Koronavirüs salgınının çok ciddi anlamda hasara yol açtığı ve kişide solunum yetmezliğine giden sürecin kapısını araladığı akciğerdeki tahribatın görüntüleri yayımlandı. Doç. Dr. Cantürk Taşçı, ''Covid-19, akciğerdeki solunum keseciklerinde hasara yol açıyor. Orada bir sertleşme, büzüşme, solunum keseciklerinin fonksiyonlarını yitirmesine neden oluyor. Bu, yaygınlığı, şiddeti arttıkça hastaları solunum yetmezliğine götürebiliyor" dedi.
Doç. Dr. Taşçı, "Covid-19, akciğerdeki solunum keseciklerinde hasara yol açıyor. Orada bir sertleşme, büzüşme, solunum keseciklerinin fonksiyonlarını yitirmesine neden oluyor. Bu, yaygınlığı, şiddeti arttıkça hastaları solunum yetmezliğine götürebiliyor" dedi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Covid-19 tedavisi gören hastaların akciğerlerindeki tahribat, tomografi görüntülerine yansıdı.
Görüntülerde, hastalığın ne kadar hızlı ilerlediği, akciğeri nasıl tuttuğu ve yarattığı hasar gözler önüne serildi.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cantürk Taşçı, Covid-19'un akciğere girişini ve bıraktığı hasarı anlattı.
Prof. Dr. Taşçı, "Koronavirüs ağız ve burundan akciğerlerimize ulaşabilmekte, tek giriş yolu burası. Tabii her hastamızda akciğere ulaşım olmuyor. İmmün sistemi sağlam olan kişilerde, daha çok gençlerde bu virüs üst solunum yollarında kalabiliyor. Bunlarda daha çok kısmi semptomlarla, hatta aseptomatik olarak seyredebiliyor. Akciğerde tutulma olmadan gribal semptomlar ile bu hastalığı atlatabiliyorlar" dedi.
Doç. Dr. Taşçı, bir kısım hastalarda, özellikle daha yaşlı olan hastalarda ve genç hastaların da bir kısmında virüsün üst solunum yolundan girdikten sonra alt solunum yollarına geçtiğine işaret ederek, "Burada o bildiğimiz zatürremsi olaya yol açmakta, bundan sonraki süreç hastadan hastaya değişmekte. Virüsün seyri ile beraber ilk 3-4 gün biraz daha farklı olmakta. Hastalığın ilk semptomlarının başlamasından 8-12'nci gün arası ciddi bir alevlenme yaşayabilmekteyiz. Ancak bu da dediğim gibi her hastada değil, o süreçte hastalara müdahale ederek tedavisini düzenlemekteyiz" diye konuştu.Doç. Dr. Taşçı, koronavirüsün akciğerdeki solunum keseciklerinde hasara yol açtığını kaydederek, "Orada bir sertleşme, büzüşme, solunum keseciklerinin fonksiyonlarını yitirmesine neden oluyor. Bu, yaygınlığı, şiddeti arttıkça hastaları solunum yetmezliğine götürebiliyor. Ama dediğim gibi her hastada farklı seyretmekte. Hastanın kendi bağışıklık sisteminin gücüyle beraber bazı hastalarda solunum yetmezliğine, bir kısım hastada yoğun bakıma kadar ilerleyebilmekte. Bazı hastalarda çok yaygın akciğer büzüşmesi denilen tabloya yol açıyor. Tabii ki bu hastaları biz yine iyileştiklerinde taburcu ediyoruz; ama akciğerdeki düzelmeler akciğer büzüşmesi oluştuysa ayları bulabiliyor. Onun dışında o kadar şiddetli değilse taburcu olduktan yaklaşık 1 hafta 10 gün sonra akciğerleri tamamen normale de dönebiliyor. Akciğerde kalıcı hasar şu ana kadar gördüklerimizde yok. Hastaları kontrollere çağırıyoruz, akciğer hasarı takiplerimizde hemen hemen yok" ifadelerini kullandı.
Pandeminin ilk zamanlarında her PCR pozitif olan her Covid-19 hastasını hastaneye yatırırken, bu safhada her hastayı yatırmadıklarını belirten Doç. Dr. Taşçı, "Zaten yatırdığımız hastaların hepsi akciğer tutulumu olan hastalar. Bu hastalarda da takipler süresince semptomların kaçıncı gününde olduğuyla beraber tedavi sürecimiz değişebiliyor. Yani yatan hastalarımızın hepsinde akciğer tutulumu var, az ya da çok. Takipte akciğer tutulumu yaygınlaşıyor mu, artıyor mu, aynı mı kalıyor, bir sorun olmayan hastaları belki de 3-5 günde taburcu ediyoruz" diye konuştu.
'SOLUNUM SAYISI BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'
Doç. Dr. Taşçı, Covid-19 hastalarında meydana gelen oksijen seviyesi düşüklüğüne ilişkin de "Akciğerdeki tutuluma bağlı olarak en önemli parametrelerden birisi kandaki oksijen, satürasyon dediğimiz seviyesi. Bu bizim için çok önemli bir parametre. Solunum sayısı bizim için çok önemli. Bunlara bakarak hastanın yoğun bakıma gidiş sürecini tahmin etmeye çalışıyoruz. Satürasyon sağlıklı insanda 96-97 dediğimiz bir değerdir. Ancak bu hastalarda, bu düşmeye başlıyor. Düştüğü zaman biz hastayı, oksijen desteği, ilaçlar ile destekliyoruz. Eğer şiddet daha da artarsa hastaları yoğun bakım sürecine taşıyabiliyoruz" dedi.