Açıklamada, söz konusu kararın, Türkiye'nin bölgedeki kıta sahanlığında uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını ihlal ettiği belirtilerek, karara konu 7 numaralı sözde ruhsat sahasının önemli bir bölümünün, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığının BM nezdinde de kayda geçirilen dış sınırlarının içinde yer aldığı kaydedildi.
Türkiye'nin 2 Mart 2004 ve 12 Mart 2013 tarihli notalarında belirtildiği üzere, BM’ye dış sınırları bildirilen kıta sahanlığında doğal kaynak arama amacıyla yapılacak her türlü faaliyetin, Türkiye'nin iznine tabi olarak yürütülmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, "Tarafımızca vurgulana geldiği üzere, ülkemiz, hiçbir yabancı ülke, şirket veya geminin deniz yetki alanlarımızda izinsiz olarak hidrokarbon arama faaliyetlerinde bulunmasına, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hiçbir şekilde fırsat vermeyecektir." uyarısı yapıldı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
Uzmanlar tarafından yapılan tespitler, Doğu Akdeniz’de toplam değeri 3 trilyon doları bulan doğalgaz yatağı bulunduğunu gösteriyor. ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi tahminlerine göre Kıbrıs, Lübnan, Suriye ve İsrail arasında kalan bölge olan Levant Havzasında 3,45 trilyon metreküp doğalgaz ve 1,7 milyar varil petrol bulunuyor. Yine Nil Delta Havzasında yaklaşık 1,8 milyar varil petrol, 6,3 trilyon metreküp doğalgaz ve 6 milyar varil sıvı doğalgaz yatağı olduğu tahmin ediliyor. Kıbrıs Adası çevresinde olduğu düşünülen 8 milyar varil petrol yatağının dışında Heredot olarak adlandırılan Girit’in güney ve güneydoğusundaki alanda ise toplam 3.5 trilyon metreküplük doğalgaz bulunduğu tahmin ediliyor.