İlk bağımsızlık mücadelesini Kafkas İslam Ordusu’nun verdiği yardımla beraber Ermeni ve Bolşeviklere karşı direnişiyle veren Azerbaycan’ın bağımsızlığının 105’inci yıl dönümü İstanbul’da kutlandı. Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Narmina Mustafayeva burada yaptığı açıklamalarda, “Kurulan ilk cumhuriyetin ömrü az olsa bile bu cumhuriyet bağımsızlık ateşini yakıp, insanların kendi özgür devletlerini sahiplenme hissini körükledi. 1990’lı yılların başına kadar insanların yüreklerinde bu ateş yandı. 1991 yılında ise Sovyetlerden koptuk ve kendi özgürlüğümüzü ikinci kez beyan ettik. Azerbaycan şimdi güçlü ve bağımsız bir ülke" ifadelerine yer verdi.
Azerbaycan Cumhuriyeti Bağımsızlık Günü’nün yıl dönümü kutlamasına Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev, Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Narmina Mustafayeva, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, başkonsolosluklardan, büyükelçiliklerden ve belediyeden temsilciler, milletvekilleri, Türkiye’de yaşayan Azerbaycanlı vatandaşlar ile çok sayıda davetli katıldı. Azerbaycan ve Türkiye’nin milli marşlarının okunması ile başlayan kutlamada Azerbaycan’a özgü yemekler de davetlilere ikram edildi. Program, fasıl dinletileri ve Azerbaycan’ın yöresel dans gösterileri ile devam etti.
''Kurulan ilk Cumhuriyetin ömrü az olsa bile bağımsızlık ateşini yaktı''
28 Mayıs’ı her zaman büyük sevinç ve heyecanla kutladıklarını belirten Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Narmina Mustafayeva, “105 yıl önce doğuda, İslam dünyasının ilk demokratik cumhuriyeti kuruldu. Azerbaycan halkının ve önderlerinin bu eseri yaratmaları bizim için çok gurur verici olmakla beraber Azerbaycan halkının, bölge halkları arasında ileri görüşlü ve kendi devletini yaratma isteğinin çok güçlü olduğunun da göstergesidir. İlk bağımsızlığımız çok uzun ömrü olmadı, 23 ay yaşadı ama bu kadar kısa sürede bile bakanlıkların, milli ordunun, üniversitelerin kurulması gibi birçok iş yapıldı. Kültüre, eğitime çok önem verildi. Birçok değişiklik yaşandı ve bu değişiklikler bölgedeki diğer halkları da etkiledi. Kurulan ilk cumhuriyetin ömrü az olsa bile bağımsızlık ateşini yakıp, insanların kendi özgür devletlerini sahiplenme hislerini körükledi. 1990’ıncı yılların başına kadar insanların yüreklerinde bu ateş yandı. 1991 yılında ise Sovyetlerde bağımsızlığımızı yine kazandık, onlardan koptuk ve kendi özgürlüğümüzü ikinci kez beyan ettik. Bundan sonraki süreç de kolay olmadı ama biz özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı koruyabildik. Azerbaycan şimdi güçlü, bağımsız, özgür ülke olarak o halk cumhuriyetinin mirasçısıdır. Ülkemle, başkanımızla, yiğit askerlerimizle, ordumuzla her bir vatandaşımızla gurur duyuyorum” şeklinde konuştu.
''Türkiye iki bağımsızlığımızda da bizi tanıyan ilk ülkeydi''
Narmina Mustafayeva, sözlerine şöyle devam etti:
“Burada kardeşlerimizin arasında olduğumuz için iki kat sevinç yaşıyoruz. Türkiye, hem 1918 yılında halk cumhuriyetimizi hem de 1991 yılında Azerbaycan bağımsızlığını yeniden kazandığında bizi resmen tanıyan ilk ülkeydi. Aziz kardeşlerimizin arasında olmak ve bu tarihi yeniden kutlamak bizim için çok onur verici ve sevindirici.”
''Azerbaycan'ın aydınlığı, aydınlığımız; sevinci, sevincimiz''
Günün anlam ve önemine dair açıklamalarda bulunan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ise “‘Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez’ diyen Mehmet Emin Resulzade’yi, Azerbaycan Milli Şura mensuplarını, can Azerbaycan’ın bağımsızlığı için toprağa düşen tüm şehitleri rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum. Onlar, fedakârlıkları ve cesaretleri ile nesilden nesile gururla anlatılacak şanlı bir destanla ebedi kardeşliğimizin de nişanesi oldular. Daima söyledik, dünya durdukça da söylemeye devam edeceğiz; Azerbaycan’ın aydınlığı, aydınlığımız; sevinci, sevincimiz; azatlığı, azatlığımız; kaderi, kaderimiz; kederi, kederimizdir. Karabağ’da, zafere giden o yolda tek yumruk ve tek yürek olmamız bunun en güzel örneklerinden biridir. Azerbaycan Bağımsızlık Günü, hem Azerbaycan Cumhuriyeti’ne hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de büyük Türk milletinin tüm fertlerine kutlu olsun” ifadelerini kullandı.
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bağımsızlık mücadelesi
Azerbaycan'ın bağımsızlığı, 28 Mayıs 1918'de Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te, Mehmet Emin Resulzade başkanlığındaki Azerbaycan Milli Şurası tarafından ilan edildi. Türk-İslam âleminin ilk bağımsız cumhuriyeti olarak kurulan ve Müslüman doğunun ilk demokratik cumhuriyeti kabul edilen Azerbaycan’ın ilk cumhuriyetinin ömrü uzun olmadı fakat faaliyet gösterdiği 23 aylık kısa sürede ekonomi, eğitim, din ve vicdan özgürlüğü alanında reformlar yapıldı, tüm yurttaşlara eşit haklar tanındı. Hükümetin 27 Haziran 1918'de aldığı kararla, Türk dili, devlet dili olarak ilan edildi. Daha önce çoğunda Rusça eğitim yapılan ortaokullarda, Türkçe eğitim yapılması zorunlu kılındı. 7 Aralık 1918'de 120 sandalyelik parlamento faaliyete başladı. Ülkedeki tüm siyasi parti ve etnik grupların temsil edildiği parlamento, faaliyet gösterdiği 17 ay süresince 230 yasa tasarısını kabul etti.
Azerbaycan Demokratik Halk Cumhuriyeti, 1920’de Sovyet işgaline uğradı. 1980’li yılların sonuna doğru Sovyetler’in çöküş dönemine girmesi, Azerbaycan'da mücadeleyi canlandırdı. Tarihe Kanlı Ocak olarak geçen 20 Ocak 1990’da Kızıl Ordu, bağımsızlık isteklerini bastırmak için Bakü’ye girdi. O gün, bağımsızlık yolunda 130’dan fazla asker şehit oldu. Azerbaycan Cumhuriyeti, 28 Nisan 1920'de Sovyet ordusunun ülkeyi işgaliyle son buldu. Azerbaycan, 1991 yılında Sovyetlerin dağılmasının ardından bağımsızlığını tekrar ilan etti. Bağımsızlık bildirgesinde, Azerbaycan’ın 1918-20 döneminde faaliyet gösteren Azerbaycan Cumhuriyeti'nin varisi kabul edildiği belirtildi.