450 yıllık Türk yurdu olan Kıbrıs, korkunç bir planla karşı karşıya. Bir yandan Ada’da Türk nüfusu sistematik olarak azaltılmak istenirken, diğer yandan Rumların topraklarını genişletme planları artık açıktan dile getiriliyor. Bölgeyi dizayn etmek için Balkanlar’a yerleşen, Girit’teki askeri varlığını artıran ABD’nin nihai hedefinde hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) hem de Rum Kesimi’nde askeri üsler kurmak var.
Doğu Akdeniz’de, ABD, Fransa, İsrail, Yunanistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de aralarında olduğu bir ittifak, Türkiye’ye karşı adımlarına hız verirken, tüm gözler bir kez daha Kıbrıs’a çevrildi. Bölgede stratejik üstünlüğü ve zengin hidrokarbon yataklarını ele geçirmek isteyen ABD ve eksenindeki ülkeler, Ada’nın yüzde 36,6’sını kontrol altında tutan KKTC ve Türk nüfusunu, karşısında en büyük engel olarak görüyor. Bu engeli ortadan kaldırmak için hazırlanan korkunç planlar yavaş yavaş müzakere masasına getiriliyor.
Sözde ‘çözüm’ adına KKTC’ye dayatılan ilk başlık toprak tavizi. Hali hazırda adanın yüzde 36,6’sını kontrol eden KKTC, bir avuç toprağa mahkum edilmek isteniyor. Birleşmiş Milletler kulislerinde dolaşan taksim haritalarında Türk nüfusunun Girne-Lefkoşa-İskele üçgenine hapsedilmek istendiği görülüyor. Haritalara göre, Lefke, Güzelyurt, Değirmenlik, Aslanköy, Vadili ve Maraş’ın da Rumlara devredilmesi öngörülüyor.
KKTC’deki Türk varlığı üzerine hazırlanan korkunç planın diğer ayağını da demografik yapı oluşturuyor. Sözde çözüm diye Girne-Lefkoşa-İskele üçgenine hapsedilmek istenen Türk nüfusunun azaltılması hedefleniyor. Müzakere masalarında Türk nüfusun, Ada’daki toplam nüfusun yüzde 20’asini geçmemesi için sınırlandırmalar getirilmek isteniyor. Bir ileriki hedef ise Türk varlığını toplam nüfus içinde eritmek.
Ada’yı ‘Türksüzleştirme’ planının diğer ayağını ise Türkiye’den giderek KKTC vatandaşı olan ve vatandaşlık bekleyen on binlerce insan oluşturuyor. KKTC’ye dayatılan planlarda bu insanların da Ada’dan sürülmesi öngörülüyor. Çatışma yıllarında Kıbrıs’tan kaçarak dünyanın dört bir yanına yerleşen yüz binlerce Kıbrıs Türkü’ne kapılar kapıların kapanması masada.
KKTC’yi hedef alan senaryoların bir bölümünü de askeri planlar oluşturuyor. Türkiye’nin garantörlük hakkı ve Ada’daki Türk askeri varlığının tartışmaya açılmasının ardında da bu planlar yatıyor. Türk askerinin çıkarılmasının ardından Kıbrıs adasının bütün olarak ABD’nin garnizonu haline dönüştürülmesi hedefleniyor. Bölgeyi kontrol etmek için adım adım Balkanlara yerleşen, Akdeniz’in kilidi konumundaki Girit’teki askeri varlığını artıran ABD, Rum Kesimi ile yaptığı askeri anlaşmalarla bu niyetini açıkça ortaya koyuyor. Türkiye, Mısır, İran ve Suudi Arabistan başta olmak tüm bölgeye açık-örtülü operasyonlar planlayan ABD’nin, Kıbrıs’ı merkez üssü olarak kullanacağı belirtiliyor.