Global dünyada, ürün, hizmet ve teknolojide olduğu gibi virüsler de küreselleşiyor. Bir bölgede yaşanan artık orada sınırlı kalmıyor, hemen günler hatta saatler içinde diğer coğrafyalara yayılıyor. Hal böyle olunca uluslararası ticaret ve pazarlar da bu süreçten nasibini alıyor. Yetkililer, henüz Koronavirüs’ünün aşısını bulabilmiş değil ve panik halde yayılmayı önlemeye çalışırken, salgının olumsuz ekonomik etkileri şimdiden tartışılmaya başlandı.
2002-2003 yıllarındaki Sars virüsünün dünya ekonomisine maliyeti 33 milyar dolardı. Ancak söz konusu dönemde virüsün etkileri ve yayılma derecesi sınırlı kalmıştı. Üstelik bugünün Çin ekonomisi 2003 döneminden çok daha büyük bir güce sahip ayrıca, yüzlerce ülke ile yatırım ve finansal bağa sahip durumda. Yani Koronavirüs'ün bedelinin Sars'a göre çok daha fazla olacağı tahmin ediliyor. Dün itibariyle 27 ülkeye yayılan virüs için alınan önlemler kapsamında, özellikle Uzakdoğu kaynaklı mal ve ham madde ticaretinde kısıtlamalar hatta yasaklar gündeme gelebilir.
ABD’li yatırım bankası JP Morgan, Çin ekonomisine ilişkin büyüme tahminini, 6.0'dan yüzde 5.6'ya çekmiş ve piyasalardaki talep şokunun arz şokuna dönüşebileceği uyarısında bulunmuştu. Uzmanlara göre, büyümedeki 0,4 puanlık gerileme ülke milli geliri için 62 milyar dolarlık bir kayıp anlamına geliyor ki bu sadece buz dağının görünen kısmı.
Öte yandan dünya ekonomisi için de haberler pek iyi değil. Bunun en önemli nedenlerinden biri de otomotiv, teknoloji, tekstil gibi birçok önde gelen sektörden şirketin yatırımlarının Uzakdoğu’da olması. Bazı mal ve ürünlerin üretim ve nakliyesinin aksaması da küresel hammadde teminini sıkıntıya sokabilir. Söz konusu gelişmeler yakın zamanda üretici ve nihayetinde tüketiciler için fiyat artışlarına neden olabilir.