Şırnak Silopi’de 4 sivilin katledilmesi, ekmek parası peşinde koşan yakınlarını teröre kurban veren ailelerin yarasını bir kez daha kanattı. Şırnak’tan, Diyarbakır’a, Hakkari’den ve Mardin’e kadar aynı acı ve öfke yükseldi: “Teröre de, teröre sessiz kalana da lanet olsun.”
Sınır içi ve sınır ötesinde ağır darbe yiyen terör örgütü PKK, son 1 yıldır sivillere yönelik saldırıları artırdı. Son olarak Şırnak Silopi’de yol yapım işinde çalışan 4 işçi yola döşenen patlayıcı ile şehit edildi. Bu saldırı, ekmek peşinde koşarken şehit olan sivillerin yakınlarını bir kez daha derinden sarstı. Yeni Şafak’a konuşan şehit yakınları, hem acılarını paylaştı, hem öfkelerini dile getirdi.
Silopi Cudi Dağı bölgesinde PKK’lı teröristlerce yola tuzaklanan el yapımı patlayıcının uzaktan kumanda ile infilak ettirilmesi sonucu yaşamını yitiren 4 işçiden Hacı Atilla’nın kardeşi Nihat Atilla, acı haberi bir telefonda öğrendiğini söyledi. “Başkorucu telefonla beni arayıp, patlamanın olduğunu haber verdi” diyen Atila şunları anlattı: “Olayın olduğu sırada Silopi’deydim. Sürekli abimi aradım, abim telefonu açtığında, ‘Ölüyorum gel beni kurtar’ dedi. Kendini fazla zorlama dedim, tahminen 10 dakika sonra yanındaydım. Sanırın ben onu bulduğumda ölmüştü ama kabullenemedim, ambulansa kadar götürdüm ama onu kurtaramadım.”
Abisinin günlük 100 liraya çalıştığını anlatan Atilla, şunları anlattı: “Vandallar, insanlık dışı, yamyamlar. Ne derseniz deyin, bunların hepsini onlara yakıştırabilirsiniz. Güneydoğu’da insanlar dinine imanına bağlı olmasın, mutlu yaşamasın istiyorlar. Onlar yanmış, bizi de yakmak istiyorlar, yakıyorlar da. Bizim nasıl ocağımıza ateş düştüyse, onların ocağına da düşsün. Benim abim akşama kadar çocuklarına helal lokma götürmek için çalışan bir adamdı, savunmasızdı, silahsızdı, kimsenin önüne çıkmadı, kimseye zarar vermedi, katlettiler. Bu insana bunu yaptılar.” Şırnak’taki saldırıda Hacı Atilla, Emin Eroğul, Nesim Beştaş ve Osman Tuncay şehit düştü. Emin Eroğul ile Hacı Atilla’nın AK Parti Güçlükönük ilçe başkanı Cüneyt Aktuğ’un da kuzeni olduğu öğrenildi.
Orman işçisi Burhan Tanrıkulu da geçtiğimiz Nisan ayında terör örgütü PKK’nın Diyarbakır Kulp’ta düzenlediği saldırıda şehit oldu. Burhan Tanrıkulu’nun kuzeni Ömer Çiçek, “Burhan’ın maddi durumu çok iyi değildi, evi kiraydı, bakmak zorunda olduğu 5 çocuğu vardı. Bu yüzden ormana çalışmaya gidiyordu. Çok mazlum, çok iyi bir insandı. Patlayıcı tuzaklayıp patlattılar, tüm bedenler paramparça olmuştu. Biz de Kürdüz, böyle bir vahşet görmedik. Bu zulmü yapanların Allah belasını versin” dedi.
Burhan Tanrıkulu’nun diğer kuzeni Nurullah Tanrıkulu ise, “Burhan’ın çalıştığı ormanlık alan PKK’nın çok sık kullandığı bir bölge. Orada mağaraları da var. Zannediyorum orman şirketini ‘bizim ormanımıza gelmeyin’ şeklinde tehdit etmişler ama şirket işçilere bunu bildirmemiş” diye konuştu. Patlamadan sonra cesetlerin tanınmaz hale geldiğini belirten Tanrıkulu, “Cesetler 300 metre ileri savrulmuş. Ben cenazeyle birlikte Diyarbakır’a gittim. Jandarma ceset parçalarını ayrı ayrı torbalanarak ailelere verdi, böyle defnedebildik. Acımız çok büyük, Allah kimsenin başına vermesin, aile olarak perişan olduk” şeklinde konuştu.
Terör örgütü geçtiğimiz Haziran ayında Hakkari’de de ocaklara ateş düşürdü. Yüksekova ilçesine bağlı Onbaşılar köyü Ağaçlı mezrasındaki yol yapım çalışması sırasında Abdurrahman Bilici ve Mehmet Sait Bilici, PKK saldırısı sonucu hayatını kaybetti.
Yeni Şafak’a konuşan Abdurrahman Bilici’nin kardeşi İsa Bilici, “Bu saldırıları Kürtleri Türkiye’den nefret ettirmek için yapıyorlar. Abimin yarım kalan işinin başına geçtim ve bir yıl içinde yol yapımını bitirdik. Hiç kimse bizi yıldıramaz, biz vatanımızı seviyoruz” dedi. Hainlerin saldırılara devam ettiğini kaydeden Bilici, “Sözün bittiği yerdeyiz. Kürtlerin hakkını savunduklarını iddia ediyorlar ama öyle bir şey yok, tamamen yalan. Türkiye’de yaşayan insanlara ne hakla zarar veriyorlar. Biz kardeşiz birbirimize kenetlenmişiz. Ben sana kardeşim diyeceğim, arkadan seni vuruyorum. Bunların yaptığı buna benziyor” diye konuştu.
İnşaat Mühendisi Mazlum Gözenoğlu (29) da Mardin Nusaybin’e Dibek Mahallesi kırsalındaki karakol inşaatında katledildi. PKK’lı teröristlerin bu inşaat nedeniyle oğlunu infaz ettiğini belirten Baba Hüseyin Gözenoğlu, “Daha önceki müteahhit işe bir türlü başlayamıyordu. Orası örgüt için çok kritik bir noktaydı. Ancak o karakol vatan millet için gerekliydi. Oğlum yiğit bir çocuktu, ‘ben yaparım’ diye işe girişti. Elinde kalem, metre, bilgisayar olan, çocuklarının geleceği için çalışan evladımı savunmasız bir şekilde öldürdüler” dedi. PKK’nın ocakları söndürdüğünü söyleyen Gözenoğlu, “Ekmeğini kazanan işçileri katlediyorlar. HDP de insanlar katledilirken dalga geçer gibi Meclis’te demokrasi, barış naraları atıyor. Benim esas öfkem de tepkim de CHP ve diğer sessiz muhalefete. CHP, HDP ve PKK arasında benim için fark yok” diye konuştu.