Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Doğu Akdeniz’deki haklarını gasp etmek üzere kurulan ittifaklara yenisi eklendi. Fransa ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) savunma bakanları arasında 15 Mayıs’ta savunma işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşma ile Fransa’nın, Rum kesimindeki Mari bölgesinde bulunan Evangelos Florakis Deniz Üssünden faydalanması sağlandı. Fransa donanmasının bölgede sürekli konuşlanmasına imkan sağlayacak şekilde üssün altyapısının geliştirileceği ve bu konuda Fransa’nın maddi destek sağlayacağı hüküm altına alındı.
Anlaşmayla bölgedeki Fransız unsurları için Charles de Gauelle uçak gemisi operasyon merkezi haline geldi. Anlaşmayla birlikte GKRY’deki diğer askeri üslerde de incelemeler yapacak olan Fransa’nın Rum Milli Muhafız Ordusunun silah sistemlerinin modernize edilmesi konusunda destek sağlayacağı ve ortak eğitim ve tatbikatların arttırılacağı belirtildi. Yine anlaşmada, Fransa’nın Türk donanmasının bölgedeki faaliyetlerine karşı Rum Yönetimi ile işbirliği içinde olacağı, TOTAL şirketinin bölgede faaliyet gösterecek gemilerini koruma yükümlülüğünün de imza altına alındığı bildirildi.
Fransa’nın Türkiye’ye karşı açık düşmanlık ifadesi sayılan bu anlaşma, 1959 ve 1960 yıllarında yapılan Londra ve Zürih Anlaşmalarının açık ihlali anlamına geliyor. Her iki anlaşma uyarınca, adanın tek başına sahibi olmayan GKRY, bu tür anlaşmalar yapmaya ehil ve yetkili değil. Türkiye, bu uyarıyı geçmişte, Fransa ve Rum Yönetimi arasında 1 Mart 2007 tarihinde Askeri İşbirliği Anlaşması imzalanması ardından da yaptı. Dışişleri Bakanlığı tarafından o tarihte yapılan açıklamada, GKRY’nin Kıbrıs Türklerini veya Adanın tümünü temsil etmediği kayda geçirilmiş, yine Türkiye’nin 27 Nisan 2007’de bu doğrultuda hazırlanan mektubu BM’ye sunulmuştu.
Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasında 11 Şubat 1959 tarihinde Zürih’de imzalanan Garanti Anlaşması’nın 1. maddesine göre, Kıbrıs Cumhuriyeti herhangi bir devletle hiçbir şekilde siyasi ve ekonomik bütünleşmeye giremiyor. Garanti Anlaşması’nın 2. maddesi ile adanın güvenliği, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan tarafından garanti altına alınıyor. 1960 Kuruluş Anlaşması’nın 3’üncü maddesi ise Kıbrıs’ın ortak savunmasının Türkiye, İngiltere ve Yunanistan arasında istişare ve iş birliği ile sağlanmasına hükmediyor.
GKRY ve Fransa’nın attığı son adımın, Kıbrıs Cumhuriyeti için temel belgeler olan Kuruluş, Garanti ve İttifak Anlaşmalarına aykırılığı değerlendirildiğinde garantörler tarafından tanınmayacak hükümsüz bir anlaşma olarak kalıyor. Anlaşmalar, garantör ülkelerin savunma görevini üstlendiği Kıbrıs’ta, garantör devletlerin onayı olmaksızın Kıbrıs’ın tek başına üçüncü ülkeler ile herhangi bir ortaklık kuramayacağını ve dolayısı ile askeri faaliyetler de icra edemeyeceğini net olarak ortaya koyuyor.
Dolayısıyla kendisini Kıbrıs’ın tek temsilcisi olarak lanse etmeye çalışan GKRY’nin bu tutumu ile Londra ve Zürih Anlaşmalarını yok saydığı ve gerektiğinde uluslararası hukuk uyarınca müdahale edilebileceği belirtiliyor. GKRY ve Fransa’nın bu adımla, BM nezdinde yürütülen müzakere sürecini de açıkça baltaladığı vurgulanıyor. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda, GKRY ile tek taraflı yapılan anlaşmayı yok hükmünde gören Türkiye’nin donanmasına Doğu Akdeniz’deki görevlerini 1960 anlaşmalarına göre yapacağına yönelik verilmiş mevcut talimatlar da Fransa’ya hatırlatılıyor.