Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkıma neden olan depremlerde binlerce kişi hayatını kaybetti. Depremler, kişilerin psikolojisinde olduğu kadar sinir sistemini de etkiliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Tansel Ünal, deprem anını yaşayan bireylerde 'sanal deprem sendromunun' ortaya çıktığını söyledi. Ünal, sendromun bazı belirtilerine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.
Kahramanmaraş'ta yaşanan şiddetli depremler, çok geniş bir alanda hissedildi. Son resmi açıklamalara göre hayatını kaybeden insan sayısı 48 bine erişirken, yüz binlerce kişi de evsiz kaldı.
Depremlerin sonrasında, çok sayıda kişinin sallantı hissi, baş dönmesi ve denge bozukluğu yakınmalarıyla acil servislere başvurduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Tansel Ünal, bu şikayetlerin deprem travmasının beyinde oluşturduğu duyarlılık nedeniyle ortaya çıkan nörolojik sonuçlardan kaynaklı olabileceğini söyledi.
Bu durumun literatürde 'Sanal Deprem Sendromu' olarak adlandırıldığını söyleyen Ünal, “Bu kişiler, aslında o sırada hiçbir deprem olmadığı halde, yerin sallandığı hissine kapıldıklarını dile getiriyorlar. Bu durum, deprem sarsıntısını hissetmiş kişilerde en sık karşılaşılan nörolojik tablodur.
Sanal deprem deneyimleri yaşayan bu hastalar, yalnız kalmaktan büyük endişe duyarlar, sürekli tavan lambalarını ve eşyaları kontrol ederler. Çok rahatsız ve huzursuzdurlar” ifadelerini kullandı.
Gerçek deprem hissi oluşturuyor
“Denge; iç kulaklardan, gözlerden, bacaklar ve ayaklarda bulunan sensörlerden gönderilen sinyallerin merkezi sinir sisteminin denge merkezinde analiz edilmesi sayesinde sağlanır. Bu sistem dik durabilmemizi sağlar ve elde ettiği verileri hangi yönün yukarısı olduğunu tahmin etmek için kullanır.
Normalde, düşündüğümüzden daha alçak bir yere basmak gibi öngörülemeyen bir hareket yaparsak, sistem gerçek dünyanın nasıl bir yer olduğunu bildiği için hızla buna uyum sağlar” diyen Nöroloji Uzmanı Ünal, “Bir görüşe göre, deprem gibi beklenmedik bir kriz durumunun yaşanması, bu sistemi geçici olarak aksatır, elde edilen verilerin işlenmesi güçleşir ve bu nedenle kişi hiç beklenmedik bir anda sallantı varmış hissine kapılır” dedi.
Bu durumu yaşayan çoğu insanda birkaç hafta içerisinde belirtilerin kendiliğinden gerilediğini de vurgulayan Dr. Ünal, “Ancak yakınmalar bazen daha uzun sürebilir. Özellikle böyle durumlarda hastalar tedaviye ihtiyaç duyarlar.” şeklinde konuştu.
Hastayı doğru şekilde bilgilendirmenin tedavinin ilk basamağı olduğunu vurgulayan Dr. Ünal, “Öncelikle, doktor bu durumun genellikle geçici ve zararsız olduğunu net bir biçimde anlatmalıdır.
Ayrıca, belirtiler çoğu kez kapalı alanlarda ortaya çıktığı için, hastayı açık havaya çıkarmak geçici bir rahatlama sağlayacaktır. Yoğun ataklar yaşayan hastalara kendilerinin uygulayabileceği bazı basit manevralar öğretilerek ve ilaçlar yardımıyla medikal tedavi uygulanır.” dedi.
Epilepsi multiple skleroz Parkinson ve Alzheimer hastalarının nöbet sıklığı artabilir
Dr. Ünal, epilepsi, multiple skleroz, Parkinson ve Alzheimer hastalarının deprem sonrasında nöbet sıklığının da artabileceğini mutlaka yeniden doktor tarafından tedavi edilmeleri gerektiğini söyledi.