Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi; 49 ilde 15 bin kişiyle anket yaparak Türkiye'nin hanehalkı tasarrufa bakışını ortaya koydu. Bir yıllık kazancının yüzde 19'unu tasarruf yapan vatandaş, bankalara güvenmiyor. Tasarruf yapanlar 100 bin lira altı gelirde altın yatırımı yaparken, 250 bin lira gelirde ise gayrimenkule yöneliyor.
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Göksel Aşan ve Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Müşaviri Hüseyin Kaya “Türkiye Hanehalkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması” sonuçlarını basın toplantısıyla açıkladı.
Raporda 49 ilden 15 bin kişinin katıldığı anketle Türk hanehalkının mevcut finansal siteme bakışı, tasarruflarını harcama şekli, BES, katılım bankacılığı gibi konular incelendi.
TEDBİR AMAÇLI TASARRUF YAPTIK
Görüşülen hanelerin yüzde 20’si son 12 ayda tasarruf ettiklerini ve yıllık gelirlerinin ortalama yüzde 19’unu biriktirdiklerini belirtti.
Tasarruf edemeyip, geliri giderini karşılayan haneler ise yüzde 53’lük kesimi oluşturdı. Tasarruf edemeyenlerin sebepleri arasında ise yüzde 45’le gelir yetersizliği olarak vurgulandı.
Tasarruf edenler ise yüzde 67 ile en çok beklenmedik sağlık harcaması veya gelişmelere karşı tedbri amaçlı tasarruf ettiğinin altını çizdi. Ankette dikkat çeken bir başka konu ise borç alma konusu oldu.
Görüşülen kişiler, gerektiğinde en çok aile ve çevrelerinden yüzde 34 oranında borç aldıklarını belirtti. Banka kredisi alanlar ise yüzde 17’yi oluşturdu.
KATILIM BANKASININ İMAJI OLUMLU
Konuşulan 15 bin kişiden yüzde 14’ü faize dayalı sisteme karşı çıktı. Borsaya yatırım yapmanın dinen uygun olmadığını belirten yüzde 20 civarında bir grup mevcut olup, bunun bir çeşit kumar olarak değerlendirildiği ifade edildi.
Faiz hassasiyetinin yüksek olduğu grupta da finansal sisteme karşı bakış açısı faizli sistemde olduğu gibi, ‘Finansal sistemimiz zengini daha zengin fakiri daha fakir yapmaktadır’ yönünde çıktı. Katılımcıların yüzde 35’i faizsiz bir sistemin mümkün olup günümüz koşullarında uygulanamayacağını söylerken, yüzde 21’i faizsiz bir sistemin günümüz koşullarında uygulanabileceğini belirtti.
Araştırmaya katılanların yüzde 32’si ise faizsiz bir sistemin mümkün olmadığını ifade etti. Genel olarak faizsiz sistemi destekleyenlerin oranı ise yüzde 66 çıktı.
BES KAZANCI DÜŞÜK GÖRÜLÜYOR
Görüşülen kişilerin yüzde 11’i BES’e dahil olduğunu belirtti. Otomatik katılım dahil olmak üzere şimdiye kadar BES’e katılım yaklaşık yüzde 15 olarak yansıdı.
BES’e şu anda ve daha önce dahil olanların katılım biçimleri sorulduğunda, otomatik ve kendi isteği ile olmak üzere katılanların yarı yarıya olduğu görüldü. BES’ten çıkan grupta, ayrılma nedeni olarak en başta gelen nedenler, para yönetiminin yüzde 32 ile en iyi kişilerin kendileri tarafından yapılacağı ve yüzde 27 ile getiri oranlarının düşük olması ön plana çıktı.
Bunları takip eden nedenler arasında yüzde 24 ile devlet katkısının az bulunması , yüzde 23 ile sistemin çok şeffaf bulunmaması ve yüzde 22 ile borçlarını ödeyebilmek için sistemden çıkmış olması sıralandı.