Bakanlık olarak güvenlik önlemlerinin artırılması konusundaki yapılan çalışma kapsamında, toplantıların dördüncüsünün Türkiye'de olması gerektiğini, fakat 2 yıldan beri Yunanistan'dan bir cevap gelmediğini dile getiren Akar, "Bizim bakanlık olarak güvenlik önlemlerinin artırılması konusundaki yaptığımız bir çalışma vardı. Bu manada bizim heyetlerimiz iki kez Yunanistan'a gitti, Atina'ya gitti. Onlar biliyorsunuz Türkiye'ye geldiler. Şimdi dördüncü toplantının Türkiye'de yapılması lazım. 2 yıldan beri bekliyoruz. En son gittiğim NATO bakanlar toplantısında muhatabımız olan savunma bakanı arkadaşımıza bu konuda beklentimizi ilettik. Onlardan şimdi cevap bekliyoruz. Herhangi bir tedbir almalarını bekliyoruz. Yani burada bizim bu kapsamlı çerçeveyi böyle tam olarak böyle kucaklayan çalışmalarla bu programın ele alınması, bu problemlerin çözülmesi için uzmanların görüşlerini bildirmesi, beraber çalışmalarını ve bu çalışmaların sonucunda bazı sonuçlara varabileceğimizi ve birtakım sıkıntıların ortadan kalkabileceğini söylüyoruz. Burada esas olan uluslararası anlaşmalar. Onun ötesinde iyi komşuluk ilişkileri ve bu çerçevede bu Ege Denizi'nin bir barış denizi olabileceğini, Ege Denizi'nin zenginliklerinin adil bir şekilde paylaşılabileceğini ve buna bağlı olarak da iki taraf halkının iki tarafından daha mutlu, daha müreffeh olabileceğini tekrar tekrar dile getirdik. Bunun anlaşılmasını bekliyoruz. Uzattığımız barış elinin tutulmasını bekliyoruz" diye konuştu.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı tüm operasyonların meşru müdafaa kapsamında olduğunu belirten Akar, 'Türk Silahlı Kuvvetleri kimyasal silah kullanıyor' iddiasına da cevap verdi. Akar, "Maalesef bu konuda bazı fitne fesat odakları her seferinde, her zaman böyle periyodik olarak zaman zaman özellikle terör örgütünün çok zor durumda kaldığı, terör örgütünün çökme noktasına geldiğinde bazı iddialar ortaya atarlar. Bazı iftiralar ortaya atarlar daha doğrusu. Ve yalanlarla, dolanlarla her şeyi insanların kafasını karıştırırlar, hem Mehmetçiğin moralini bozmak için en önemli gayreti gösterirler. Bunlardan bir tanesi de işte geçtiğimiz gün meydana geldi; 'Türk Silahlı Kuvvetleri kimyasal silah kullanıyor' diye. Arkadaşlar Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinde yok. Yani yok elimizde böyle bir şey yok. Olmayan şeyi nasıl kullanacağız? Birincisi. İkincisi bizim bir uluslararası hukuka olan saygımız, ikincisi de uluslararası hukukun ötesinde inançlarımız var, değerlerimiz var. Bizim sahip olduğumuz insani değerleri var. Manevi değerler var, milli değerler var. Yani biz yapmayız, yapamayız. Bizim kültürümüzde işkence, ceza, öyle bir şey yok. Ve dolayısıyla bunun anlaşılması lazım. Uluslararası hukuk değil sadece. Uluslararası hukuk ötesinde biz uygulamalar yapıyoruz. Çok daha dikkatli, çok daha önemli, değerli Mehmetçikle efendim yaptığımız operasyonlarda. Bunlar gerçekten son derece düşük, son derece alçakça, yani burada ciddi, samimi, dürüstçe yapılan bir faaliyetin lekelenmesini, karalanması ve burada terör örgütünün çöküşünün gölgelenmesi, onun gözden kaçırılması, ona bir anlamda yardım ve destek sağlanması maksadıyla yapılmış olan bu eylem, yani bunu şiddetle kınıyoruz" dedi.
Söz konusu iddia hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirten Akar, "Bununla alakalı yapılması gereken ne varsa dün bildiğiniz gibi açıklamaları yaptık. Hükümetimiz yaptı, devletimiz yaptı, bakanlığımız yaptı, Milli Savunma Bakanlığı yaptı. Ve ayrıca biz de bunu yapanlara gerekli cezanın verilmesi için, bunların yapılması için tüm arkadaşlarımız hukuk dairelerine gittiler ve orada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na bu şikayeti ilettik. Ve dolayısıyla bu hukuki süreç de başlamış oldu. Bunu yapanlar, bunun hesabını yargı önünde verecekler. Ve biz de bunun yakın takipçisi olacağız. Bu gerçekten Türkiye'ye yapılan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yapılan büyük bir iftiradır. Türkiye devletinin de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de aklından dahi böyle bir şeye geçmemiştir. Böyle bir şey asla kata söz konusu olmamıştır. Olmayacak. Böyle bir şey söz konusu değil. Bu iftiralar teröristler biraz daha nefes alsın, biraz böyle rahatlasınlar, onlar böyle bir zaman, zemin kazansın şeklinde kendilerine yandaş bulabilmek için, kaybolan desteği tekrar sağlayabilmek için yaptıkları bir hiledir, bir iftiradır, bir alçaklıktır, bir düşüklüktür" diye konuştu.
Akar, toplantının ardından Edirne Valiliği'ni ziyaret etti. Valilik ziyaretinin ardından Akar, Cuma namazını Üç Şerefeli Cami'de kıldı. Akar, daha sonra Selimiye Camisi'ni ziyaret etti.