Geçtiğimiz çarşamba günü Esenyurt’tan taksiye binen kadın müşteri, Küçükçekmece’ye gitmek istedi. Taksi şoförü Mehmet Selami de trafiğin yoğun olduğunu kendisine metrobüse bırakmayı teklif etti. Buna sinirlenen müşteri ise takside sigara içmeye kalkınca aralarında tartışma çıktı. Taksici Mehmet Selamet yaşananları anlattı.
Selamet, "Ben bu temelde kendisine müsaade etmedim, o da inmek istediğini söyledi. Sağa çekmemi söyledi. Ben de, ‘Paramı ver, inebilirsin’ dedim. ‘Yok’ dedi para vermeyeceğini söyledi. Sür dedi tekrar, ben de binen müşteri patron olduğu için onun dediğini yaptık. Metrobüse doğru giderken baktım ki araç içinde cep telefonu ile benim kaydımı çekiyor. Belli bir süre ben fark etmedim. Fark ettiğimde de kamerayı kapasın diye kendisine müdahale ettim. Şu iddia da bulunuyor kafasına vurmuşum, saçını çekmişim. Soruyorum size, bir taksici veya erkek, bir bayanın saçını çekip kafasına vursa ilk gideceği yer neresidir. Karakola gider. Neden medyaya gitti? Eğer ben bunu gerçekten yaptıysam araç içi kamera kayıtları mevcut. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde kamera kayıtları mevcut" ifadelerini kullandı.
Olaydan sonra aracının bağlandığını ve bin 340 lira ceza kesildiğini söyleyen taksi şoförü, "Olay medyaya yansıdıktan sonra büyükşehir bizi Cuma günü çağırdı. Merter’e gittik, aracın resimleri falan çekildi. Bize karşı muameleleri de hoş değildi. Oradan Aksaray İETT garajına gönderdiler. Kamera kayıtlarını oradan aldılar. Biz daha İETT Garajından çıkar çıkmaz sivil bir araçtan polisler ‘Ticari çek sağa’ dedi. Aracımızı bağladılar. Sebep de şu, kamera kayıtlarını alır almaz, daha inceleme yapmadan araç ruhsatını iptal etmiş. Dolayısı ile polis de bize ceza kesti. Bin 340 lira gibi bir ceza, aracımız bağlandı. Aracımızın bağlanma tarihi belli ama ne zaman ruhsat verecekler bilmiyorum. Aracımızı da trafikten men ettiler" şeklinde konuştu.
Selamet, "Bu olay üzerine yetkililer ile yaptığım görüşmede dediler ki, ‘Sen ırkçılık yapmışsın.’ Irkçılık dedikleri de şu, ben ‘Burası Türkiye Devleti’ dedim. Eğer bayan bana müsaade etseydi, araç içinde sigara içilmeyeceğini yasak olduğunu söyleyecektim. Müsaade etmedi. Hep kendimi parça parça ifade ettim. Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti demişim, ardında da nereli olduğunu sormuşum. Benim için önemli değil. Kimin nereli olduğu değil, kimin ne yaptığı önemli değil. Çevremdeki insanlar da çok iyi bilir ki, ben öyle bir insan değilim. Sözlerim yanlış anlaşılmış olabilir. Belki de o sinirle kendimi doğru ifade edememiş olabilirim. Sinir esnasında akıl devre dışı. Biz de o anı yaşadık, başımıza bu olay geldi. Rızkı veren Allah, bu şekilde işsiz kalacaksak da yapacak bir şey yok. Tabi şimdi ben ceza yedim. Araç yatıyor. Aracın maddi kayıpları bana yansıyacak. Maddi durumum olsa ben şu an dava açacağım. Bu olay belli bir süreç işleyecek. Yani tabi bir durumum olursa dava açıp haklarımı talep edeceğim. Neden araç içinde sigara içme gereği duyuyorsun. Burada kanunu ikame etmeye çalışan benim. Ne kadar yasalar karşısında suçlu durumuna düşsem de ben, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çıkardığı bir yasanın ete kemiğe bürünmesi için mücadele etmişim. Dolayısı ile ben kamuoyu ve devletimden teşekkür bekliyorum. Ben vatandaşlık görevimi yaptım. Bu görevi yapan bir vatandaşın başına da bunlar geliyorsa, zararı kim tazmin edecek, kim telafi edecek? O zaman kanunları bırakalım, sadece kolluk kuvvetlerimiz uygulasın, herkes istediği gibi yaşasın. Bir televizyon programında canlı yayına bağladılar bizi. O iddiasını devam ettiriyor. Benden özür dilerse şikayetimi geri alacağım diyor. Şimdi ben ne için özür dileyeceğim? Hatalı olsam özür dilerim. Özür dilemekte bir erdemdir. Ama özür dilenecek bir şey yapmadım. Sen beni uçurumdan aşağı atıyorsun. Sonra da diyorsun ki, sen özür dilersen bu işi düzeltiriz. Sen beni tahrik ettin. Benim psikolojimle oynadın. Benim psikolojimi darmadağın edeceksin, sonra da özür dile diyeceksin" diye konuştu.