Seansların genellikle 45- 50 dakika sürdüğüne dikkat çeken Akgül, “Bir danışan ile ilk kez online da karşılaştıysanız, bağ kurmak, güven ilişkisini oturtmak ve işbirliği sağlamak yüzyüze seansa oranla biraz daha uzun sürebiliyor. Çünkü dijital platform duygu geçişini bir parça engelliyor. Bu engelin dışında tabii ki rahatlama sağlanıyor. Bu terapiye devam etmekle de çok ilgili. Bir kere yapılan seansın faydası değişken olabilir” ifadelerini kullanarak ekledi: “Ev ortamı, gerekli koşullar sağlandığında online terapi için gayet uygun. Sessiz sakin ve yalnız olunan bir ortamda iseniz, internet bağlantınız iyiyse ve kulaklık/mikrofon kullanımınız varsa, alt yapı için uygun program kullanılıyorsa online terapi için gerekli şartlar sağlanmıştır diyebiliriz.”
Koronavirüs ile evlere kapanan birçok insan, kaygı bozuklukları gidermek için online terapiye olan talebi arttırdı. Doktoruna yüz yüze ulaşamayan danışanlar için son derece yararlı ve etkili olan uygulama ile koronafobil ile mücadele ediliyor. Online terapiler veren Klinik Psikolog Enise Akgül, koronavirüs ile gelişen süreçte yeni hasta sayısında artış olduğunu belirterek “Kaygı, korku, endişe duygusu ile baş etme, temizlik ve hijyen uyarılarının tetiklediği obsesif kompulsif durumlar ve panik atak da başvuru nedenleri arasında yer alıyor” dedi. Ruh Sağlığı Derneği de bu süreçte halk sağlığı için online terapi başlatarak ücretsiz terapi veren psikologların listesini yayınladı.
Ruh Sağlığı Derneği de halk sağlığı için internet sitesi üzerinden online terapi başlattı. Koronavirüs salgınının Çin’de ortaya çıktığı günden bu yana ‘Korku Salgını’ araştırmasını başlatan Ruh Sağlığı Derneği, vatandaşın kaygısının günden güne arttığını ortaya koydu. Korku Salgını araştırması sonrası Ruh Sağlığı Derneği internet sitesi üzerinden online terapi başlattıklarını ifade eden Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Ömer Akgül, ücretsiz olarak gönüllü hizmet veren psikologlar olduğunu hatırlattı. Ücretsiz terapi veren psikologların listesine ise derneğinin internet sitesinden ulaşabilirsiniz.
İnsanların sosyal izolasyon döneminde kaygılanmasının gayet makul olduğunu söyleyen Akgül, aşırı kaygının ise abartılı olduğuna dikkati çekerek şu ifadeleri kullandı: “Sağlıklı kaygı bizi tehlike ve risklere karşı, hastalıklara karşı teyakkuzda bırakır. Mücadelede motivasyonumuzu yükseltir sağlıklı kaygı ama sağlıksız kaygı iki şey yapar. Bir, var olan durumu inkar etmemizi sağlar. ‘Bana bir şey olmaz’ der. İki, aşırı kaygıya neden olur. El yıkama hastalığından tutun da kalabalığa girememe, kendisini odaya kilitleme, aile üyeleriyle görüşmeme gibi birçok durumu ortaya çıkartır.
Bunun üstesinden ancak yaşadıkları durumunun ne kadar normal ve anormal olduğunu farkına vararak gelirler. Bunun için sitemizde ücretiz bir testimizvar. Testin sonucuna göre psikolojik destek alıp almamalarını görmüş olurlar” dedi.
Yaklaşık dört senedir online terapiler veren Klinik Psikolog Enise Akgül ise koronavirüs ile gelişen süreç içerisinde danışanların takibini online devam ettirmekle beraber yeni hasta sayısında artış olduğunu söyledi.
Koronavirüs ile kaygı, korku, endişe duygusu ile baş etme noktasında yardım taleplerinde artış olduğunu belirten Akgül, “Temizlik ve hijyen uyarılarının tetiklediği obsesif kompulsif durumlar ve panik atak da başvuru nedenleri arasında yer alıyor. Evde eş ve çocuklarla aynı ortamda sürekli bulunmanın oluşturduğu stres ve depresif duygulanım, kaygı bozuklukları ve OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk), hasta şikayetlerinde başı çekiyor. Dünya ve ülke gündemini sürekli takip etmek bu olumsuz duygulanımları, çaresizlik duygusunu ve kurban duygulanımını beraberinde getiriyor. Şükür ki tedbirini önlemlerini alarak sakinliğini muhafaza eden büyük bir grup var. Evde üretken, faydalı ve kaliteli zaman geçirmek üzerine yapılan yayınları çok kıymetli buluyorum” şeklinde konuştu.
Seansların genellikle 45- 50 dakika sürdüğüne dikkat çeken Akgül, “Bir danışan ile ilk kez online da karşılaştıysanız, bağ kurmak, güven ilişkisini oturtmak ve işbirliği sağlamak yüzyüze seansa oranla biraz daha uzun sürebiliyor. Çünkü dijital platform duygu geçişini bir parça engelliyor. Bu engelin dışında tabii ki rahatlama sağlanıyor. Bu terapiye devam etmekle de çok ilgili. Bir kere yapılan seansın faydası değişken olabilir” ifadelerini kullanarak ekledi: “Ev ortamı, gerekli koşullar sağlandığında online terapi için gayet uygun. Sessiz sakin ve yalnız olunan bir ortamda iseniz, internet bağlantınız iyiyse ve kulaklık/mikrofon kullanımınız varsa, alt yapı için uygun program kullanılıyorsa online terapi için gerekli şartlar sağlanmıştır diyebiliriz.”
Online terapilerle ilgili kar amaçlı pek çok yetkin olmayan kişiye dikkat edilmesi gerektiğini de vurgulayan Akgül, “Lütfen CV’sini okumadığınız bir uzmana gitmeyiniz. Ödeme yapmakla yükümlü olunan terapi hizmeti için kurumsal firmaları tercih edin. Bu günlerin geçiciliğine inanarak, tedbir ve takdir dengesinde, etrafimızda panikleyen değil sakin ve olumlayan insanlara daha çok kulak vererek bu süreci ruh sağlığımızı muhafaza ederek geçirebiliriz. Kâmil insanların 40 gün halveti zorunlu olarak önümüze çıktı, nasıl değerlendireceğimiz bize kalmış” dedi.
İnsanların evlerine kapandığı ve tüm aile fertlerinin bir arada olduğu bir süreçte online terapinin verimli olmayacağına inanlar da var. Terapi merkezlerinin seansler için özel olarak dekore edildiğini ve fiziki koşulların tamamen danışanın rahat edebileceği şekilde olduğunu belirten Klinik Psikolog Dr. Şeniz Ünal, ev ortamında bunun mümkün olmadığını söyledi. Kendi mesleki tecrübelerinden yola çıkarak da online terapilerin sohbet havasında geçtiğini anlatan Ünal, “Psikoterapi anlamında çok fazla online terapi yapıldığını düşünmüyorum. Ayrıca şu an koronaviüs salgını nedeniyle her alanda topyekün frene bastık. Bu insanların her alanına yansıyor. Sosyal medyadaki renkli içerikler, mutlu insanlar karşısında hastalar psikolojilerini daha kötü hissedebiliyordu. Ancak şu an herkes de piskolojik olarak bir etkilenme olduğu için hepimiz aynı gemideyiz.Hatta OKB hastaları ‘şimdi herkes OKB’li oldu. Herkeste temizlik takıntısı oldu’ diyor. İnsanların kötü hissetmesi normalleşti gibi” dedi.
Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Ömer Akgül
Klinik Psikolog Enise Akgül
Klinik Psikolog Dr. Şeniz Ünal