İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesinde görev yapan sağlık çalışanlarının yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı sürdürdükleri mücadele görüntülendi. Göğüs Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erelel, "Pandemi bitmiş değil. Pandeminin çıkış kolu neyse iniş kolu da aynı şekildedir. İniş kolunun çok hızlı bir şekilde aşağı gelmesi bizim almış olduğumuz önlemlerin, vatandaşların almış olduğu önlemlerin başarısıdır" dedi.
Hazırlıklarını henüz Türkiye'deki ilk Kovid-19 vakası tespit edilmeden başlatan İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi, doktorundan hemşiresine, hasta bakıcısından lojistik destek sağlayan memuruna kadar her alandan çalışanıyla büyük bir ekip çalışması ortaya koyuyor.
İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erelel, yaptığı açıklamada, gelinen noktada hasta sayılarında yüzde 20-30'luk bir düşüş olduğunu belirtti.
"Bu düşüş pandeminin bittiğinin göstergesi değil, hastalar hala gelmekte ve yatışları yapılmakta." diyen Erelel, sürecin azalarak devam ettiğini dile getirdi.
Erelel, "Bu bize pandeminin iniş kolunda olduğumuzu gösteriyor. Yoğun bakımımızda hastalarımız mevcut ancak boş yataklarımız da var. Servisten yoğun bakıma inen hasta sayımız azalıyor. Bu tedavinin başarısı." dedi.
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesinde yaklaşık 1.500 hastanın yatarak tedavi gördüğünü, günlük taburcu sayısının ise 30-40 olduğunu aktaran Erelel, şöyle konuştu:
"Pandemi bitmiş değil. Pandeminin çıkış kolu neyse iniş kolu da aynı şekildedir. İniş kolunun çok hızlı bir şekilde aşağı gelmesi bizim, vatandaşların almış olduğu önlemlerin başarısıdır. Bu noktada rehavete kapılmamak gerekiyor. Toplumsal hijyen ne kadar kontrol altında tutulursa hayat o kadar erken normale döner."
Toplumda en son sağlık çalışanlarının hayatının normale döneceğini ifade eden Prof. Dr. Erelel, "Çünkü biz son hasta da hastaneden taburcu olana kadar aynı hijyen tedbirlerini almak zorundayız. Kendimizi, ailemizi ve etrafımızı korumak zorundayız. Bizim de normal hayata dönme ihtiyacımız söz konusu. Ancak bu normal toplumdan daha geç olacak." diye konuştu.
Erelel, hastanede yapılan düzenlemelere ilişkin de şu bilgileri verdi:
"İstanbul Tıp Fakültesi olarak bir Kovid-19 komisyonu kuruldu. Kovid-19 vakaları daha gelmeden önce önlem paketlerimiz oluşturuldu. Cerrahi monoblok binası tamamen boşaltılarak kovid merkezi haline getirildi. Enfeksiyon, göğüs ve iç hastalıklarından oluşan kovid komisyonu bütün hastaların tedavilerine, tetkiklerine ve taburcularına ortak olarak karar verdi. Eğer bu hastaların yatışları sırasında ilave problemler söz konusu olduysa o alanın uzmanlarından görüş alındı ve tedaviler ona göre modifiye edildi. Bizim başarımız ondan kaynaklanıyor. Kovid-19 izleme polikinliğimiz dünyada bir ilk olarak kuruldu. Burada üç uzmanlık alanından oluşan ekiplerle hastalar taburcu olduktan sonra takiplerine devam ediyoruz. Hastalar taburcu olduktan sonra evlerinde tamamen yalnız bırakılmıyor."
Kovid-19 teşhisi konularak İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan emekli göz doktoru Ayten Ateş de yaşadıklarını anlattı.
Maske almak için evine 15 metre uzaklıktaki eczaneye gittiğini söyleyen Ateş, bundan 2 gün sonra yüksek ateş ve kas ağrıları başladığını aktardı.
"Buraya geldim. Burası benim yuvam, buradan mezunum. Tomografim çekildi, tahlillerim yapıldı ve pozitif çıktı. Buraya geldiğimde üzerimden kamyon geçmiş gibiydi. Tüm sağlık çalışanları, doktorlar, hemşireler canhıraş bir şekilde çalışıyorlar. Her şeyi hak ediyorlar. Kendimi şu an çok iyi hissediyorum, üç gündür ateşim yok."