Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kuruluna 24 Eylül Salı günü 14'üncü kez hitap edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ana gündem maddesi terör devleti İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları olacak.
Her yıl dünya liderlerini ABD'nin New York kentinde bir araya getiren BM Genel Kurul görüşmelerinin 79'uncusu 22 Eylül'de "Geleceğin Zirvesi" ile açılacak.
Yüksek düzeyli hafta olarak bilinen ve liderlerin konuşmalarına ev sahipliği yapılan oturum ise 24 Eylül'de başlayacak.
14'üncü kez hitap edecek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 79’uncu BM Genel Kurul çalışmalarına katılmak için 21 Eylül’de New York’a gitmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın henüz kesinleşmediği belirtilen programına göre New York’ta 26 Eylül’e kadar temaslarını sürdüreceği belirtiliyor. Erdoğan, New York’taki resmi temasları çerçevesinde çok sayıda ikili ve çoklu görüşmeler yapacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’taki temaslarına çok sayıda kabine üyesinin de katılması öngörülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’ta ayrıca ABD’de yaşayan Türk toplumunun katılacağı çeşitli program ve etkinliklere katılması, Amerikalı iş çevreleriyle bir araya gelmesi bekleniyor.
Biden’dan sonra konuşacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM 79’uncu Genel Kurulu çalışmaları kapsamında, 24 Eylül Salı günü ABD Başkanı Joe Biden’ın ardından üçüncü sırada Genel Kurul’a hitap etmesi bekleniyor.
Erdoğan’ın Genel Kurul’a hitabında, terör devleti İsrail’in Gazze’deki operasyonları karşısında dünyanın sessiz kaldığı mesajını vurgulayacağı belirtiliyor.
Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden ile hem yapacağı konuşma öncesinde kuliste hem de BM Genel Sekreteri Guterres’in 24 Eylül’de liderler onuruna vereceği öğle yemeğinde kısa da olsa bir araya gelmesinin beklendiği de ifade ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Joe Biden’ın BM Genel Kurulu’na gelen liderlere ev sahibi ülke olarak vereceği akşam yemeğine de katılacağı kaydediliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda bugüne kadar 13 konuşma yaptı. İşte o hitaplar ve detayları...
İlk kez BM 60. Genel Kurulu'nda konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu'na ilk kez 2005'te "Başbakan" sıfatıyla hitap etti.
'Reform girişimlerine tam destek veriyoruz'
Adil ve katılımcı bir küresel düzenin kurulması için Birleşmiş Milletlerin etkinliğinin artması gerektiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
- "Temsil kabiliyeti güçlendirilmiş, demokratik, şeffaf, adil ve etkin bir Birleşmiş Milletlerin, küresel barış ve istikrara daha fazla katkı yapacağına inanıyoruz. Birleşmiş Milletler, iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, yoksullukla mücadele, kadın-erkek eşitliği, insan hakları ve insan onurunun korunması konularında, daha etkin bir kurum haline gelmelidir. Bu amaca matuf reform girişimlerine tam destek veriyoruz. Fakat Birleşmiş Milletler sistemindeki reformun, Güvenlik Konseyi de reforma tabi tutulmadığı müddetçe başarılmış sayılamayacağı muhakkaktır."
- Erdoğan, "Karabağ sorununun bu şekilde çözümsüz kalması asla kabul edilemez, uluslararası sorunlara, kangren haline gelmeden çözümler bulunması, hepimizin siyasi ve ahlaki sorumluluğudur." diye konuştu.
'Dünya beşten büyüktür'
BM'nin reform ihtiyacını "Dünya beşten büyüktür" ifadesiyle dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
- "Daha fazla gecikmeden, daha fazla mazlum insan, masum insan hayatını kaybetmeden, küresel vicdan daha fazla yaralanmadan, Birleşmiş Milletler sorunlara ağırlığını koymalıdır. Altını çizerek ifade etmek isterim ki, dünya beşten büyüktür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin dünya gerçekleri ile bağdaşmayacak şekilde Birleşmiş Milletleri etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir. Tüm alınan kararlar, bakıyorsunuz bir ülkenin iki dudağı arasındadır. Eğer 'hayır' derse hayır, 'evet' derse o zaman icraata geçilebiliyor. Filistin'de sadece birkaç ay içinde 2 binden fazla masum insan katledilirken, Birleşmiş Milletler beklenen çözümü üretememiştir. Suriye'de 4 yıldır 200 binden fazla kişi katledilirken, 9 milyona yakın insan yer değiştirirken, Birleşmiş Milletler yine etkili çözümler sunamamıştır."
FETÖ'ye karşı uyarı
Burada dost ülkeleri FETÖ'ye karşı önlem almaya çağıran ve terörle mücadele konusunda önemli mesajlar veren Erdoğan, şöyle konuştu:
- "Bu darbe girişimi, milletimizin demokrasisine, hükümetine, özgürlüklerine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Bu bakımdan milletimle iftihar ediyorum. Demokrasisine sahip çıktığı için iftihar ediyorum. 29 gün, gece sabahlara kadar demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak bedenini tankların önüne siper ederek engelleyen milletimle iftihar ediyorum. Şayet bugün karşınızda bulunuyorsam, milletimizin işte bu cesur ve asil duruşu sayesindedir. Unutulmasın ki Türkiye’deki darbe girişimi, aynı zamanda dünya demokrasisine de yapıldı. Milletimiz o gece darbe heveslilerine tarihi bir ders verirken, demokrasiye inanan tüm halklar için de ilham kaynağı oldu. Bu yeni nesil terör örgütü, sadece Türkiye’nin değil, varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Diğer bir deyişle, bugün bu Genel Kurulda temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehdidi altındadır. Bu örgüt Türkiye’nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin bir zihni sapkınlık içindedir."
'DEAŞ'a karşı elde edilen en büyük başarı'
"Türkiye, Suriye ve Irak'taki istikrarsızlıktan beslenen DEAŞ ve PKK gibi bölgenin en eli kanlı terör örgütleriyle kıyasıya bir mücadele içindedir. Bunun yanında ülkemizin meşru, demokratik rejimini kanlı bir darbeyle değiştirmeye teşebbüs eden FETÖ terör örgütüyle mücadelemiz de devam ediyor." diyen Erdoğan, Suriye'nin kuzeyinde başlatılan Fırat Kalkanı Operasyonu'nun, bölgenin işgalinden bu yana DEAŞ'a karşı elde edilen en büyük başarı olduğunu vurguladı.
"Birleşmiş Milletlerin insanlığın barış ve refah beklentilerini karşılamaktan uzaklaştığı da bir gerçektir" ifadesini kullanan Erdoğan BM Güvenlik Konseyinin sadece veto hakkına sahip 5 üyenin çıkarlarına hizmet eden, dünyanın diğer bölgelerine, yaşanan zulümlere seyirci kalan bir yapıya büründüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
- "Geçmişte Bosna'da, Ruanda'da, Somali'de, yakın tarihte Myanmar'da, halen Filistin'de yapılan katliamlar hep Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin gözü önünde gerçekleşmiştir. Filistinlilere uygulanan zulme ses çıkarmayanların, onlara yapılan yardımları kısma konusundaki gayretleri sadece zalimlerin cesaretini artırmaktadır. Tüm dünya arkasını dönse bile,Türkiye olarak biz mazlum Filistinlilerin yanında yer almaya, ilk kıblemiz Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsüne sahip çıkmaya devam edeceğiz."
Aylan bebeğin fotoğrafıyla seslendi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1947'den bu yana Filistin haritasındaki değişimi anlatan görselle Filistin sorununa dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
- "Ben merak ediyorum, bu İsrail neresidir? Acaba bu İsrail'in toprakları nereleri kapsıyor? 1947'de İsrail neresiydi, bunun ardından acaba 1949, 1967'de İsrail neresiydi ve şu anda İsrail neresi? Bakınız sene 1947, neredeyse burada İsrail yok gibi, tamamı Filistin. Sene 1947, paylaşım planı var ve Filistin küçülüyor, İsrail büyüyor. Geliyorum 1967'ye 1949'la birlikte, İsrail büyüyor, Filistin küçülüyor. Ve geliyorum bugüne, güncel durum şu: Artık adeta Filistin yok, neredeyse tamamına yakını İsrail... İsrail doyuyor mu? Hayır, doymuyor. İsrail şimdi de kalanını almanın gayreti içerisinde. Peki, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, Birleşmiş Milletlerin İsrail'le ilgili almış olduğu bunca kararlar var, bu kararlar uygulamaya geçiyor mu? Hayır, geçmiyor. Peki, o zaman Birleşmiş Milletler ne işe yarıyor? O zaman bu çatının altında bizler aldığımız kararla tesirli olamıyorsak, adalet nerede temerküz edecek? İşte sıkıntımız burada."
Salgın nedeniyle video konferans
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kuruluna 10'uncu hitabını video konferans yöntemiyle gerçekleştirdi.
BM'nin yapısına yönelik eleştirilerini yineleyen Erdoğan, konuşmasında şunları dile getirdi:
- "Birleşmiş Milletler başta olmak üzere çok taraflı örgütlerin reform ihtiyacı bulunuyor. Mevcut küresel mekanizmaların bu krizde ne kadar etkisiz kaldığını gördük. Öyle ki Birleşmiş Milletlerin en temel karar alma organı olan Güvenlik Konseyinin salgını gündemine alması haftalar, hatta aylar sürdü. Salgının başlarında ülkelerin kendi hallerine terk edildiği bir manzara ortaya çıktı. Böylece yıllardan beri bu kürsüden ısrarla dile getirdiğim, 'Dünya beşten büyüktür' tezinin haklılığını bir kez daha görmüş olduk. İnsanlığın kaderi sınırlı sayıdaki ülkenin keyfine bırakılamaz. Uluslararası örgütlerdeki itibar kaybının önüne geçmek için öncelikle zihniyetimizi, kurumlarımızı ve kurallarımızı gözden geçirmeliyiz."
Sıcaklık artışının neden olduğu afetlere dikkati çekti
- "Bu afetler çevreye ve ekosisteme verdiği zararlar yanında, insanların can ve mal güvenliğini de tehdit ediyor. Pek çok yerde insanlar, toplu olarak başka yerlere gitmeye, göç etmeye hazırlanıyor. Halbuki dünya henüz Suriye ve Afganistan gibi çatışma kaynaklı kriz bölgelerinin yol açtığı mülteci meselesine çözüm bulamadı. Böyle bir dönemde kuraklık, gıda sıkıntısı, hava olayları gibi bu tür sebeplere dayalı yüzlerce milyonluk göçlerle nasıl baş edileceği meçhuldür."
Rusya-Ukrayna Savaşı
"Uluslararası toplumu KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya davet ediyoruz"
- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle ilgili de mesajlar veren Erdoğan,"Uluslararası toplumu, KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz." ifadeleriyle dünya devletlerini KKTC'yi tanımaya çağırdı. Erdoğan, ayrıca "Ada'daki BM Barış Gücü'nden tarafsızlığa riayet bekliyoruz. İtibarı zedelenen bu gücün, Kıbrıs'ta yeni itibar kaybıyla karşı karşıya kalmasını istemeyiz"ifadeleriyle net mesajlar verdi.