Semih Çelik’in İkbal Uzuner'i öldürdükten sonra intihar ettiği surların kulesine tek çıkış noktası var. O da arka taraftaki minibüs durağının ilerisinde. Merdivenlerle surlara bir kat çıkabiliyorsunuz. Geri kalan yol, tırmanarak ancak katedilebiliyor. Surun üst kısımları meraklı liseli gençlerle dolu. Kalabalık artınca polis müdahalesiyle gençler indiriliyor. Surların çöplüğü andıran çevresi ise uyuşturucu kullananlar için sığınak haline gelmiş.
Türkiye İstanbul’un göbeğinde işlenen vahşi cinayetleri konuşuyor. Semih Çelik (19) isimli cani 19 yaşındaki Ayşenur Halil'i Eyüpsultan'daki evinde boğazını kesip öldürmüş, yine 19 yaşında olan İkbal Uzuner'i de Edirnekapı surlarında katledip parçalara ayırdıktan sonra atlayıp intihar etmişti. Genç İkbal’in vahşice öldürüldüğü o surlara çıktık.
MERAKLI GENÇLER OLAY YERİNDE
Bölgeye gittiğimizde kalabalık bir grupla karşılaştık. İnsanlar tüm gün, bu korkunç olayın gerçekleştiği noktaya akın ediyor. Sürekli bir sirkülasyon var. Kule duvarına İkbal’in fotoğrafları ve karanfiller bırakılıyor. Kalabalık içinde özellikle okul çağındaki gençler dikkat çekiyor. Hepsi merak içinde vahşi cinayetin işlendiği noktaya geliyor.
TEK ÇIKIŞ YOLU VAR
Semih Çelik’in İkbal’i parçalara ayırıp aşağı atladığı kuleye tek çıkış noktası var. O da arka tarafta minibüs durağının ilerisinde, surların orta kısmına yakın bölgede. Merdivenlerle surun yüzünde bir kat çıkabiliyorsunuz. Geri kalan yol, surun yüzünde tırmanarak ancak katedilebiliyor. Yıkılan kısımları basamak olarak kullanıp ortadaki kuleye güçlükle ulaştık.
TIRMANMADAN ASLA
Surların çöplüğü andıran çevresi, madde bağımlıları için sığınak haline gelmiş. Tırmanmaya başladığımızda polisin uyarısı geldi. Gazeteci olduğumuzu söyleyince tırmanmaya devam edebildik. Yolun yarısına geldiğimizde ise bizden önce surlara çıkmış birçok liseli gençle karşılaştık. Gençler, Semih, İkbal ve Ayşenur’u tanımadıklarını, sadece olay yerini görmek istedikleri için oraya geldiklerini söyledi.
VE YAN KULEDEYİZ
Olay yeri, bizim bulunduğumuz kuleden sonraki,
uçtaki kuleydi. Bulunduğumuz yerden net şekilde görülebiliyor, ancak gitmesi hayli zordu. Surun yüzünde 70-80 cm’lik bir yol mevcut, ancak yolun bir kısmı yıkıldığı için, o kısımdan geçiş neredeyse imkansıza yakındı. Cesedin bile o yoldan değil, itfaiye vinciyle alındığını göz önünde bulundurup, güvenli olmadığı için artık orada durduk.
LİSELİLER SURLARDA
Bulunduğumuz yer dahi tehlikelerle doluydu. Üzerinde yürüdüğümüz surların sağı-solu korunaksızdı. Metrelerce yükseklikten düşüldüğünde, kurtulmanın imkansız olduğu bir yer düşünün. Buna rağmen orada olduğumuz süre içinde surların üstü liseli gençlerle doldu. Gençler arasında Esenler’den geldiğini söyleyen bile vardı.
YUKARI ÇIKIŞ AÇIK
Tek çıkışı olan bir yerin bu kadar kontrolsüz bırakılmış olması hayli düşündürücü. Üstelik günler öncesinde orada vahşi bir cinayet işlenmişken. Belediye herhangi bir önlem almamış, yukarı çıkış yolu kapatılmamış. Polis yok değil, sürekli bölgede. Ancak insanlar bir boşluğunu bulup oraya çıkabiliyor. Bizden sonra surda kalabalık artınca polis müdahale edip gençleri indirdi.
Gelmezsen aileni öldürürüm
- İkbal’in evinde acı hakim. Vahşetin şokunu atlatamayan aile, Semih Çelik’in İkbal’i kendileriyle tehdit ederek, “Gelmezsen anneni-babanı öldürürüm” diyerek surlara çağırdığını belirtti. Semih’in daha önce de İkbal’e zarar vermek için yaşadıkları binaya girip saklandığı öğrenildi. İkbal, sırf bu nedenle uzun olan saçlarını tanınmamak için kesmiş. İkbal’in babası Hasan Uzuner, Semih'le arkadaşlık yaptığı dönem kızının psikolojisinin bozulduğunu, son 1,5 yıldır daha iyi olduğunu ifade etti. Semih’in annesi arayıp “Oğlumun yeni kız arkadaşı var, artık kızınızı rahatsız etmeyecek” demesiyle rahatladıklarını belirten Uzuner, “Kızım 1,5 yıldır Semih'le hiç iletişim kurmamıştı” diye konuştu. Acılı baba olay gününü de şöyle anlattı: “Eşim kızımı aramış, telefonu bir erkek açmış. ‘Merak etme, kızın emin ellerde’ demiş. Tekrar arayınca bu kez başka bir erkek açmış ve telefonun surlardan düştüğünü söylemiş. Eşimle, İkbal’in telefonunu almaya gittik. Telefonu evsiz biri bulmuş. İkbal surun üstündedir diye yukarı çıkacaktık, kalabalığın surlara baktığını görünce o tarafa geçtik. Yerde kızımın başını gördüm.”