Rus ordusu tarafından işgal edilmeye çalışılan Ukrayna'ya yönelik Batılı ülkelerin askeri yardımları giderek artarken savaş alanında dengelerin değiştiğini hisseden Rusya ise söylemlerini giderek sertleştiriyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Batı ülkelerinin ateşe körükle gittiğini ve bunun Üçüncü Dünya Savaşı'na yol açabileceğini söylemesinin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zakharova'dan peş peşe tehdit gibi açıklamalar geldi.
Batılı ülkelerin Ukrayna'ya yönelik askeri desteğini artırmasının ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna savaşına dışarıdan müdahale etmeye çalışan ülkelere yıldırım hızıyla yanıt vereceklerini söyledi. Putin, "Elimizde kimsenin aşık atamayacağı araçlar var. Ve bunu hava atmak için söylemiyoruz, gerekirse bunları kullanırız" dedi.
Putin nasıl bir müdahalenin yapılacağına şimdiden karar verdiklerini söyledi fakat bunun ne olduğunu açıklamadı.
Putin'in bu ifadeyle balistik ve nükleer silahları kastettiği düşünülüyor. Rusya, işgalin başlamasının ardından stratejik nükleer silahlarını yüksek alarm konumuna getirdiğini duyurmuştu.
Analistler Putin'in bu tehditleri, Batı ülkelerinin Ukrayna'ya daha fazla yardım etmemesi için yaptığını düşünüyor.
Ukrayna'nın müttefikleri son dönemde silah yardımlarını artırmış, ABD de Ukrayna'da Rusya'yı yenmeyi hedeflediklerini açıklamıştı.
Batılı yetkililer Rusya'nın Ukrayna'nın Donbas bölgesindeki ilerleyişinin bu yardımlar nedeniyle yavaşladığı görüşünde.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Batı ülkelerinin ateşe körükle gittiğini, bunun Üçüncü Dünya Savaşı'na yol açabileceğini söylemişti.
Nükleer çatışmanın hafife alınmaması gerektiğinin altını çizen Lavrov, 3. Dünya Savaşı'nın 'gerçek bir tehlike' olduğu konusunda uyarmış ve 'Tehlike ciddi, gerçek, hafife alamazsınız' demişti.
NATO'nun Ukrayna'ya silah yardımı yaparak Rusya ile 'vekalet savaşına' girdiğini belirten Lavrov, Rusya'nın bu silahları hedef alacağını belirtmişti.
Rus bakan 'Bu silahlar, Rusya'nın özel görev kapsamında hareket eden ordusu için meşru bir hedef olacak' demiş, bu sözler batıya gözdağı olarak yorumlanmıştı.
Bir Batılı yetkiliye göre 'Rus güçleri Ukrayna'nın sert direnişi karşısında ilerlemekte zorlanıyor ve kayıplar veriyor'.
Kremlin, Londra hükümetini provokasyonla suçlayarak bunun devam etmesi halinde Kiev'deki 'karar alma merkezlerini içinde diplomatlar varken' vurmaya hazır olduklarını duyurdu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, Ukrayna'ya silah sağlayan NATO ülkelerine yönelik saldırılara izin verilebileceğini öne sürdü ve "Rusya'nın, Kiev rejimine silah sağlayan NATO ülkelerinin topraklarındaki askeri hedefleri vurabileceğini anlıyorsunuz, değil mi?" diye uyardı.
Batılı ülkeler, Rusya'nın Şubat ayında işgalini başlatmasından bu yana Ukrayna'ya yüz milyonlarca euro değerinde askeri yardımda bulundu, NATO ve Avrupa Birliği yetkilileri de daha fazla askeri yardımı görüşmek üzere Almanya'da bir araya geldi
İngiltere hükümeti, Ukrayna kuvvetlerine az sayıda uçaksavar aracı vereceğini duyurdu.
BBC'nin diplomasi muhabiri James Landale, "Ukrayna, Rusya ile varoluşsal bir savaş veriyor, bu nedenle Ukrayna kuvvetlerinin Rus sınırındaki tedarik hatlarını hedeflemesi şaşırtıcı değil" diyerek şu analizde bulundu: Batılı güçlerin silahlarının bir kısmının bu tür saldırılarda kullanılması da aynı şekilde şaşırtıcı değil. James Heappey'nin açıklamalarında ilginç olan şey, bu kadar açık bir şekilde bunları ifade etmesi. Yemen'deki gibi birçok çatışmada, İngiliz bakanlar İngiliz silahlarının kullanımı konusunda çekingendi. Batılı güçlerin sağladığı silahlar giderek artıyor ve güçleniyor. Ukrayna'ya kısa menzilli tanksavar bazukaları vermek bir şey, sınırları aşabilecek dronelar ve toplar sağlamak ise başka bir şey. Ukrayna'yı savunmak ile Rusya'ya saldırmak arasındaki çizgi giderek bulanıklaşıyor.
İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, Başkent Londra'dan dış politika üzerine yaptığı basın toplantısında, küresel güvenlik, refah ve barış konularına dikkat çekti. Ukrayna'daki Rus saldırganlığına karşı daha fazla savunma ekipmanın daha hızlı sağlanması gerektiğini ifade eden Truss yaptığı açıklamada, "Korkunç barbarlık ve savaş suçları karşısında dünya, kendi kaderini tayin etmek isteyen Ukrayna'nın mücadelesinde birleşti. Baskı veya işgal yoluyla kazanabileceklerini düşünenler, küresel güvenlikten yana tavır alırken Ukrayna'nın kaderi tehlikede. Putin başarılı olursa, Avrupa'da daha korkunç sonuçlar olacak. Bu yüzden hazırlıklı olmalı, Ukrayna'ya olan desteğimizi ikiye katlamalı ve birleşik olmalıyız" dedi.
Truss, "barış, güvenlik ve refahın" sağlanabilmesi için yeni bir dış politika vizyonun benimsenmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Özgürlük ve demokrasinin bir ekonomik ve güvenlik ortaklıkları ağı aracılığıyla güçlendirildiği, saldırganların kontrol altına alındığı bir dünya vizyonu ile yeni bir barış, güvenlik ve refah dönemi oluşturmalıyız" şeklinde konuştu.
Ukrayna'da güvenliğin sağlanması için Ukrayna'ya ihtiyaç duyduğu kaynakların sağlanması gerektiğini söyleyen Truss, "Bu nedenle, Ukrayna'nın NATO standartında silahlarla donatılmasını sağlamak için Polonya ile ortak bir komisyon üzerinde çalışıyoruz." dedi.
Truss, "Yaklaşımımız, askeri güç, ekonomik güvenlik ve daha derin küresel ittifaklar olmak üzere 3 alana dayanmaktadır. İlk olarak, toplu savunmamızı güçlendirmemiz gerekiyor. Doğu kanadı güçlendirilmeli ve Polonya gibi devletleri desteklemeliyiz. Bu nedenle varlığımızı artırıyor ve savunma işbirliğimizi derinleştiriyoruz." dedi.
Truss yaptığı açıklamada Ukrayna'daki savaştan alınacak dersler olduğunu söyleyerek, işgali caydırmak için daha fazlasının yapılması gerektiğini ifade etti. Truss, "Aynı hatayı bir daha asla yapmayacağız. Çatışmayı kışkırtma korkusuyla ağır silahlar vermememiz gerektiğini savunanların aksine eylemsizliğin en büyük provokasyon olacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.