1071 Malazgirt Zaferi'nin yıldönümü töreninde konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Düşmandan kaçmayız, dövizden korkmayız. Bilmeyen varsa ikazen söyleyeyim, taarruz ruhu, taarruz tecrübesi Türk milletinin sinesinde hala kor gibi yanmakta, Malazgirt şuuru bayrak gibi dalgalanmaktadır" dedi. Malazgirt Ovası'nda iki ayrı dünyanın, iki ayrı medeniyetin, iki ayrı stratejik hedefin kaçınılmaz bir şekilde karşı karşıya geldiklerini anlatan Bahçeli, ovadaki coşkulu kalabalığa şu mesajları verdi:
"Malazgirt, yankıları hâlâ devam eden haç ile hilalin çatışmasına, hak ile batılın çarpışmasına sahne oldu. Malazgirt Zaferi, tarihin rotasını temelden değiştirdi. Anadolu, prangalarından sökülüp kurtarıldı. Malazgirt, İstanbul'un fethinin mutlak bir habercisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin muhkem bir harcıdır. Aziz ecdadımız Sultan Alparslan 26 Ağustos 1071 Cuma günü zaferden önce giydiği beyaz elbiseyi kefeni görmüş, şehadeti de muzaffer olmayı da bir saadet kabul etmişti. Maceracı olmayan atılganlık, gevşekliğe prim vermeyen kararlılık, adım adım gelişip genişleyen mücadeleci ruh sonucunda muzafferlik yeşermiş, nihai olarak Türk milletinin adını ve şanını cihana duyurmuştur."
"Bu topraklara hakim olan Bizans-Grek-Ortodoks zihniyeti, Malazgirt'le birlikte yerini Türk-İslam kültürünün azamet ve ahlakına bıraktı. İslam'ın savunma hattı bu şekilde tesis edildi. Şehadet şuuru şeamet ve şedit korkaklığı put gibi devirdi. Malazgirt'te sadece vatan değil, Anadolu'da parlak bir istikbal, perçinlenmiş bir irade de kazanıldı. Böylelikle Türk milleti, adaletini, temizliğini, mertliğini Anadolu’yu merkezine alarak ta Viyana'ya kadar gururla taşıdı. Sultan Alparslan ölmedi, biliniz ki yaşıyor, ahfadının aşkı ve adanmışlığıyla yine beyaz atına binerek manen aramızda dolaşıyor."
"Malazgirt’te Allah Allah nidalarıyla gökkubbeyi çınlatan yiğitler ölmedi, ruhları vatan yaptıkları bu toprakların üzerinde manevi muhafız olarak bekliyor. Buna karşılık Bizans da ölmedi, ne yaparsak yapalım tarihten silinmedi. Her seferinde, her fırsatta Bizans fitnesi ete kemiğe bürünüp 947 yıl önceki hezimetin rövanşını almak istiyor. Zaman geçse de aktörler değişse de Bizans'ın kalıntıları, Bizans'ın varisleri Malazgirt'in intikamını almak için kuyruğa giriyorlar. Mazisi 947 yılı bulan mağlubiyeti hazmedemiyorlar. Bu nedenle komplo üstüne komplo tezgahlıyorlar. Asırlardır Türk ve İslam düşmanlarının emelleri bir ve benzerdir."
"Su uyusa da düşman hiç uyumuyor. Anadolu'nun fethiyle ezilen Bizans ruhu şimdilerde ülkeden ülkeye geçiyor, vücuttan vücuda girip kıtalar arası mekik dokuyor. Terör örgütlerini kullanan namertlerin taktiği Bizans taktiğidir. Siyasi ve ekonomik operasyonları vahşice kurgulayanların ilham kaynağı Bizans tahrikidir. Döviz ve kur oyunları Bizans yöntemidir. 947 yıldır üzerimize geliyorlar. 947 yıldır Türk milletini Anadolu'dan çıkarmanın planını yapıyorlar. 26 Ağustos 1071'de vatan kurmuştuk, bundan 851 yıl sonra da yani 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz'la vatan kurtardık. 9,5 asırdır zulme, Haçlı operasyonlarına, barbar emperyalizme direniyor, dik duruyoruz."
"Şark meselesiyle denediler, başaramadılar. 15 Temmuz'da da denediler, yine hüsrana uğradılar. Aslında Malazgirt’in hesabını görmek istiyorlar. Dün amaçlarına ulaşamadılar, Allah'ın izniyle yine ulaşamayacaklar. Bizans varsa, Malazgirt ruhu da vardır, hamdolsun ayaktadır. Vatanı her ne pahasına olursa olsun koruyacağız. Bir olursak, diri durursak, beraberliğimize sahip çıkarsak hiçbir zalim, hiçbir hain, hiçbir Bizans artığı karşımıza çıkmaya cesaret bile edemeyecektir. Malazgirt'te yendiklerimiz, İzmir'de denize döktüklerimiz tekrar hıyanete teşebbüs ederlerse, tekrar kalkışmaya ve işgale heveslenirlerse ya istiklal ya ölüm seçeneğini masaya koyup, can feda olsun diyerek gereğini seve seve yapacağız. Düşmandan kaçmayız, dövizden korkmayız. Bilmeyen varsa ikazen söyleyeyim; taarruz ruhu, taarruz tecrübesi Türk milletinin sinesinde hâlâ kor gibi yanmakta, Malazgirt şuuru bayrak gibi dalgalanmaktadır."