Altın Madenciler Derneği (AMD) Başkanı Hasan Yücel yaptığı yazılı açıklamada, hali hazırda AMD çatısı altındaki 22 firmada yaklaşık 10 bin kişi istihdam edildiğini, 2001 yılından 2018 yılına kadar ise toplamda 302 ton altın üretimi gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Yücel, Türkiye’de siyanürle altın arandığına ilişkin iddiaların ve haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Bilerek veya bilmeyerek madencilik faaliyetlerini engellemeye yönelik girişimler nedeniyle, ülkemiz kendi yer altı kaynaklarını değerlendiremez hale gelmiştir. Madenler ülkenin yer altı zenginlikleridir. Yer altı zenginliklerini değerlendirmede başarılı olamayan ülkeler sanayide dışa bağımlı olmaktan kurtulamazlar. Madencilik sanayinin hammadde ve ara mal ihtiyacını karşılar, ülkeye döviz kaybettirmez, sürekli döviz kazandırır. Ülkemizde başta sentetik kumaş imalatı-iplik, naylon, plastik, kuyumculuk, boya, ilaç, tarım kimyasalları, galvanizleme, metal kaplama ve elektro teknik olmak üzere başka sanayi dallarında siyanür bileşikleri kullanılmaktadır. Türkiye’de siyanürün kullanıldığı diğer alanlarda ‘siyanür’ üzerinden herhangi bir tartışma yaşanmazken, sadece altın üretimindeki siyanürün tartışılması bu konudaki istismarın ve art niyetin en iyi göstergesidir."
Türkiye’de altın üretiminde kullanılan teknolojinin ABD, Kanada, Avustralya ve İsveç’te kullanılan teknolojinin aynısı olduğunu vurgulayan Yücel, o ülkelerde altın üretimine karşı toplumsal bir tepki yaşanmazken Türkiye’de neden sürekli altın üretiminin engellenmeye çalışıldığının iyi araştırılması gerektiğini ifade etti.
Yücel, bunun nedeninin Türkiye’nin dünya altın ticaretinde önemli bir ithalatçı ülke olması olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
İddia edilenin aksine siyanürle altın aranmadığını anımsatan Yücel, siyanürün altının aranması aşamasında değil, altının üretimi aşamasında, altın üretim tesislerinde gözle görülemeyecek kadar küçük katı haldeki altın zerreciklerini çözüp sıvı hale getirmek için kullanıldığını, kullanılan siyanürün de daha sonra arıtmadan geçirilerek çevre ve insan sağlığına zararsız hale getirildiğini belirtti.