Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde bir konuşma gerçekleştirdi. Erdoğan, TÜGİK çatısı altında Türkiye'nin güçlenmesi, büyümesi için gayret sarf eden tüm iş insanlarına teşekkür etti.
Yılın son günlerinde İngiltere ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'nın Gümrük Birliği'nden sonraki en önemli ticaret anlaşması olduğuna işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırım ortamının daha da iyileştirileceği, öngörülebilirliğin daha da artırılacağı, yatırımcıların beklentilerinin daha yüksek düzeyde karşılanacağı bir iklimin tesisi için gereken tüm adımları atacaklarını vurguladı.
Bununla ilgili planını da paylaşan Erdoğan, "Uluslararası gerek yatırımcı gerek şirketleri biz senede bir, hatta iki kez ülkemize davet edip, onlarla ülkemizde timetablelar yapabiliriz, onlarla özellikle bazı görüşmelerimizi yaparız. Hatta onlara ülkemizdeki yatırım imkanlarının neler olduğunu, ne gibi yatırımlar yapabileceklerini anlatmak suretiyle onlara bu yatırımların ama finans sektöründe ama sanayide olduğunu anlatmamızda fayda var. Bunları geçmişte başbakanlığım döneminde falan çok yaptık ve çok da faydasını gördük." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ekonomi ve hukuk alanındaki reform gündemimizle ilgili yoğun bir hazırlık dönemini geride bıraktık. Yakında kapsamlı reform paketimizi kamuoyuyla paylaşacağız. Ekonomide bu sene temel hedeflerimizden birisi fiyat istikrarını sağlamak olacaktır. Kur istikrarı enflasyonla mücadelede oldukça önemli bir yer tutuyor. Cari açıkla mücadelede yapısal önlemlere hız veriyoruz. Az önce Sayın Başkanın ifade ettiği gibi, özellikle bunu kendilerinden burada dinlediğim gibi, daha sonra da bunun işlenmesinin gereğine inanıyorum. O da şudur. Değerli arkadaşlar, yüksek faize kesinlikle karşıyım ve bu konuda sizlerin mesajları önem arz ediyor. Niye önem arz ediyor? Çünkü siz şu anda yatırımcı konumundasınız. Eğer siz bu yatırımları, düşük faizli kredi imkanına sahip olursanız yapabileceksiniz. Siz bu yatırımı yaptığınız zaman bu bize istihdamı sağlayacak. Üretimi sağlayacak. İhracatı sağlayacak. Bütün bunlar aynı zamanda uluslararası piyasada rekabet imkanını sağlayacak. Bunları başaracağız ki ne yapalım, devlerle yarış edebilir hale gelelim."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada şu anda eksi faizle kredi veren finans kuruluşları olduğunu belirterek, bunlara Japonya ve İsrail'i örnek gösterdi.
İsrail'in kendi içinde eksi faiz ama başkasına karşı daha fazla faiz verdiğini dile getire Erdoğan, "Avrupa'ya gelen 1, o civarda. Amerika hakeza öyle. Peki bize ne oluyor da 20'lerin üzerine çıkıyoruz. Bizim arkadaşlar da bana kızıyorlar biliyorum. Ama kusura bakmasınlar eğer ben bu ülkenin Başkanıysam, Cumhurbaşkanıysam ben bunu anlatmaya devam edeceğim. Çünkü ben yüksek faizle ülkemin kalkınacağına inanmıyorum. Çünkü biz eğer yatırımı güçlendirirsek işsizlik diyoruz, istihdamı güçlendirirsek, üretimi artırırsak, ihracatımızı artırırsak, buna ihtiyacımız var. Biz ihracatımızı artıracağız ki dışarıdan imkanlar gelsin, cari açığı da azaltmış olalım, hatta bitirmiş olalım. Buna ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
Savunma sanayisinde başarıyı getiren yönetişim modelini imalat sanayinin diğer alt sektörlerinde de uygulayacaklarını belirten Erdoğan, ekonomide temin edilecek güven ve istikrar sayesinde büyük faiz yükünden de önemli ölçüde kurtulacaklarına inandığını kaydetti.
Bankaların kar etmekle övündüğünü ifade eden Erdoğan, "Öbürü neyle övünüyor. Ben de senden fazla kar ettim. Sizin karınız önemli değil. Bu noktada reel sektördekilerin karı bizim için önemli. Bunu başarmamız lazım. Eğer reel sektör başarıyı elde edemiyorsa demek ki iyi yolda değiliz. Buna bizim dikkat etmemiz gerekiyor." diye konuştu.
Erdoğan, kamu maliyesinin nispeten düşük borçluluk oranlarının Türkiye'yi pek çok ülkeden olumlu yönde ayrıştırdığını belirterek, şöyle konuştu:
"Bütçe harcamaları geçtiğimiz yıl 1 trilyon 202 milyar liraya ulaşarak program hedefimizin altında, bütçe gelirleri ise 1 trilyon 29 milyar ile beklentilerin üstünde gerçekleşti. Böylece yılı yüzde 3,6 ile yüzde 4,9'luk bütçe açığı hedefinin altında kapatmış olacağız. Gelişmekte olan ülkelerde yüzde 10,7'lik bütçe açığı verildiği bir dönemde sağladığımız bu başarı takdire şayandır. Sağlık harcamalarındaki ilave artışlar sebebiyle bütçeye gelen bu ilave yüklere rağmen mali disiplinden taviz vermemekte kararlıyız. Bu amaçla 2021 yılı için bütçe açığını milli gelirin yüzde 3,5 seviyesinde tutmayı yeni hedef olarak belirledik. Bütçede oluşturacağımız mali alanı, gerekmesi halinde salgın kaynaklı ilave harcama ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanacağız."
Erdoğan, hizmetleri arttırırken kamu olarak vatandaşın emanet ettiği vergileri en doğru şekilde ekonomik ve verimli kullanacaklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Yatırımlarda kısa sürede sonuç alacağımız üretken alanlara öncelik vereceğiz. Kamuda tasarrufları artırmanın etkili bir yolu da dijital dönüşüme hız vermekten geçiyor. Kamu harcama programlarını düzenli olarak gözden geçirerek verimsiz olanları da kesinlikle tasfiye edeceğiz. Yani verimsiz olanlarla uğraşmanın bir anlamı yok. Vergi politikalarımızı adil, öngörülebilir, sade, yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı teşvik edecek bir temele oturtacağız."
Erdoğan, kayıt dışılık ile etkin mücadeleyi devam ettireceklerini anlatarak, "İktisat tarihi kitaplarına geçecek böylesine zorlu bir küresel konjonktürü 18 yılın birikimi ve tecrübemiz sayesinde başarıyla atlatacağımıza inanıyorum." ifadesini kullandı.