Depremin vurduğu Elazığ ve Malatya’da kurtarma çalışmaları devam ediyor. 6,8 büyüklüğünde sarsıntının ardından bütün Türkiye seferber oldu. Hazar Gölü kıyısındaki Sivrice ilçesinden güneye doğru kırılan fay, bölgedeki çok sayıda kenti etkiledi. Şimdiye dek 31 can kaybı gerçekleşti. Sarsıntının ardından çeşitli sebeplerde hastanelere gelen/getirilen 1556 vatandaştan 128’ine müdahalede bulunuldu. 128 yaralının 34’ü yoğun bakımda ancak bu kişilerin durumları kritik seviyede değil.
Sarsıntı Elazığ ve Malatya’da toplam 72 binayı yıktı. Malatya’nın Doğanyol ilçesinde 25 binayı enkaza çeviren deprem, bölge genelinde yüzlerce binada ağır ya da orta hasar bıraktı. Ekipler, Elazığ merkezdeki Mustafa Kemal ve Sürsürü mahalleleri ile Gezin köyünde yıkılan binaların enkazı altında kalanları kurtarmak için seferber oldu. Dün akşam saatleri itibariyle enkaz altından çıkarılan vatandaşların sayısı 44’e ulaştı. 12 vatandaşın çöken binaların altında bulunduğu sanılıyor. Kurtarma ekipleri depremzedeleri binanın altından çıkarmak için aralıksız çalışıyor.
Depremden sonra Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) devreye sokuldu. ‘TAMP’ yönergesiyle birlikte 8 bakanlık ve Türk Kızılayı ile 28 çalışma grubu anında koordine oldu. TAMP çerçevesinde onlarca TIR, Türkiye çapındaki 22 lojistik merkezinden dakikalar içinde yüklenerek yola çıktı. İlk dakikalardan itibaren Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) harekete geçerek arama-kurtarma çalışmaları için bölgeye intikal etti. 1572 personel sevk eden AFAD, 317 ambulans ve 122 UMKE aracıyla hizmet verdi. Sarsıntı bölgesindeki hasarı tespit için keşfe çıkan 6 adet insansız hava aracı ve bir tane de keşif uçağı binaların durumunu gökyüzünden gözetleyip fotoğrafladı. AFAD ile Türk Kızılayı, Elazığ ve Malatya’ya toplamda 6 bin 500 çadır, 11 bin 500 yatak ve 15 bini aşkın battaniye gönderdi.
Gece boyunca malzeme ve personel yüklü askeri kargo uçakları peşpeşe havalanırken, GSM operatörleri de bölge insanına ücretsiz internet ve konuşma imkanı sağladı. Deprem nedeniyle büyük panik yaşayan halkın soğuk havada mağdur olmaması için tüm kurumlar seferber oldu. Elazığ ve çevre illerde okullar ve camiler evlerine giremeyenlerin kullanımına açıldı. TCDD tren vagonlarını açtı, insanların burada kalması sağlandı. AFAD organizasyonuyla tüm şehirlerden bölgeye malzeme yağarken pek çok belediye, ekipleriyle yardıma koştu. AFAD’ın enkazdakileri tespit için gönderdiği 18 arama-kurtarma köpeğine Jandarma Genel Komutanlığı da 5 köpekle destek verdi. Ayrıca 1336 jandarma personeli vatandaşların kurtarılması için uğraştı. Diyarbakır ve Adana Emniyet Müdürlüklerine ait helikopter ve uçaklar da depremzedelerin kurtarılması için seferber edildi.
4 ay önce katıldığı bir TV programında Elazığ’ın Sivrice ilçesine dikkat çekerek “Burada bir deprem olabilir” mesajı veren Prof. Dr. Naci Görür, önceki akşam meydana gelen sarsıntıyı yorumladı. “Yer bilimciler olarak bu fay üzerinde büyük depremler olduğunu bildiğimiz için bu kadar sessiz kalmasından endişe ediyorduk. Bu sessizliğin nedeni gittikçe enerji ve stres biriktirmesi olabilir, günün birinde bir yerden patlak verebilir diye endişe ediyorduk. Benim ‘Elazığ Sivrice için dikkat edin’ demem bir tesadüftü. Bu benim özel bir yeteneğimi göstermiyor. Bütün yer bilimciler bunu söyleyebilir” diyen Görür, yaşananları şöyle değerlendirdi: “Sivrice Gölü’nün bulunduğu yerlerde belirli alanlarda stres atıldı. Ama bu fayın özelliği gereği Palu, Bingöl Karlıova’ya doğru veya Malatya, Adıyaman’a doğru özen göstermek lazım. Buralarda stres artımı olabilir. Tıpkı 1999 depremindeki gibi odak noktasını Yalova Gölcük gibi düşünürsek, o deprem hem Marmara’ya hem de Düzce’ye bir stres yükledi ve eylülde deprem oldu. Aynı şey Doğu Anadolu Fayı için de olabilir. Bu da doğrultu atımlı sol yönlü bir fay. Yani Sivrice’den Bingöl Karlıova’ya doğru Palu ve Malatya, Adıyaman ve Kahramanmaraş’a doğru olan yönlere dikkat etmek lazım.Doğu Anadolu Fayı özel bir fay. Bu fay Kuzey Anadolu Fayı’na oranla uyumakta olan bir fay. Uzun zamandır bu fayda bir deprem olmuyordu. Bu fay uykudaydı. Enerji birikmesi olabilir, günün birinde bir yerden patlak verebilir diye endişe ediyorduk. Mesela 1513 yılında Kahramanmaraş Türkoğlu çevresinde 7.4 büyüklüğünde bir deprem oldu. Antakya’da 1823’te 7.5 büyüklüğünde bir deprem var. Malatya yöresinde 1893 yılında 7’nin üzerinden bir deprem var. 1874 yılında bugünkü depremin olduğu yerde Sivrice-Palu arasında, 1875 yılında Sivrice-Sincik bölgesinde deprem meydana geldi. Biz bunları biliyorduk ve fay sessizdi.”
Elazığ’ın Maden ilçesine bağlı Gezin Mahallesi’nde yıkılan 4 katlı Mavi Göl Apartmanı’nın enkazında yapılan arama çalışmaları sonlandırıldı. Binada oturan 5 kişi enkaz altında kaldı. 1’i çocuk 2 kişi yaşamını yitirirken, 3 kişi ise sağ olarak kurtarıldı. İlk kurtarılan kişi Rabia Göğdemir adlı kadın oldu. Sonrasında geceyarısı Maviye Buğdaylı’nın cansız bedenine ulaşıldı. Saatler sabah 08.10’u gösterdiğinde, bu kez hamile eşi ve çocuğuyla enkaz altında kalan Meriç Dişli’ye ulaşıldı. Yaralı olarak kurtarılan Meriç Dişli hazır bekleyen ambulansla hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Meriç Dişli’nin sağ çıkarılması, eşi ve oğlu ile ilgili umutları artırdı. Ekiplerin yaptığı titiz çalışmayla, Pınar Dişli ve oğlu Miraç’ın da yeri belirlendi. Saat 09.10’da 6 aylık hamile Pınar Dişli, yaralı kurtarıldı. 8 dakika sonra ise ekipler, bu kez oğlu Miraç’a ulaştı. Yaralı anne ve oğlu, ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan 12 yaşındaki Miraç Dişli, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Anne ve oğluna ulaşılmasının ardından binanın enkazında yapılan çalışmalar sonlandırıldı. Bu arada Miraç Dişli’nin Türk Kızılayı gönüllüsü olduğu ortaya çıktı. Türk Kızılayı, Twitter’dan Miraç’ın Kızılay yelekli fotoğrafını, “Geçen yıl düzenlediğimiz ‘Hayalime dönüşen oyuncaklar’ projemize katılan gönüllümüz Miraç’ın depremde hayatını kaybettiğini üzülerek öğrendik. Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm Türk Kızılay camiasına bağsağlığı dileriz” mesajıyla paylaştıı. Sosyal medya kullanıcıları da paylaşımın altına duygu yüklü yorumlar yazdı.
Elazığ’da çöken binaların enkazından insanları kurtarmak için görevliler elleriyle, küreklerle seferber olup adeta iğneyle kuyu kazarak depremzedelerin hayatlarını kurtardı. Çalışmaları hassas cihazlarla yapıldı. Cihazlar çalıştığı zaman ortamda sessiz olunması istendi. Merkez Mustafa Kemal Paşa Mahallesi’ndeki çöken binanın altında kalan bir kadını kurtarma çalışmaları göz yaşartan anlara sahne oldu. UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi) görevlisi Emine Kuştepe, enkaz altında bulunan ve isminin Azize olduğunu söyleyen bir kadınla irtibat kurdu. Sık sık Azize’ye ismiyle seslenerek, “Sen bir annesin. Aşağıdaki herkesin şu anda annesi sensin. Bizim tek iletişim kurduğumuz kişi sensin. Tüm güç sende. Sen daha güçlü olacaksın. Ağlamıyorsun, sakin olup hepsine destek oluyorsun. Konuşabilen herkese seslen. Hepsini konuştur. Hiç kimse uyumasın” diyen UMKE görevlisi Kuştepe, sergilediği çabayla tüm Türkiye’nin odağı oldu. Azize’ye Zaza Kürtçesiyle sık sık telefonunun şarjını bitirmemesi uyarısında bulunup moral vererek yapması gerekenleri sıralayan Kuştepe, “Telefonunu kendinden uzak tutma. Eşin konuşuyor mu? Hiç kimse uyumasın. Herhangi birinin sesi kesildiği zaman hemen bize seslen. Biz yukarıdayız. Burnunuzdan nefes alın, ağzınızdan verin. Korkacak bir şey yok, hepimiz yukarıdayız, sakin olun” diye seslendi.
Depremden tam 17 saat sonra ekipler, önce Azize Çelik’in eşini ve oğlu Muhammed’i enkaz altından başarıyla çıkardı; dakikalar sonra da Emine Kuştepe’nin telefonda konuştuğu 45 yaşındaki Azize Çelik de kurtarıldı. Yaralının çıkarılması sırasında çevrede kurtarma çalışmalarını izleyen vatandaşlar ekipleri alkışladı. Tüm Türkiye’nin izlediği telefon konuşması sırasında yaşadıklarını anlatan UMKE personeli Emine Kuştepe, “Azize Hanım’ın iki çocuğu, eşi ve yan tarafta iletişim kuramadığı sadece Kürtçe anlayan yaşlı bir teyze vardı. Ona sakin olmasını söyledim ve özellikle annelik duygularının biraz daha öne çıkmasını istedim. Her anne güçlüdür, işte doğumda nasıl burundan nefes alıp ağızdan sakin sakin verdiysen hepsine o şekilde söyle, ekrana bakıp şarj düzeyini görebiliyor mu, aşağıda bilinci açık mı onları anlamaya çalıştım. Hem Azize Hanım’ın durumunu kontrol ederek hem de yanındaki yaralarımızın ne halde olduğunu merak ettiğim için biraz daha onun Glaskow’unu (şuur durumu) yüksekte tutmaya çalışarak aşağıdaki hastalardan bilgi almaya çalıştım” diye konuştu.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “Yaklaşık 250 yıldır suskun olan Doğu Anadolu Fayı’nın yeniden aktif hale geçtiği kabul edildiğinde yakın gelecekte de benzer depremlerin tetiklenebileceği varsayılabilir” dedi. Depremin faya ait parçalardan biri olan Pütürge segmenti üzerinde gerçekleştiğini, Karlıova’dan Antakya’ya kadar uzanan 600 kilometre uzunluğa sahip olan bu fayın yaklaşık 250 yıldır suskun olduğunu kaydeden Sözbilir, bu nedenle fayın 6 ile 7,8 büyüklüğünde deprem üretebilecek sismik boşluk niteliği taşıdığını anlatarak şunları söyledi: “Bu fayın üzerinde gerekli yer bilimsel çalışmalara hız verilmesi gerekiyor. Ayrıca Doğu Anadolu Fayı’na ait fay segmentleri 10 ilden geçmektedir. Öncelikle bu fay parçaları, imar haritalarına işlenmeli ve fay zonu içinde kalan yapılar ortaya çıkarılmalıdır. Yani deprem riski altında olan illerin deprem master planlarının 2023’e kadar bitirilmesi gerekiyor. Buna göre deprem senaryoları oluşturulmalı ve bu kapsamda kentsel dönüşüm çalışmalarına yön verilmesi hayati önem taşımaktadır.”
Elazığ’daki Sürsürü Mahallesi’nde yıkılan Dilek Apartmanı’nın enkazında arama yapan ekipler 8 kişinin cansız bedenine ulaştı, 20 kişiyi ise sağ kurtardı. Kurtarma ekipler enkazdaki çalışmalarını sürdürüyor. 6,8 büyüklüğündeki depremde Sürsürü’deki Dilek Apartmanı’nın çökmeden önceki fotoğrafları ortaya çıktı. 4 katlı 2 bloktan oluşan apartmanın depremden önce oldukça yıpranmış bir halde olduğu görüldü.
Elazığ-Sivrice merkezli depremin ardından 500’ün üzerinde artçı sarsıntı meydana geldi. Deprem elektrik ve doğalgaz hatlarında herhangi bir sıkıntıya yol açmazken bazı noktalarda tedbir amaçlı kesintiler yapıldı. Ulaşım ve altyapıda hiçbir sorun tespit edilmedi. Devlet, acil ihtiyaç sahibi vatandaşlar için nakdi yardımlar da dağıtmaya başladı. Elazığ’da son büyük deprem 2010 yılında yaşanmıştı. 8 Mart 2010 günü saat 04.32’de yaşanan deprem 6 büyüklüğündeydi. Depremde 51 kişi hayatını kaybederken, 34 kişi de yaralanmıştı.