çağlar) Suç ortağı Yaşar Çor’u korumak istedi. Bunlar, aynı organize suçta bilerek maşalık yapanların hem kendilerini hem de suç ortaklarını korumak için başvurdukları klasik taktiklerdir” ifadesini kullandı. Katırcıoğlu, FETÖ üyesi hakim Sait Çağlar’a, arşivinin Keçiören Emniyet Müdürü Yaşar Çor’un emriyle imha edildiğine yönelik bir ifadenin dava dosyasına geçirilmesini ısrarla söylemesine rağmen bu isteği kabul edilmedi. Katırcıoğlu dilekçesinde, hakkında karar veren hakim Sait Çağlar’ın son duruşmada kendisine sesi kısık bir şekilde, “Hakkınızı helal edin” dediğini de ekledi.