
Bursa'da özel diş kliniğinde sedasyon altında, 1 dişi çekilen, 1’i kanal tedavisi olmak üzere 4 dişine de dolgu yapıldıktan sonra rahatsızlanan Deniz Sönmez'in (5) götürüldüğü hastanede ölümüne ilişkin tutuksuz 4 sanığın yargılanmasına devam edildi. Diş hekiminin ifadesi ise kan dondurdu.

Bursa’nın Osmangazi ilçesinde, diş tedavisi için özel bir kliniğe götürülen 5 yaşındaki Deniz Sönmez, tedavi sonrası rahatsızlanarak hayatını kaybetti. Sedasyon altında yapılan operasyon sonrası ağzında yoğun kanama başlayan Deniz, taburcu edilmesine rağmen fenalaştı ve Dörtçelik Çocuk Hastanesi’nde yoğun bakıma alındı. Küçük çocuk, 13 Kasım’da oksijen azlığına bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdi.

Diş kliniğini 1 ay süreyle mühürlendi
İl Sağlık Müdürlüğü, diş kliniğini 1 ay süreyle kapatırken, Bursa Cumhuriyet Savcılığı'nın başlattığı soruşturma sonrası diş hekimi A.G., anestezi uzmanı doktor L.O., anestezi teknikeri G.K. ile diş sağlığı polikliniği mesul müdürü K.G.Y. hakkında, Asliye Ceza Mahkemesi'nde, ‘Bilinçli taksirle ölüme neden olmak’ ve 'Sağlık hizmetleri temel kanununa muhalefet' suçlarından 3 yıldan 9’ar yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Tutuksuz sanıkların yargılanmasına devam edildi. Bursa 44'üncü Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Deniz Sönmez’in anne ve babasının yanı sıra tutuksuz sanıklar diş hekimi A.G., anestezi uzmanı L.O. ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada savunma yapan anestezi uzmanı L.O. suçsuz olduğunu iddia ederek, “Sonradan yasak geldiğini, sedasyon işlemi yapılmayacağını bilmiyordum. Ayrıca daha önce de Deniz'e aynı işlem yapıldığı için ve diğer hastanelerde 4-5 ay sonraya gün verilmesi ve çeşitli sebeplerden dolayı zorunluluk bulunduğundan bu işlem yapılmıştır. Yapılan işlemde de kusurumun olmadığını düşünüyorum, beraatimi talep ediyorum” diye konuştu.

'Yasak olduğunu düşünmedim'
Diş hekimi A.G. ise işe başladığı zaman diş kliniğinde sedasyon yapıldığını belirtip, kendisine komplo düzenlendiğini iddia ederek şunları söyledi:
“Ben işe yeni başlamıştım. Bana çocuk hasta bakıp, bakamayacağımı mesul müdür sordu. Ben de bakabileceğimi söyledim. Muhtemelen ona da şirket sahibi sormuştur. Ben bu işte, ilk tedaviyi yapanın sorumlu olduğunu düşünüyorum. Zaten ben başladığımda iş yeri faaliyet içerisindeydi ve bu işlemler yapılıyordu. Sedasyon yapıldığı için bunun yasak olduğunu düşünmedim. Bu nedenle sorgulamadım da. Bu konuda bilgilendirme bana yapılmadı. İmplant yapmamam ve diş çekmememi mesul müdür ve şirket sahibi söyledi. Ancak sedasyon konusunda bir şey söylemediler.

Ben bir düzen içerisine düştüm. Kendimi kullanılmış hissediyorum. Kendi kendime sedasyon uygulamasına karar vermedim. Zaten düzen bu şekildeydi. Meslektaşlarım kendilerinin suçsuz olduğunu söylüyor, ancak asıl kusursuz olan benim. Ayrıca ben dişe sütur atmadım, sonrasında Dörtçelik Hastanesi’nde atılmış olabilir. Çünkü hiçbir diş hekimi süt dişi çekimi sonunda sütur atmaz, çünkü sonradan çıkacak ana dişlerin gelişim bozukluğuna neden olur.”
Olaydan sonra 3 ay daha çalıştığını belirten A.G. maaşını alamadığını, hatta işten ayrılmak istediğinde alacaklarını vermediklerini söyledi.

"Sedasyon uygulamasını kendisi bize tavsiye etti"
Anne Elena Sönmez de “2 yıldır biz çocuğumuz olmadan yaşıyoruz ama sanıklar normal yaşamına devam ettiler. Kimse sorumluluk kabul etmiyor. Cezalandırılmalarını talep ediyorum. A.G. beyanında tecrübesiz olduğunu, işe yeni başladığını söyledi. Ancak sedasyon uygulamasını kendisi bize tavsiye etti. Beyanlarını kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı.

Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını veren savcı, işletme ortakları M.Ç.G., M.Ö.A., M.E.K.’nin beraatini, diş hekimi A.G. ve anestezi uzmanı L.O.’nun 'Bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçundan 3 yıldan 9’ar yıla, mesul müdür K.G.Y.’nin ise 'Taksirle ölüme neden olma' suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapsini istedi. Mahkeme heyeti, karar verilmesi için duruşmayı erteledi.






