Giresun' da 76 yaşındaki Ahmet Akoğlu, 9 yaşında babasından öğrendiği saat tamirciliğini sürdürüyor. Mesleğinin son temsilcilerinden olduğunu ve ilerleyen yıllarda kaybolacağını ifade eden Akoğlu, "Eskiden ilçede 15 civarında saatçi vardı elektronik cihazlar çıkınca başka işlere hepsi başka işlere yöneldiler. Yeni çıraklarda yetişmiyor hatta çırak gelse dahi öğretmek istemem çünkü bu zanaat artık kimseyi doyuracak bir geleceği yok" dedi.
Henüz 9 yaşındayken babasının yanında saat tamirini öğrenmeye başladığını anlatan Akoğlu, “Dedemden kalma bu dükkanda 3 kuşaktır saat tamir ediliyor. Ben de 67 yıldır bu dükkanda baba mesleğimi icra ediyorum. Babam da bu işi dedemden öğrenmiş. Sülale olarak saatçiyiz. İlk olarak da dedem yine bu dükkanda mesleği ustasından öğrenmiş. Yani bu dükkan dedemin ustası dahil 4 kuşaktır saat dükkanı. Bir zamanlar 15 civarında saatçi vardı, ancak zamanla elektronik cihazlar çıkmaya başlayınca bir bir başka mesleklere yönelmeye başladılar ve ben de tek kaldım" dedi.
Artık bu mesleğin bir geleceği olmadığı düşüncesiyle kimseye öğretmek istemediğini de ifade eden Akbulut, “Ben bu mesleği öğrenmeye 9 yaşlarındayken başladım ama bugün bu yaşlarda gelip meslek öğrenmek isteyen yok. Gelseler dahi kimseye öğretmek istemem çünkü bu zanaatın bir geleceğini göremiyorum. Ayrıca eskiden bir çırak geldiği zaman bu sanatı öğrenmek için çabalıyordu. Şimdi ise gelen çıraklar kaç para kazanacağını soruyor. Para için çalışmak ve işi öğrenmek için çalışmak farklı şeyler. Ben kendi çocuklarımın hepsini bu dükkanda, bu mesleği yaparak okuttum. Hepsi okuyup kendi meslekleri üzerine çalışıyor. Dükkana da hiç kimseyi almadım" diye konuştu.
Eskiden saatlerin pahalı ama kaliteli olduğunu söyleyen Akoğlu,“ Çok zevkli bir meslek, çalışmayan bir şeyin tamirini yapıp çalışır hale getirmek çok mutluluk verici, ancak para kazanan meslek değil. Elektronik çıktı işler bozuldu. Şimdiki saatlerin tamirinin garantisi yok. Yaparsın 20 gün, bir ay bilemedin 3 ay sonra yeniden bozulur. Oysaki eski saatler pahalıydı ama kaliteliydi. Bozulsa dahi tamiri yapılınca yıllarca yine kullanabiliyorsun" ifadelerini kullandı.
Dükkanda sayısını bilmediği kadar saat olduğunu en eski saatin ise 150, 200 yıllık olduğunu da anlatan Akoğlu, “Tek isteğim ilçemizde Belediyemiz veya Kaymakamlığımız öncülüğünde bir müze kurulması. Çünkü buradaki sayısız saatleri ve en az 200 yıllık saatleri müzeye bağışlarım. Tek isteğim benden sonra da en azından hatıramız yaşasın istiyorum. Eğer müze kurulmaz ise de buradaki saatleri miras olarak çocuklarıma bırakırım. Burada paha biçilmez satmaya kıyamadığım saatler var. Hatta öyle saatler var ki yaparsam müşterisi çıkar paraya tamah eder satarım diye tamir etmediğim saatler var" şeklinde konuştu.