63 yaşındaki İrlandalı aktör ve aktivist Liam Cunningham, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki göstererek ateşkes çağrısında bulundu. Cunningham, "Susmak gibi bir seçeneğim yok, sesimi yükseltmek zorundayım. Ortada bir adaletsizlik var; üzerlerine tonlarca kiloluk bomba atılan insanlar var." ifadelerini kullandı.
'Susma gibi seçeneğim yok, sesimi yükseltmek zorundayım'
'Beni rahatsız eden sesini çıkarmayanların cesaretsizliği'
Sesimi yükselttiğim için beni sokakta mı vuracaklar? Onların aslında hiçbir gücü yok. Sahip oldukları tek güç, bizim onlara verdiğimiz güç. Eski bir söz vardır; Kral, ancak halk onu kral olarak gördüğü sürece kraldır. Halk onu kral olarak görmeyi bıraktığı zaman işi bitmiştir. Bakın, Romanya'daki (Nikolay) Çavuşesku'ya. O, neredeyse Tanrı'nın yanındaki biriydi. Ama sonunda eşiyle birlikte bir bahçede vurularak öldü. Bu insanlar önemsizdir. Yeter ki halk birlik olsun. Ama beni daha çok rahatsız eden, sesini çıkarmayanların cesaretsizliği ve televizyona bakıp 'Bu ne korkunç!' diyen, ardından yemek programı açan insanlar. İşte onlar beni hayal kırıklığına uğratıyor. Onlar korkudan korkuyor, mesele bu.
'Lütfen sesinizi yükseltin bu cinayetler durmalı'
Liam Cunningham, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere yönelik soykırım savaşına karşı dünyadaki protestoları sergileyen "I See Gaza" belgeselinde yer almasına dair de şunları kaydetti:
Muhtemelen bunu söylememeliyim ama belgeseller benim yaptığım işten çok daha önemli. Daha önce birkaç belgesel çektim. Belgeseller gördüğünüz dünyanın perdelerini açıyor. Topluma bir ayna tutuyorsunuz. Aynayı kaldırıyorsunuz ve toplumun nasıl bir şey olduğunu gösteriyorsunuz. Sanırım Game of Thrones'da da çok iyi olduğum şey buydu; topluma ayna tutmak ve size gücün, açgözlülüğün neler yapabileceğini göstermekti. Ayrıca hepimizin aynı olduğunu, Gazzelilerin de bizler gibi insan olduğunu kanıtlamak için bu belgeselleri göstermek zorunda olmamız da bir bakıma üzücü.
'Basını satın alanlar istedikleri hikayeleri anlatıyor'
Ana akım Batı medyasının, yaşananları hiçbir şekilde doğru aktarmadığını ve bu durumun bir komediye dönüştüğünü söyleyen sanatçı, "Burada otururken insanların benimle dünyada neler olup bittiği hakkında ne düşündüğümü ya da Gazze'de neler olup bittiği hakkında konuşmak istemelerini her zaman çok tuhaf bulmuşumdur. Bu değerlendirmeyi aktörler veya komedyenler yapmamalı. Bunu medya yapmalı. Basını satın alan zenginlerin onlara hangi hikayeleri yayınlayacaklarını söylemelerini şaşırtıcı buluyorum. Medyanın omurgasının nereye gittiğini gerçekten merak ediyorum." dedi.
'Hiç gitmediğiniz bir ülkede hoş karşılanmak muhteşem'
Türkiye'de hayranlarından çok güzel mesajlar aldığını dile getiren usta oyuncu, "Bu kadar sevenimin olduğuna hayret ediyorum. Türkiye'ye gelene kadar fark etmemiştim. 'Merhaba' demek için yanıma gelen birçok insan vardı. Daha önce hiç gitmediğiniz bir ülkede hoş karşılanmak muhteşem." dedi.
'Türkiye'de bir film yapmayı çok isterim'
Liam Cunningham, Türkiye'de bir projede yer almak için Türkçe dil bilgisinin yetersiz olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
Konuşamam ama bir yapımcı isterse, ilginç bir rolse... Neye evet dediğim konusunda çok titiz olduğum için, 'evet' demeden önce 9 kez 'hayır' derim. Bu yüzden bir şey yapmaya 'evet' dediğimde enerjimin çoğunu veririm. Bir şeylere 'evet' demek zor ama ilginç bir şey gelirse hemen yaparım. Buraya geri dönmeyi ve Türkiye'de bir film yapmayı çok isterim. Burası tarihi ve çok kozmopolit. İstanbul, Avrupa'nın Asya ile buluştuğu yer. Eşsiz, harika. Etrafa bakmam gerekiyor. Buradaki tarihi yerleri görmek istiyorum. Görmek istediğim o kadar çok şey var ki...
"Genç oyuncular kalbinizin sesini dinleyin, aklınızın değil. Hikayeler anlatın. Biz de bunu yapıyoruz. Biz en çok hikaye anlatıcısıyız. Eğer tarihe bakarsanız, 20 milyonu 100 milyon yapan kişiyi hatırlamıyoruz. Güzel binaları hatırlıyoruz. Sema yapan dervişleri (semazen), kültürümüzü, yazılarımızı, binalarımızı, insanlarımızı, her birini görüyoruz. Ülkenin tarihi inanılmaz ve hatırladığımız şey bu. Geriye kalan her şey bir kenara bırakılacak. Özel jete sahip olmanız ya da cam bir binanız olması ve tepede ofisinizin olması kimsenin umurunda değil. Ama güzel şiirler, güzel mimari, yazılar, oyunlar, kitaplar, halkınızın hikayeleri işte bu ölümsüzlüğünüz. Denemeniz ve anlatmanız gereken hikayeler bunlar."