60’lı yıllarda ve sonrasında devletler eliyle yürütülen uzay rekabetini günümüzde özel şirketler devraldı. 50 yıl önce uzaya 1 kilogram yük göndermenin maliyeti 10 bin dolar iken, bu rakam SpaceX’in son Falcon Heavy testiyle 2 bin dolara kadar düştü. Derin Ekonomi dergisinin Mart sayısında geniş yer verdiği bu durum; her şeyden önce uzay yarışında özel sektörün bir adım öne geçtiği anlamına geliyor.
Soğuk Savaş boyunca ABD ve Sovyetler Birliği arasında geçen uzay yarışı günümüzde özel şirketler sayesinde çok daha farklı bir boyuta taşındı. SpaceX’in son Falcon Heavy test uçuşu ile insanoğlu uzay yolculuklarına bir adım daha yaklaştı. Bu konuda Elon Musk öne çıkan isim olsa da Jeff Bezos ve Richard Branson gibi isimlerin de uzay yarışında Musk’tan geri kalır yanı yok. Derin Ekonomi dergisinin Mart sayısında bu konuya dikkat çeken önemli bir dosya yer alıyor. Kadriye N.Tunçsiper’in kaleme aldığı çalışmada, uzay yarışında özel sektörün yükselişi örnekleriyle anlatılıyor.
HOBİDEN ÖTE BİR YARIŞ
21. yüzyıl uzay yarışının bu isimler için bir hobiden çok daha fazla olduğu da bir gerçek. Çünkü Soğuk Savaş’ın psikolojik üstünlüğe dayalı rekabeti, günümüzde uzayda koloni kurma, uzay madenciliği ve uzay turizmi başta olmak üzere çok daha iddialı hedeflerle sürdürülüyor. Geçtiğimiz ay insanoğlunun uzay macerasında önemli dönemeçlerden biri daha geçildi. Elon Musk’ın sahibi olduğu SpaceX dünyanın en güçlü roketi olan Falcon Heavy ile Mars’a yakın bir yörüngeye Tesla Roadster fırlattı. Gövdesinde daha önce birçok kez kullanılan Falcon 9’un yer aldığı Falcon Heavy 1 tonluk bir kargoyu, kilogramı 2 bin dolar maliyetle tekrar kullanılabilir bir şekilde uzaya göndermiş oldu. İlgi çekici olan ise Falcon Heavy’nin artık uzaya üç ila altı ayda bir yük gönderebilecek ticari bir sistem haline getirilmiş olması. Uzay yarışlarını bu kadar gündeme getiren gelişme kuşkusuz roketlerin yeniden kullanılabilir hale getirilerek maliyetlerin düşürülmesi.
KARGOMU UZAYA KAÇA GÖTÜRÜRSÜN?
Hem SpaceX hem de Blue Origin, uzay turizmi ile insanların uzaya seyahatleri için uygun rotalar üzerinde çalışıyor. Bezos’un şirketinin özellikle yoğunlaştığı “New Glenn” roketi büyük dikkat çekiyor. SpaceX ve Blue Origin, yeniden kullanılabilir roketleri ile hem NASA hem de telekom şirketlerine hizmet veriyor. SpaceX’in Falcon 9 roketleri, uçuş başına yaklaşık 60 milyon dolarlık bir maliyetle uzaya gönderilirken; Falcon Heavy modifikasyonlara bağlı olarak 90 milyon ila 160 milyon dolara mal oluyor.
Sektörün diğer önemli bir oyuncusu olan United Launch Alliance’ın uzaya gidiş maliyeti ise 400 milyon doları aşıyor. Yine United Launch Alliance’ın Atlas V uçuşu 109 milyon dolar iken NASA’nın SLS projesinin maliyetinin 1 milyar dolar olacağı öngörülüyor.
SPACEX’İN PAYI % 60’a KOŞUYOR
Halen uzaya astronot gönderen tek uzay aracı Rus Soyuz’un sektördeki tekelini kırmak için ABD hükümeti de harekete geçti. Geçtiğimiz yıl NASA, Space X ve Boeing ile yaptığı sözleşme gereği güvenlik prosedürlerini karşılayabilme ardından uzaya astronot gönderecek duruma gelmeleri de özel sektör için önemli bir aşama olacak. 2017’de pazar payını %45'e çıkaran Space X'in akın gelecekte payını %60’a çıkacağı düşünülüyor.
Yarışın seyri böyle değişti
Dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın 2011’de NASA’nın 30 yıllık Uzay Mekiği programını sonlandırması aslında özel sektörün uzay çalışmalarını hızlandırıcı bir etki yaptı. NASA’nın çok daha maliyetli fırlatmaları karşısında özel sektörün maliyet düşürmeye odaklanması, sektörde ciddi bir rekabeti ortaya çıkarıyor. SpaceX’in başarısı ise en ucuz maliyetle şu ana kadar yapılmış en güçlü roketi fırlatması noktasında ortaya çıkıyor.