11 ilde büyük yıkıma yol açan depremler sonrası 80 milyon ton ile 208 milyon ton arasında yıkıntı atığı oluşması bekleniyor. Uzmanlar yıkım ve enkaz kaldırma sırasında oluşan toza dikkat çekerek maske takılması uyarısında bulundu.
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Derya Ünver, deprem bölgesinde yıkılan binalardan oluşan molozların neden olduğu çevre tehdidine yönelik uyarı yaptı.
Depremler sonrası 80 milyon ton ile 208 milyon ton arasında yıkıntı atığı oluşabileceğini söyleyen Ünver, "Bu atıkların içinde beton, tuğla gibi malzemelerin dışında evlerde kullanılan kimyasal, mobilya, metal, plastik gibi atıklar da söz konusu. Bunlar yönetmeliklere göre bertaraf edilmeli. Ciddi afet yaşadık ve afetin paniğiyle atığı yönetmek çok mümkün değil. Geçici depolama alanlarını doğru yerlerde seçmeliyiz. Barajların su toplama havzalarından uzak, yer altı sularına yakın olmayan, sızdırmazlık sağlanan zeminlerde depolanmalı" dedi.
'Kimyasalların yer altı ve yüzey sularına karışması mümkün'
Atıkların geçici depolama alanlarında peyderpey türlerine göre ayrıştırılıp, geri dönüştürülmesi gerektiğini anlatan Ünver, "Atıklar doğru yerlerde depolanmazsa içindeki kimyasalların yer altı suyuna karışma riski yüksek. Yağışlarla kimyasal maddelerin yer altı sularına, yüzey sularına karışması mümkün" diye konuştu.
'Maske ile tozdan korunun uyarısı'
Yıkım işlemleri ve enkaz taşınması sırasında ortaya çıkan tozun sağlık için tehlikesinden bahseden Ünver, "Enkaz atıklarının kaldırılması da çok önemli. Tozuma sırasında asbest ve uçucu gazlardan, tozlardan insan sağlığı ciddi oranda etkilenmektedir.
Bu aniden ortaya çıkmadığı için çok dikkate alınmıyor. İlerleyen zamanda, insan yaşamını olumsuz etkiyecektir. Geçici konaklama alanlarının, çadır kentlerin tozumadan etkilenmeyecek bölgelere yapılması çok önemli. Yıkım, yükleme ve taşıma esnasında tozlanmayı engelleyecek sulama sistemlerinin yapılması gerekiyor. Bölgede çalışan ve yaşayan insanların maske ile tozdan korunması gerekir" dedi.
'Uçuşan tozlar bir sınırda kalmayacak'
Bölgede tozla oluşan hava kirliliğinin insan sağlığının yanı sıra ekosisteme de zararı olduğunu vurgulayan Ünver, "Tozla oluşan hava kirliliğini bir yerde sınırlandırmak mümkün değil. 11 ilde böyle büyük yıkım olmuşken, atıkları yönetmeliklere uygun olarak bertaraf etmek kolay olmuyor.
Uçuşan tozlar bir sınırda kalmayacak. Bölgenin tamamına dağılacak ve tarım alanlarına, yüzey sularını da kirletecek ve ekosistemin bozulmasına neden olacak. Bunun olmaması için toz oluşumunun sulama sistemleri ile önüne geçilmesi gerekiyor" diye konuştu.