Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, temmuz ayı üretici market fiyatları, kuraklık ve girdi fiyatları konusunda yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'de son günlerde yaşanan yangınlar nedeniyle ziraat odalarının afetten zarar gören çiftçilerin acil ihtiyaçlarını gidermek üzere seferber olduğunu dile getiren Bayraktar, "Çiftçilerimizin temel ihtiyaçlarıyla birlikte özellikle hayvancılık yapan çiftçilerimizin hayvanları için gerekli olan yem saman ve ot gibi ihtiyaçlarını da karşılıyorlar. Her zaman olduğu gibi bu dayanışma ruhunu gösteren oda başkanlarımızı ve çiftçilerimizi tebrik ediyorum." ifadesini kullandı.
"Patlıcan 3,6 kat, salatalık 3,2 kat, kabak 3,1 kat, nohut ve maydanoz 3 kat fazlaya tüketiciye satılmaktadır. Üreticide 1 lira 22 kuruş olan patlıcan markette 4 lira 38 kuruşa, 1 lira 40 kuruş olan salatalık 4 lira 43 kuruşa, 1 lira 41 kuruş olan kabak 4 lira 31 kuruşa, 4 lira 35 kuruş olan nohut 13 lira 7 kuruşa ve 60 kuruş olan maydanoz 1 lira 80 kuruşa satılmaktadır.
Üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 259,02 ile patlıcanda görülmektedir. Patlıcanı, yüzde 216,43 ile salatalık, yüzde 205,67 ile kabak, yüzde 200,46 ile nohut ve yüzde 200 maydanoz ile takip etmektedir.
Temmuz ayında markette 26, üreticide 17 üründe fiyat artışı; markette 9, üreticide 9 üründe fiyat düşüşü gerçekleşti. Markette ve üreticide 7 üründe fiyat değişmedi. Fiyatı en fazla artan ürün markette karpuz, üreticide kuru soğan; fiyatı en fazla düşen ürün markette çilek ve üreticide patates oldu."
Temmuz ayında markette en fazla fiyat artışının yüzde 57,33 ile karpuzda görüldüğünü bildiren Bayraktar, en fazla fiyat düşüşünün yüzde 16,61 ile çilekte yaşandığını söyledi.
Bayraktar, üreticide fiyatı en fazla düşen ürünün yüzde 32,9 ile patates, en fazla fiyat artışının yüzde 290,24 ile kuru soğan olduğunu belirtti. Patates, maydanoz, şeftalide fiyat düşüşünün hasadın yoğunlaşmasından kaynaklandığına işaret eden Bayraktar, kuru soğandaki artışın ise kuraklıktan dolayı yeterli ürün olmaması ve talepteki artış nedeniyle gerçekleştiğine değindi.
Bayraktar, kuraklığın bu yıl gündemin birinci maddesi olduğunu, bu afetin öneminin artarak süreceğini ifade etti.
"Üretici ülkelerden ucuz buğday, et, süt ve diğer ürünleri temin etme imkanımız bir süre sonra ya kalmayacak ya da yüksek maliyetlere almak zorunda kalacağız. Bu ülkelerden alım yaptığımızda sadece ürün ithalatı yapmış olmayacağız, gıda enflasyonu da ithal etmiş olacağız. Gerçekleşme ihtimali çok fazla olan bu durum ülkemizdeki birçok insanımızın gıdaya ulaşamaması demektir. Kaldı ki, paramız olsa da bazı ürünlerin ithalatı maalesef mümkün olmayacaktır. Gündemin ilk sırasına oturan kuraklık bize asla unutmamamız gereken bir gerçeği öğretti; "Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz".
Devam eden salgın riski sürecine bir de kuraklık riskini eklediğimizde; gelecek yıllarda gıda riskinin çok daha büyük boyutlarda olacağını söyleyebiliriz. Gerekli tedbirleri zamanında almayan ülkeleri önümüzde yıllarda zor günler bekliyor. Ülkemizde daha önceki yıllarda duyduğumuz 'kıtlık ve 'erzak karnesi' gibi kelimeleri kesinlikle unutmamalıyız ve kuraklık yüzünden bunlarla karşılaşmamak için en köklü tedbirleri almakta da asla gecikmemeliyiz."